İNANÇ YILAN
Yalancı Gebelik
Doğumhane kapısında ki eş dost akraba gibiyiz. Herkes müjdeli haberi bekliyor ama nafile...
Çünkü hatun gerçekten gebe değil, yalancı gebe... Nasıl mı?
Kadın o kadar çok isterki anne olmayı bir zaman sonra kendisini gebe zanneder, hatta adetten kesilir derken karnı da şişer ama dokuzuncu ay bir bakar ki jinekolog yerine markette sıraya girmiştir... Müjde verecek doktor yerine parasının üstünü vermeğe uğraşan kasiyerle bakışırken gerçek dünyaya geri döner. Aslında yaşadığı travmayı bir süre ertelemeye çalışan beyin, hem kendini hem de içinde bulunduğu vücudu korumak/oyalamak için bunu yapar.
Ha-h işte memlekette böyle... Her dakika müjdeli haberi bekliyor. Doğmamış çocuğa don biçiyor, isim için kavga ediyoruz... İyi de ne işimizi var doğum hane kapısında... Çünkü hayatımız hep o kapının dibinde bekleyerek geçti, ayrılamıyoruz bir türlü. Gerçekler bize göre değil...
Sıralayım;
- İş adamlarımıza bakalım. İşini bilen adamlar hepsi. En büyüğünün derdine düşmüş siyasi otorite sayesinde sürekli büyütmekle meşguller. Oysaki boyu değil işlevidir önemli olan! (Hemen argoya vurmayın en büyük adalet sarayını yapmakla övünmek başka bir şeydir hakikaten adil bir ülke ile övünmek bambaşka)
- Ekonomi... Ruslar plajda soyunup dökünmezse vay halimize... Neyse ki bayram tatilleri hafta sonu ile birleştiriliyorda yerli çıplaklar sayesinde turizmcilerin yüzü gülüyor. Hele domates satamazsak zaten vay geldi halimize. (Düşünün ki Putin domates almıyoruz dediğinde resmen kriz yaşayıp heyet gönderiyoruz. Domates satamadığında kriz yaşayan ülke dünyanın enbüyük havaalanına sahip olunca sorun çözülüyor)
- Alt yapı... M.Gökçek sayesinde bütün hayallerimiz gerçek oldu. Yağmur yağdığında su sporları için bütün imkanlara sahip oluyoruz (Her şehir için geçerli).
- Polisten doktora kadar her alana sızmış Fetö her ne hikmetse siyasete hiç bulaşmamış (!). Cumhurbaşkanı racon kesmenin anayasal sürecini belirlerken, Muhalefet başkanı İstanbul’a yürüyerek sorun çözüyor. Siyasi kimliklerin yerini siyasilerin gündelik söylemlerine göre haber evirip köşe yazısı tanzim eden zevatların karşılıklı atışmaları alıyor.
- TSK... Akşamdan sabaha darbe senaryoları ile papatya falları bakan müptezeller için malzeme olmaktan öteye geçemiyor. İngilizler penaltı hatta taça çıkacak toplar için bahis oynarken biz darbeyi kim ne zaman nerde yapacak diye kupon yapıyoruz. Başta ABD olmak üzere nerden fitne tohumu serpilse yeşertip büyütmek için vargücümüzle çalışıyoruz.
- Spor... Lokanta basıp garson ve komi döven Terim’le olmadı Lucescu ile garanti kupaya kavuşacağız diyerek heyecanlanan zevatı görünce şuraya sıkıştırmasam olmazdı... (Satır sallama ile tribün basan vandallar yüzünden aldıkları cezaye itiraz eden Başbakan diye bir kült dünyanın batısında zaten yoktur da doğusunda da bir tek bizde olurdu zaten)...
Uzatmanın alemi yok. Sahte gebelik sendorumudur. Dinlerken, izlerken her an bir şey olacak diye beklersiniz, sonuç ne normal ne de sezeryan doğuma evrilmez. Sancı vardır, bağırış çağırışta tamamdır. İsim arayanı, don biçeni, hırka öreni derken herkes eğlenir ama bebek sesi gelmez.