Ücret Müzakerelerinde Gerilim Yükseliyor: İşçi ve İşveren Arasındaki Beklenti Farklılıkları
Türkiye'de asgari ücret müzakereleri devam ederken, işçi ve işveren temsilcilerinin beklentileri ve yaşanan gerilimler inceleniyor. Bu kritik süreç, milyonlarca çalışanı ve Türkiye ekonomisini doğrudan etkileyen unsurları barındırıyor.
Türkiye'de milyonlarca çalışanın hayatını doğrudan etkileyen asgari ücret tespit süreci, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda yoğun bir gündemle devam ediyor. 11 ve 18 Aralık tarihlerinde gerçekleşen toplantılarda, tarafların müzakereleri sürüyor ve nihai kararın bu hafta açıklanması bekleniyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) işveren tarafını, en fazla üyeye sahip olan TÜRK-İŞ ise işçi tarafını temsil ediyor. Komisyonda ayrıca, enerji, karayolu, AVM ve sağlık sektörlerinden işçi temsilcileri de bulunuyor.
Toplantılar sırasında, işçi temsilcileri tarafından yapılan açıklamalar, yaşanan ekonomik zorlukları ve asgari ücretin yetersizliğini vurguluyor. Temizlik işçisi Hatice Akgedik ve taşeron olarak çalışan Durmuş Öztürk, mali sıkıntıları ve günlük yaşamda karşılaştıkları zorlukları dile getirdi. Öztürk, çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktan ve düşük gelirin yarattığı sorunlardan bahsederken, Akgedik ise işçilerin market ve pazarda temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığını belirtti.
Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, ikinci toplantı sonrası rakam üzerinde bir anlaşmaya varılamadığını ifade ederek, asgari ücretle geçinmenin zorluklarını ve büyük şehirlerdeki yüksek yaşam maliyetlerini vurguladı. Ağar, asgari ücretin insanları mutlu edecek şekilde belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye raporunda asgari ücrete ilişkin yapılan uyarılar, bu tartışmaların ekonomik boyutuna dikkat çekiyor. Moody's, asgari ücret artışlarının talep yönlü enflasyon baskılarını artırabileceği konusunda uyarıda bulundu. İşçi tarafı, açlık sınırının altında bir rakamın kabul edilemez olduğunu, işveren ve hükümet tarafı ise vergi indirimleri konusunda mutabık kaldı.
Merkez Bankası'nın (TCMB) tahminlerine göre, eğer mevcut enflasyon oranları devam ederse, açlık sınırı 2024 sonunda 21 bin TL'yi aşabilir. Hükümetin asgari ücrete tek zam yapma kararlılığı, bu tahminler ışığında eleştiri konusu oluyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları, bu tek zam politikasını destekler nitelikte.
Asgari ücretin mevcut durumda brüt 13 bin 414 lira 50 kuruş, net 11 bin 402 lira 32 kuruş olduğu ve işverene toplam maliyetinin 15 bin 762 lira 4 kuruş olduğu belirtiliyor. 2024 yılında asgari ücrete yapılması beklenen zam oranları ve yeni asgari ücret beklentileri ise henüz netleşmiş değil. En düşük yüzde 25, en yüksek yüzde 55 zam yapılma ihtimali üzerinde duruluyor. Bu durum, Türkiye ekonomisi ve milyonlarca çalışan için büyük bir belirsizlik kaynağı olmaya devam ediyor.