Bu makale, Türkiye'nin eğitim gündemini derinlemesine analiz ederek, okuyuculara ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukları ve eğitim sisteminin geleceğini anlamaları için kapsamlı bir perspektif sunuyor. Laiklikten asgari ücrete, seçimlerden öğrenci başarısına kadar çeşitli konularda bilgi sağlayarak, okuyucuların bu konularda bilinçlenmesine ve tartışmalara katılmasına olanak tanıyor.

Memleketin temel gündemi, yine seçimler ve bu süreçte insanca yaşam hakkı, laiklik, asgari ücret, eğitim ve sağlık gibi temel meselelerin göz ardı edilmesi gibi önemli konulara değinilerek başlar. Laiklik ve kamusal eğitim hakkının, siyasi iktidarın stratejik hamleleriyle nasıl arka planda bırakıldığı incelenir. PISA sonuçları, Türkiye'deki eğitim sisteminin durumunu ve "kindar dindar nesil" yaratma çabalarının sonuçlarını gözler önüne serer. Burada, özellikle 15 yaşındaki öğrenciler üzerinde yapılan değerlendirmeler ve okul türlerinin dağılımı üzerinde durulur.

2021 Uluslararası Okuma Becerilerinde Gelişim Araştırması (PIRLS) sonuçlarına göre, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında temel altı düzeydeki öğrenci oranının en yüksek olduğu ülke olduğu vurgulanır. COVID-19 salgınının eğitim üzerindeki etkileri, özellikle öğrenme kayıpları ve bu kayıpların tespiti için yapılan kazanım değerlendirme uygulamaları ele alınır. Ancak, bu ölçümlerin ve uygulamaların sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmamasının altında yatan siyasi tercihler ve bu durumun kamuoyunu bilgilendirmedeki eksiklikleri tartışılır.

Development Analytics'in raporu ve UNESCO'nun 2021'deki raporundaki bulgular, Türkiye'deki öğrenme kayıpları ve eşitsizliklerin derecesine dikkat çeker. 2022 hane halkı tüketim harcamaları üzerinden sınıfsal eşitsizlik ve eğitime erişim konuları irdelenir. Makale, PIRLS 2021 verilerinde sosyoekonomik durum arasındaki büyük farkları ve bunların eğitimdeki yansımalarını ele alarak son bulur.