Ulus devletlerle küresel emparyalizmin savaşı

Ulus devletlerle küresel emparyalizmin savaşı

Dr. Hüseyin Güler “Ulus devletlerle küresel emparyalizmin savaşı” adlı yazısında dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Küresel emperyalizmin amacı; dünyayı tek kutuplu dünyaya dönüştürüp, tek merkezde yönetip, geriye kalanı ise böl- parçala- yönet anlayışıyla dizayn etmek olduğunu ifade eden Dr. Hüseyin Güler’in yazısının devamı şu şekilde, “Zayıf yönetilebilir ve sömürülebilir ülkeler istiyorlar. Düne kadar ulus devletleri parçalayarak tek kutuplu dünya yaratan güçler, bunu kısmen başarmışlardır. Birleşmiş Milletler 50 devletle kurulurken, ilerleyen süreçte 200 devlete çıkarmışlardır. Küresel güçler ABD' yi merkez kabul etmişlerdir. Bunun istisnası ise AB 'dir. Ulus ötesi bölgesel birliktelik kurup ABD ile Doğu Blok arasında güçlü bir tampon bölge yaratılmak istenmektedir.

Bugün AB dağılma sürecine girmiştir.

İngiltere'nin ayrılması, İspanya'nın bölünmesi vb. gelişmeler ortadadır. Küresel güçlerin kavgası ise hem içeride hem dışarıda devam etmektedir. Bugün dünyamız çok kutuplu dünyaya doğru yönelmektedir. ABD’deki Trump kavgası, İngiltere- ABD savaşı, ABD, Çin- Rusya savaşı şiddetle devam etmektedir. Bölgemizde ise BOP senaryosunu görmekteyiz. ( Birileri de hala eş başkan olarak göreve devam etmekte olup istifa etmemiştir.) Bu çerçevede önce İslam dünyası içinde, sonra Kafkas Bölgesi ve Balkanlarda bunun olumsuz yansımalarını görmekteyiz. İslam dünyasının en büyük çelişkisi mezhep çelişkisidir. Emperyalizm bunu en iyi şekilde kullanmaktadır.

Yaklaşık 40 yıldır acımasızca devam eden savaşlara tanık olmaktayız. İran-Irak savaşı 10 yıl sürmüştür. Her iki ülkede de milyonlarca insan ölmüş, sakat kalmış ya da mülteci olmuşlardır. Miyarlarca ABD doları maddi kayıp verilmiştir. Sonra ise Irak'ın Kuveyt işgali de milyarlarca Kuveyt Dinarı’na mal olmuştur. Irak'ın işgali ile parçalanma senaryosu devreye sokulmş ve bu arada milyonlarca insan ya ölmüş, sakat kalmış ya da mülteci olmuşlardır. Avrupa'dan başlayıp Ortadoğu'ya kadar gelen sözde demokratikleşme adına iç ayaklanmalar ve parçalanmalar yine milyonlarca insanın ölmesine ve sakat kalmasına sebep olmuştur.

Ortadoğu 'da etnik ve dinsel çelişkilerden faydalanarak bu coğrafyayı sürekli savaş ortamında tuttarken, kürtler üzerine oyun kurgulanmış olup Kuzey Irak 'ta refarandum yaptırılarak bağımsız bir kürdistan kurmak istemişlerdir. Deaş ,El Kaide gibi örgütlerle Suriye ve Irak 'ta bölgeleri işgal ederek bu toprakları PYD ,YPG ve Peşmergelere bıraktılar. Başta Türkiye- Rusya -İran ve Irak bölgesel işbirliği yaparak, ırak'ın toprak bütünlüğü korunmuştur. Aynı bölgesel güçler Suriye'nin parçalanma sürecini de bozmuşlardır.

Bölgesel ittifaklar bölgenin kaderini değiştirdi. Ulus devletlerin temel varlığı, bölgesel devletlerle duygusallık üzerine yani dinsel mezhepsel etnik yapı üzerine değil de rasyonel aklın devrede olduğu bölgesel iş birliği yeniden paktlar kurulmalıdır. Sadabat Paktı gibi, başta Türkiye, Rusya İran, Irak ve Suriye gibi ülkeler, bir an önce barış toplantılarını Azerbaycan'da başlatmalıdır.

Kısaca YURTTA SULH CİHANDA SULH.”