Ünlü profesör depremde enkaz altında kaç kişi olduğunu açıkladı

Ünlü profesör depremde enkaz altında kaç kişi olduğunu açıkladı

Türkiye'yi etkisi altına alan deprem sonrasında profesörlerden gelen açıklamalar merakla takip edilmeye devam ediyor.

Ünlü profesör depremde enkaz altında kaç kişi olduğunu açıkladı - Türkiye'yi etkisi altına alan deprem sonrasında profesörlerden gelen açıklamalar merakla takip edilmeye devam ediyor. Jeofizik mühendisleri Prof. Dr. Ahmet Ercan tarafından gelen açıklamalarda da Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay'ın başta olmak üzere 10 ilde göçük altında kalan vatandaşların da sayısı verildi. Yetkililer tarafından gelen açıklamalarda, Prof. Dr. Ahmet Ercan, "‘Biz her yapının altında kalan insanların adını, soyadını, kimliğini biliyoruz.’" dediğini aktarılırken "O zaman açıklaması gerekiyor gerçekten kaç kişi var? Kim bunlar? Kurtulanlar kimler?” diyerek tepkisini dile getirdi.

DEPREMDE SON DURUM

Türkiye'de yapılan son resmi açıklamalarda depremde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 9 bin 57 can kaybı, 52 bin 979 yaralı olduğunu açıklanırken yıkılan bina sayısının 6 bin 444 olduğunu belirtti.

Ülke genelinde Ercan'ın “Bu yönetmeliğe uysalardı göçmeyecek yapıları yaparlardı. İşin kötü tarafı yeni yapılan yapılar da göçtü” dedi ve “Biz jeofizik mühendisleri Türkiye’de nerelerde hangi aralıklarla aşağı yukarı hangi büyüklükte deprem olacağını biliriz. 2001 yılında Türkiye ve İstanbul’da ‘Depreme Çağrı’ diye bir kitap yazdım. Orada Türkiye’de deprem olacak, öncelikli deprem beklenen 33 yeri saydım. Bunların içinde Van, Isparta, Sisam, Midilli ve Kahramanmaraş, Adana ve Ceyhan da var. Henüz depremini beklemekte olan yerler de var. Bunları siyasileri de yolluyoruz tabii. Yani ‘Böyle bir kitap var. Alın okuyun’ diye. Bilim insanın ve herkesin bir yaşam anlayışı tutumu vardır. Ama depremin siyaseti, sağcısı, solcusu, dincisi, dinsizi olmaz. Biz daima bilgi veririz. Bizim görevimiz bu. Dolayısıyla her şey siyasi erkeğe bağlı. Bilgi üretme üniversitenin görevi ama biz eylem yapamayız. Eylemi yürütme yapar. Yürütme Türkiye Cumhuriyeti Meclisi’dir. Neler yapılacağının emrini onlar verir." ifadelerini kullanırken, deprem içinde ayrılan paraya dahil "Deprem için alınacak önlemler için yasa ve yönetmelikleri çıkardığınızda bunu eyleme sokarken para gerekiyor. Finansal bir kaynak olmalı. Bunun ilk ayırdına varan benim. Bu yaşımda görmüş olduğum Cumhuriyet’in en başarılı hükümet başkanı olan Sayın Ecevit oldu. 1999 depremi onun Devlet Bahçeli’yle koalisyon yaptığı bir döneme denk geldi. O dönemde baktı ki Türkiye’de sürekli depremler oluyor ve bunlarla baş etmek çok zor. O zaman dedi ki ‘Bir deprem fonu oluşturalım. İnsanlar içtiği sigaradan, gazozdan, gittiği sinemadan çok ufak bir pay koysunlar.’ Geçen gün ben (eski siyasetçi) Emin Şirin ile birlikteydim. Dedi ki ‘Hocam bugüne kadar oradan toplanan para 37 milyar dolar." dedi.

BU AFETİN EŞİ BENZERİ YOK

Dünyada böyle bir afetin eşi benzerinin olmadığını ifade eden Ercan, "Duble yollar yapıldı ama şu anda millet göçüntü altında. Göçüntü altında kalınan yer yaklaşık 330 kilometrelik bir kuşak. 10 tane ili etkiliyor. Yaklaşık 4 milyon konutun bulunduğu bir yer. 13 milyon kişi bu konutlarda otururken şu anda yaklaşık 7 bin konut göçmüş durumda ve insanlar çaresiz. Elinde yeterli miktarda kurtarmacılar yok. Kurtarma araç gereçleri yok. Bu dünya çapında bir afet. Yani dünya böyle bir afeti çok az gördü. Yani bu kadar yapının yıkıldığı yerde halen ölümler bu seviyedeyse bu işte bir yanlışlık var" dedi.

GÖÇÜK ALTINDA KÇA KİŞİ VAR?

Prof. Dr. Ahmet Ercan depremde kaç kişinin göçük altında olduğu ile ilgili, "Göçen bina sayısı belli. Benim hesaplarıma göre 4 kat üzerinden ve 8 daire olarak hesapladığımda yaklaşık 200 bin kişi göçük altında. Göçükten çıkarılan insan sayısı yaklaşık 8 bin kişi. Eğer hesap doğruysa yani bunun bir garantisi yok. Ama yetkili ağızlar diyorlar ki ‘Biz her yapının altında kalan insanların adını, soyadını, kimliğini biliyoruz.’ O zaman açıklaması gerekiyor gerçekten kaç kişi var? Kim bunlar? Kurtulanlar kimler? Çünkü insanlar kaygıyla bekliyorlar. Şimdi bu dönemin siyaseti olmaz." dedi.