İNANÇ YILAN
Yerli Oto
Detroit bir zamanlar Amerikan otomobil sektörünün kalbiydi. Birleşik Oto İşçileri Sendikası’nın kentteki yerel birimleri başkanı George McGregor özellikle 60’lı yılları Amerika’nın Sesi’ne verdiği röportajda şöyle tarif ediyor: “Buraya (Detroit) ilk geldiğimde otomobil şirketleri iş vermek için ayağınıza kapanıyordu. O zaman için iyi para ödüyorlardı, saat başı 3 dolardan fazla para alıyorduk”
Peki nereden geliyordu yoğurdun bolluğu!
Elbette ikinci dünya savaşı sonrası yıkılan şehirlerde mahvolan Avrupa ve Japon otomotiv sanayisinin devre dışı kalmasıyla dünya pazarlarını ele geçiren Amerikan Otomobilleri 80’lerden itibaren acı gerçeği gördü. Geri dönen Alman ve Japon otomobillerince küresel pazarda kuşatılan Made in USA kendi iç pazarında bile nefes alamaz hale gelince fabrikalar ya kapandı ya da daha ucuz üretim yapan ülkelere kaydı. (Elbette ucuz petrol fiyatlarıyla doldurulan büyük ve güçlü oto motorlarının gazına basan Hollywood kahramanlarının etkisi de yok değildi bu dönemde)
Biz ise önümüzde ki on yıl dizel sonra ki on yıl ise benzinli motorların tarihe karışacağı otomobil sektörü için yerli otoyu hangi firma/ların üreteceğini tartışıyoruz. Yani zaten fişi çekilecek hastaya damatlık/gelinlik hazırlamak gibi birşey.
Dünya otomotiv devlerinin pek çoğunun (Hatta hafif ticari araçta neredeyse rakipsiziz) üretim bantları Türkiye’de ve biz böyle her konuda Batı ile kavgaya tutuşmazsak burada kalmağa da devam edecekler. Lakin bizim iç ve dış siyaseti birbirine karıştırıp sürekli bulamaç halinde tutumamızdan ötürü ciddi sorunlar yaşayacağımız da aşikardır. Doğunun bütün pazarı Batı iken biz neyin peşindeyiz! (Batı karşıtlığında kimse elime su dökemez o ayrı konu)
Fosil yakıtlı motorlar güme giderken Batı elektrikli otomobiller için yeni nükleer santralleri dahi konuşuyor. Yani biz model – teknoloji ar-ge çalışmalarını bitirdiğimizde Doğu pazarı hariç elimizde alan kalmayacakta diyelim bu fanteziyi gerçekleştirdik ve sektöre daldık. Olası marka – segment rakiplerimiz arasında;
- PSA (Peugeot – Citroen – DS – Opel)
- Ford (Mazda’nın ortağıdır aynı zamanda)
- VW (Skoda, Seat, Audi)
- Fiat (Ferarri, Maserati, Alfa Romeo)
- GM (Cadillac, Chevrolet, Buick, GMC)
- Renault (Dacia’nın hissedarı Nissan’ın da motor üreticisidir)
Bu brupların ürün yelpazesi, satış kanalları, küresel ortaklıkları ve neredeyse bir asırlık deneyimleriyle nasıl savaşacağımız muallak. Çin bile böylesi stratejik bir savaşa Volvo’yu alarak girmesine rağmen hala küresel pazarda sorunlar yaşıyor. İrili ufaklı Uzakdoğulu rakipleri saymadan bile yeterince korkunç bir pazar görünümünde.
Tek çıkış elektrikli otomobil! Çünkü Hedef Pazar daha esnek. Tesla’nın bu pazarda sadece 14 yılda aldığı yok düşünüldüğünde 2023 tarihli elektrikli otomobil projesi daha gerçekçi. Düne göre çok ağır ve az enerji sağlayan ancak günümüzde gelişen teknoloji ile hem ağırlığı azalan hemde depoladığı enerji ile daha uzun mesafeler kat eden piller/bataryalar sürekli gelişmeğe devam ediyor. Aslında bizim üniversiteler sadece haber olmaktan öteye geçmeyecek saçmasapan elektrikli otomobil karoserleriyle fotoğraf çektirmek yerine pil/batarya teknolojisine ağırlık verseler ülke geleceğine çok daha büyük bir hizmet sunacaklar.
Bir şeyi üretmek günümüzde hiç bir şey ifade etmiyor. Önemli olan onu sattıracak marka olabilmek. Bakın bu gün Foxconn* ipad ve iphon’ları Apple markası yerine kendi adıyla üretsin şuanki satışın %10’unu bile tutturamaz.
Ayrıca illa birşey yapacaksak ve bu da yerli olsun diyorsak otomotiv sektöründe Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verelim. Çünkü bozuk havayastığı, sahte çelik derken dünya devi peok çok yan sanayi üreticisi hatalı mal üretmekten dolayı sabıkalıyken taze bir kan çok daha iyi sonuçlar verebilir. Hem böylece ülkemizde yatırım yapmış markaları ürkütmeyiz hem de daha büyük bir pazara hiç zahmet etmeden gireriz.
* Foxconn : Apple, Dell, HP, Motorola, Intel, Acer, Samsung, Nintendo, Sony, ve Nokia dahil birçok küresel markaya üretim yapan şirkettir. Çalışan sayısı 1,3 milyon civarıdır.