Uyarı Bilim Kurulu’ndan geldi: cinsel yolla bulaşan o hastalık giderek artıyor!
Koronavirüs pandemisine odaklanmış hala gelen dünyada pek çok hastalık sessiz sedasız arttı. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener ise, o hastalıklardan biri için önemli uyarılarda bulundu.
Koronavirüsün en büyük olumsuz etkisi hiç kuşkusuz sağlık sektöründe meydana geldi. Pek çok vatandaş koronavirüse odaklanmışken; diğer hastalıklarını önemsemez hale dönüştü. Dünya genelinde artan kanser vakaları da bunu gösterirken, pek çok hastalık da koronavirüs döneminde sessiz sedasız arttı. Bu konuda konuşan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda görevli, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, özellikle bir hastalığa karşı uyarılarda bulundu.
Kanserden sonra Türkiye’de koronavirüs döneminde artan bir başka hastalık da İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü (HIV) oldu. Sağlık Bakanlığı verilerine göre HIV hastası 40 bine ulaştı. Bunun çok ciddi bir rakam olduğunun altını çizen Prof. Dr. Alper Şener, Sözcü Gazetesi’ne gerçekleştirdiği açıklamalarında HIV farkındalığı için harekete geçilmesi gerektiğini bildirdi.
“SESSİZ BİR PANDEMİ: HIV”
Son üç yıldır pek çok hastalık gibi HIV’in de sessiz sedasız arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Alper Şener, “Aslında son 3 yıldır Covid-19 pandemisine konsantre olduk ama tüm dünyada devam eden sessiz bir ‘HIV pandemisi’ var. Bu sessiz pandemi her yıl üzerine birkaç bin kişi topluyor. Türkiye’deki vaka sayıları Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 40 bine dayandı. Son 2-3 yıldır ilk tanı yaşının oldukça düştüğünü görüyoruz. Yaş ortalamalarını 25-30’lu yaşlar arasında beklerken, bu rakamlar 20’li yaşların altına inmeye başladı. Bu konudaki farkındalığın artırılması ve bu sessiz pandeminin gürültülü pandemiye dönmesinin önüne geçilmesi gerekiyor” diye konuştu. Ardından HIV’in özellikle cinsel yolla bulaşacağını belirten Prof. Dr. Şener, şu ifadeleri kullandı:
“Bulaş yollarına dikkat etmek gerekiyor. Alkol, keyif verici madde beraberinde kontrolsüz ve korunmasız cinsel aktivite geliştirdiği için bu faktörleri göz önünde bulundurmak gerekir. Dünya ve Avrupa kuşağıyla kıyaslayacak olursak Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri içinde HIV hastalarının en hızlı arttığı ülkeler arasında yer alıyor. Diğer hastalıklarla kıyaslandığı zaman çok önemli bir rakam gibi görünmeyebilir. 80 milyonluk ülkede 40 bin hasta sayısı fazla gibi gelmeyebilir ama bu hastalar uzun zaman dilimi içerisinde hastalık yükü oluşturmaktadır ve ömür boyu ilaç kullanmak zorunda olan hasta grubu. Bu artış devam edecek olursa Türkiye’de HIV pandemisinin önümüzdeki yıllarda devam ettiğini göreceğiz.”
“İLK ÜÇ HAFTA BELİRTİ VERMİYOR”
Hastalığın yaşında düşüş olduğunu da bildiren Prof. Dr. Alper Şener, “Her yıl 1000- 2 bin civarında eklenen yeni olgularda özellikle düşük yaş devam edecek olursa önümüzdeki yıllarda hem bulaş zincirinin daha uzun süre devam ettiğini hem de hastalık yükünün daha fazla olduğunu göreceğiz. Bu da devam eden pandemilere yeniden konsantre olmamız gerektiğini gösteriyor. Virüs ilk alındığı zaman ilk 3 hafta içinde belirgin bulgu vermiyor” ifadelerini kullandı. Ardından hastalığın belirtilerine değinen Prof. Dr. Şener, şu açıklamalarda bulundu:
“Ateş, halsizlik, uykusuzluk gibi semptomlar başlıyor ama 3’üncü aydan sonra daha belirgin bulgular gelişiyor. Biz bunlara hastalık tanımlayıcı bulgular, diyoruz. Lenf bezleri, boğaz ağrısı, saç dökülmeleri, 1 aydan uzun süren ishal tabloları meydana geliyor. Bu hastalar hızlı kilo kaybı yaşayabiliyor. Bu bulgular şüphelendirici bulgulardır. Antikor testleriyle virüs tespit ediliyor. Kandaki virüs yükü yüksekse tedaviye başlanıyor. Tedavi başladıktan sonra yaklaşık 3 ay içinde kontrol bizim elimize geçiyor. Bu yüzden erken tedaviye başlanması çok önemli. Kontrol bizim elimize geçmezse fırsatçı hastalıklarla bu hastalar kaybedilebiliyor.”