Yenidoğan çetesi skandalı: Bebekler üzerinden milyonluk vurgun

Yenidoğan çetesi skandalı: Bebekler üzerinden milyonluk vurgun

Kamuoyunun “Yenidoğan Çetesi” olarak tanıdığı organize suç davasında yargılamalar devam ederken, duruşma salonunda yeni ve dikkat çeken açıklamalar gündeme geldi.

İstanbul’da görülen davada, sanık sandalyesine oturan tutuklu sanıklardan Senanur Ünlü, mahkemeye verdiği ifadesinde önemli iddialarda bulundu.

Ünlü, çete ile bağlantısı olduğu öne sürülen Fırat Sarı'nın kendisinden IBAN bilgisini istediğini belirtti ve kendisine gönderilen paranın yalnızca bir günlük mesaiye denk geldiğini ifade etti.

bebek-uzerinden-rant-yenidogan-cetesi-yargi-onunde.jpeg

Sanık Senanur Ünlü’nün Dikkat Çeken Savunması

Tutuklu sanık Senanur Ünlü, davada yaptığı savunmada adının çete soruşturmasına karışmasından ötürü büyük bir şaşkınlık yaşadığını dile getirdi.

Ünlü, özellikle Fırat Sarı ile olan ilişkisi ve para transferi konularında detaylı açıklamalarda bulundu. Sarı’nın kendisinden banka hesap bilgilerini istediğini belirten Ünlü, “Bana gönderdiği para sadece bir günlük çalışmanın karşılığıydı. Bu meblağ üzerinden yargılanmam, adil değil” sözleriyle mahkemeye seslendi.

bebek-uzerinden-rant-yenidogan-cetesi-yargi-onunde-001.jpeg

IBAN Meselesi: Masum Bir İşlem mi, Delil mi?

Mahkemede en çok dikkat çeken detaylardan biri, Senanur Ünlü’nün IBAN numarasını Fırat Sarı ile paylaşması oldu.

Savcılık, bu durumu sanığın çete faaliyetlerine dahil olduğunu gösteren bir delil olarak değerlendirirken, Ünlü bu iddiayı kesin bir dille reddetti.

Ünlü ifadesinde, “Ben sadece Sarı’nın istediği üzerine IBAN’ımı verdim. Paranın gönderilme amacı belliydi; ortada yasa dışı bir durum yok” dedi.

bebek-uzerinden-rant-yenidogan-cetesi-yargi-onunde-002.jpeg

Sadece Günlük Mesai Ücreti

Ünlü, para transferine dair iddialara ilişkin olarak da oldukça net ifadeler kullandı. Kendisinin herhangi bir yasa dışı faaliyette bulunmadığını, söz konusu meblağın günlük mesai ücreti olduğunu vurgulayan Ünlü, "Gönderilen miktar yüksek bir tutar değildi.

Herkesin çalışarak kazanabileceği bir miktardı. Bu parayla çete bağlantısı kurmak abesle iştigaldir" ifadelerini kullandı.

bebek-uzerinden-rant-yenidogan-cetesi-yargi-onunde-003.jpeg

Fırat Sarı ile Olan Bağ

Senanur Ünlü’nün ifadesinde en dikkat çeken yönlerden biri, Fırat Sarı ile olan ilişkisiydi. Mahkeme heyeti, sanığa Sarı ile ne tür bir bağ içinde olduğunu sorduğunda, Ünlü’nün cevabı şöyle oldu: “Kendisini sosyal çevremden tanıyordum. Aramızda resmi ya da gayriresmî bir iş ilişkisi yoktu.

IBAN bilgimi vermem, sadece insani bir ricaya cevaptı.” Ünlü, bu ilişkinin yargılama konusu yapılmasının hukuken haksız bir durum olduğunu belirtti.

Dava Süreci ve Kamuoyu Baskısı

“Yenidoğan Çetesi” davası, yalnızca sanıklar üzerinde değil, toplumda da büyük yankı uyandırdı. Kamuoyunun merakla takip ettiği dava süreci boyunca birçok iddia ortaya atıldı ve çeşitli deliller gündeme geldi.

Ancak Senanur Ünlü gibi bazı sanıklar, isimlerinin dosyada yer almasını bir yanlışlık olarak değerlendirdi. Ünlü, “Benim dosyada yer almam tamamen bir tesadüf ya da yanlış yönlendirme sonucu olabilir” diyerek kendisine yöneltilen suçlamaların asılsız olduğunu savundu.

Avukattan Açıklama: Müvekkilim Masum

Senanur Ünlü’nün avukatı da mahkemede söz alarak müvekkilinin hiçbir suç teşkil eden faaliyetin içinde olmadığını savundu. Avukat, “IBAN verilmesi, başlı başına suç unsuru değildir.

Özellikle para transferi miktarı çok düşükse, bu durumun çete üyeliğiyle ilişkilendirilmesi hukuka aykırıdır. Müvekkilim yalnızca sosyal çevresi içerisinden gelen bir talebi yerine getirmiştir” dedi.

Savcılık Ne Diyor?

Savcılık ise Senanur Ünlü’nün savunmasını inandırıcı bulmadığını belirterek, sanığın organize yapı içerisinde aktif bir görev üstlendiğini öne sürdü. Fırat Sarı ile olan para transferinin tesadüf olmadığını savunan savcılık makamı, Ünlü’nün çete üyeleriyle daha önceki görüşmelerini ve telefon kayıtlarını da delil olarak dosyaya sundu.

HTS ve WhatsApp Kayıtları Dosyada

Dava dosyasına giren iletişim kayıtları da mahkemede gündeme geldi. Özellikle telefon sinyalleri (HTS kayıtları) ve WhatsApp mesajları üzerinden yapılan analizler, sanıkların birbirleriyle temasını ortaya koyuyor.

Savcılık bu delillerin çete bağlantısını güçlendirdiğini savunurken, sanık tarafı bu kayıtların bağlamından koparıldığını ve yanlış yorumlandığını iddia etti.

Ailelerin Bekleyişi Sürüyor

Duruşma salonunda bulunan sanık yakınları ise her geçen duruşmada biraz daha tedirgin hale geliyor. Senanur Ünlü’nün ailesi, kızlarının masum olduğunu savunarak yargı sürecinin adil şekilde yürütülmesini talep etti.

Aile üyeleri, basına yaptıkları kısa açıklamada, “Kızımızın hayatı bir anda altüst oldu. Onun suçlu olmadığını biliyoruz” şeklinde konuştu.

Dava Süreci Nasıl İlerleyecek?

Mahkeme heyeti, Senanur Ünlü ve diğer sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından dosyada yer alan delillerin incelenmesine geçecek.

HTS kayıtları, para transferi belgeleri, dijital materyaller ve tanık beyanları ışığında karar verilmesi bekleniyor. Dava sürecinin birkaç celse daha sürmesi ve sonrasında karar aşamasına geçilmesi öngörülüyor.

Toplumda Yankı Uyandıran Bir Dosya

“Yenidoğan Çetesi” davası, hem kamuoyunun ilgisini çeken hem de hukukçular arasında tartışma konusu olan bir dosya haline geldi.

Suç örgütü iddiasıyla açılan dava, bireysel ilişkilerin suç unsuru sayılıp sayılmayacağı, para transferlerinin nasıl yorumlanması gerektiği gibi pek çok temel soruyu da gündeme taşıdı.

Özellikle sosyal ilişkiler ve maddi yardımlaşmaların, yasa dışı faaliyet olarak değerlendirilebilmesi ihtimali birçok kesim tarafından dikkatle izleniyor.

Senanur Ünlü’nün “Fırat Sarı benden IBAN istedi, gönderdiği para bir günlük mesai ücretidir” şeklindeki savunması, davada önemli bir tartışma başlığı olarak yerini almış durumda.

Mahkeme heyeti, önümüzdeki duruşmalarda daha fazla delil değerlendirmesi yaparak bu tür beyanların gerçekliğini araştıracak. Nihai karar, yalnızca sanıklar için değil, kamuoyunun adalet algısı açısından da büyük önem taşıyor.

Kamuoyunda "Yenidoğan Çetesi" olarak tanınan ve aralarında doktorların da bulunduğu 58 kişilik sanık grubunun yargılanmasına Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.

Dava kapsamında, yeni doğan bebeklerin sağlık durumlarının kötüye gitmesine hatta hayatlarını kaybetmelerine neden oldukları, bu süreçte yasa dışı yollarla kazanç sağladıkları iddia edilen sanıklardan 30’u tutuklu olarak yargılanıyor.

Bu çetenin, bazı özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde sistematik bir şekilde işleyen bir suç ağı kurduğu öne sürülüyor.

Sanıklar Mahkemede

Duruşmaya, örgütün lideri olduğu ileri sürülen doktor Fırat Sarı ile birlikte toplam 30 tutuklu sanık, çeşitli tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar katıldı.

Duruşma, sanıkların yoklamasının alınmasıyla başladı. Tutuklu sanıklar, jandarma nezaretinde salona getirildi.

Sanıklardan Biri: "Fırat Sarı Benden IBAN Bilgisi İstedi"

Sanıklardan Senanur Ünlü, mahkemeye verdiği savunmasında sadece 10 ay süreyle bir hastanede çalıştığını belirterek, Fırat Sarı'nın yönlendirmeleriyle hareket ettiğini söyledi.

Tıbbi sekreterlik görevini üstlendiğini ifade eden Ünlü, tek sorumluluğunun yenidoğan bölümündeki görüntüleme sonuçlarını sisteme yüklemek olduğunu dile getirdi.

“Epikriz gibi tıbbi belgeler hakkında bilgim yoktu. Doğum iznindeyken kontrol amacıyla hastaneye uğradım. Bu sırada benden, asistanların yetiştiremediği belgeleri sisteme yüklemem istendi ve ben de yardımcı oldum. Ardından Fırat Sarı IBAN’ımı istedi ve bir günlük mesai karşılığında ödeme yaptı. Hesap hareketimdeki para yalnızca bu işle ilgilidir” dedi.

Yargılamaya Konu Olan Suçlar

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve 1399 sayfadan oluşan iddianamede, doktor Fırat Sarı'nın organize suç örgütünün başı olduğu, doktor İlker Gönen ve ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in ise bu yapının yöneticileri olduğu ileri sürülüyor.

İddianamede, örgütün amacı olarak devralınan yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 Acil Çağrı Merkezi sistemini devre dışı bırakmak ve bu birimlerin tam kapasite çalışmasını sağlamak gösteriliyor.

Bu sayede SGK'dan alınan ödemelerin üst düzeye çıkarılması hedeflenmiş. Bebeklerin tıbbi durumlarının olduğundan daha ağır gösterilerek, yoğun bakımda tutulma sürelerinin uzatıldığı ve bu sayede hem devletin hem de hasta yakınlarının maddi zarara uğratıldığı aktarılıyor.

Hastane Seçiminde Kâr Ön Planda

İddianamede, hasta bebeklerin tıbbi ihtiyaçları doğrultusunda değil, örgüt üyelerinin kazanç sağlayacağı şekilde özel hastanelere yönlendirildiği belirtiliyor.

Bu hastaneler üzerinden yüksek kazançlar elde edildiği ve bu gelirlerin, aralarında sağlık çalışanlarının da bulunduğu örgüt üyeleri arasında bölüştürüldüğü vurgulanıyor.

Sanıkların amacı bebeklerin sağlığı değil, maddi çıkar sağlamak olarak değerlendiriliyor. Bu süreçte SGK’ye yanlış bilgi verildiği, tedavi sürelerinin uzatıldığı, gereksiz işlemler yapıldığı ve resmi belgelerin sahte düzenlendiği iddialar arasında yer alıyor.

Ağırlaştırılmış Hapis Cezaları Talep Ediliyor

İddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında, 10 bebeğin ölümüne neden oldukları gerekçesiyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından her biri için 10 kez olmak üzere toplamda 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası isteniyor. Ayrıca, her iki sanık için “resmi belgede sahtecilik” suçundan 11’er kez ceza talebi yer alıyor.

Sanıklardan ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir için ise “kasten öldürme”, “kişisel verilerin hukuka aykırı kullanımı”, “kamu kurumlarını dolandırma”, “örgüt kurma” ve “belge sahteciliği” gibi suçlardan toplam 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası öngörülüyor. Diğer 44 sanık da benzer suçlardan ağır ceza tehdidiyle karşı karşıya.

Kurumsal Yaptırımlar da Gündemde

İddianamede, yasa dışı yollarla gelir elde eden özel hastaneler ve şirketler hakkında da önemli yaptırım talepleri bulunuyor.

Bu kurumlara yönelik, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanması, ruhsatlarının iptal edilmesi ve mal varlıklarına el konulması öneriliyor.

Soruşturma sürecinde, İstanbul'da 9, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde ise 1 özel hastanenin ruhsatı iptal edildi. Bu hastanelerde tedavi gören bebek ve diğer hastalar, kamu hastanelerine sevk edildi.

Savcı Ölümle Tehdit Edildi, Sanık Cezaevinde İntihar Etti

Davanın soruşturmasını yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'in, makamında ölümle tehdit edilmesi üzerine bu kişilerin de tutuklandığı bildirildi.

Ayrıca örgütün yönetici kadrosunda yer aldığı belirtilen doktor İlker Gönen, Antalya’da tutuklu bulunduğu cezaevinde 1 Şubat 2025 tarihinde intihar etti.

Yeni İddianame Ana Dosyayla Birleştirildi

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı 57 sayfalık yeni iddianameyi de ana dava dosyasıyla birleştirdi.

Bu ek iddianamede 13 şüpheli yer alırken, Sosyal Güvenlik Kurumu “suçtan zarar gören” olarak dosyada yer aldı. Firari hemşire Serenay Şenkalaycı'nın hem ana hem de ek dosyada şüpheli olarak geçmesi dikkat çekti.