Yazar Abbas Güçlü: Türkçemize Sahip Çıkalım
azar Abbas Güçlü, Türkçemize sahip çıkma zamanının geldiğini ve MEB’in bu konudaki hamlesinin yeterli olmadığını söyledi. Kendi öğrencilik yıllarında Türkçeye verilen önemi anlattı.
Eğitim konusunda uzmanlaşmış gazeteci ve yazar Abbas Güçlü, Türkçemize sahip çıkma zamanının geldiğini ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bu konudaki hamlesinin önemli gibi gözükse de yeterli olmadığını belirtti. Güçlü, okurundan gelen bir mektuba yanıt olarak, kendi öğrencilik yıllarında Türkçeye verilen önemi anlattı.
Türk Dil Kurumu Konferansları
Güçlü, okurunun mektubunda bahsettiği Malatya Kernek Anadolu Lisesi Müdürü Orhan Tuğrul’un mektubundan çok etkilendiğini ve okulun öğretmenleri ve öğrencilerinin kitap yazma başarılarını takdir ettiğini ifade etti. Güçlü, kendisinin de ortaokul yıllarında Türk Dil Kurumu’nun (TDK) Ankara Kavaklıdere’deki binasında düzenlenen Türk Dili konusundaki konferanslara katıldığını ve bunların kendisine çok şey kattığını söyledi.
Güçlü, “Bu tür düzenli konferanslar günümüzde de hâlâ devam ediyor mu bilemiyorum. Türkçe öğretmenimiz rahmetli Muharrem Mercanlıgil, bizlerden bu konferanslara katılıp notlar tutmamızı; katılan arkadaşlarımızdan birinin, tutulan notları toplayıp bir hazırlık yapmasını ve haftanın ilk Türkçe dersinde o haftadaki konferans ile ilgili sınıfa sunum yapmasını isterdi.” dedi.
Güçlü, konferanslara giden öğrencilere teşvik olsun diye birer artı puan ile birlikte Varlık Edebiyat ve Sanat Dergisi’nin o ayki sayısından birer tane verildiğini de hatırlattı. Güçlü, “Bizler sınıf arkadaşlarımızla beraber söz konusu konferansları hiç kaçırmaz; orada anlatılanları, tartışılan konuları büyük bir ciddiyetle not ederdik.” diye ekledi.
Güçlü, konferansına katıldığı ilk aklına gelen önemli şair, yazar ve edebiyatçılardan bazılarının ise Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Cahit Külebi, Aziz Nesin, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Oktay Akbal, Agah Sırrı Levend olduğunu belirtti.
Öz Türkçe Kelimeler
Güçlü, TDK’nın dilimizi yabancı dillerin etkilerinden kurtarmak için çalışmalar yaptığını ve sürekli yeni öz Türkçe kelimeler belirlediğini ve kullanıma sunduğunu da vurguladı. Güçlü, “Bunların bir kısmı toplum tarafından kabul edilir ve giderek yaygın bir şekilde kullanılmaya başlardı. Bazı kelimeleri ise toplum pek tutmazdı. Onlar kısa sürede unutulur giderdi.” dedi.
Kitaplık Kolu Faaliyetleri
Güçlü, okulundan bahsederken kitaplık kolu faaliyetlerine verilen önemi de özellikle anlatmak istediğini söyledi. Güçlü, her sınıfta küçük de olsa birer sınıf kitaplığı bulunduğunu ve bu kitaplıktan sorumlu bir sınıf kitaplık kolu görevlisi olduğunu anlattı. Güçlü, “Bu arkadaşımız, isteyen öğrencilere ödünç kitap verir, bunu da bir deftere kaydederdi.” dedi.
Güçlü, her eğitim öğretim yılı başında son sınıflardaki başarılı öğrenciler arasından bir adet okul kitaplık kolu başkanı seçildiğini ve okul kitaplık kolu başkanının bir odası, odasında masası, koltuğu, sandalyeleri ve ses yayın sistemi olduğunu söyledi. Güçlü, “Bu ekip ders aralarında (teneffüslerde), başkanın odasındaki ses yayın sistemi ile okul bahçesindeki öğrencilere şiirler, kısa skeçler sunar; özel günlerle ilgili yayınlar yapardı.” dedi.
Güçlü, okul kitaplık kolu başkanı olmanın tüm öğrencilerin hayali olduğunu ve okulun bir de oldukça zengin bir kütüphanesi ve kitap okuma salonu olduğunu da ekledi.
Kompozisyon ve Yazı Dersleri
Güçlü, Türkçe derslerinde kompozisyonun çok önemli olduğunu ve öğretmenlerinin herhangi bir konu verip bu konu hakkında kompozisyon yazmalarını istediğini söyledi. Güçlü, “Sonra da derste kompozisyonlar okunur, tartışılırdı.” dedi.
Güçlü, kompozisyon dersinin yanında bir de şekil olarak güzel ve doğru yazı yazmayı geliştirmek amacıyla ortaokullarda yazı dersinin olduğunu da hatırlattı. Güçlü, “Bu dersin amacı; yazımızın güzel olmasının yanında; noktalama işaretleri, büyük-küçük harf kullanımı gibi konularda da bilgilenmemizi sağlamaktı.” dedi.
Güçlü, son olarak Türkçemize sahip çıkmanın önemine vurgu yaparak şöyle dedi: “Türkçemiz bizim kimliğimizdir. Türkçemizi korumak ve geliştirmek hepimizin görevidir. MEB’in bu konuda attığı adımları destekliyoruz ama bunun yeterli olmadığını da biliyoruz. Türkçemize sahip çıkma zamanı geldi de geçiyor.”