Yerli otomobille ilgili sürpriz öneri

Yerli otomobille ilgili sürpriz öneri

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, yerli otomobile ilişkin yeni bir öneri gündeme getirdi.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, yerli otomobile ilişkin, "Şimdi biliyorsunuz 5'li bir konsorsiyum oluştu. Elektrikli araç olacağını açıkladılar. Benim önerim, menzili artırılmış elektrikli araç olması. Çünkü alt yapısının Anadolu'nun en ücra köşesine kadar yaygınlaşması ve Türkiye'nin hedef pazarında alt yapının hazır hale gelmesi epey zaman alır. Menzili artırılmış elektrikli araç çok kolay ticarileşecek bir model olur." dedi.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Adalet ve Medeniyet Derneği bünyesinde  çalışmalarını sürdüren Teknikhane tarafından, Antalya'nın Alanya ilçesindeki bir  otelde düzenlenen, "Mühendislik Buluşması" etkinliğinde yaptığı konuşmada, mühendisin Osmanlıca bir ifade olduğunu, hesap ilmi olan, hendeseyi bilen kişi  anlamına geldiğini söyledi.

''BENİM ÖNERİM MENZİLİ ARTIRILMIŞ ELEKTRİKLİ ARAÇ''

2011 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bir babayiğit  arıyorum" sözleriyle yerli otomobil konusunu Türkiye'nin gündemine getirdiğini  anımsatan Işık, şöyle konuştu:

"Bakanlık görevini ben devralınca yerli otomobil ile ilgili ne yapıldı diye değerlendirdim. Güçlü bir çalışma yaptık. 'İçten yanmalı motorlarda rekabet şansı yok.' dedik. Böyle bir projeye girersek baştan kaybetmiş oluruz. Gelecek elektrikli otomobilde. Bizim otomobilimiz elektrikli olmalı. Elektrikli otomobil ile ilgili çalışmayı başlattık. Alt yapı belli bir süre içerisinde  hazırlanamayacağı için menzili uzatılmış elektrikli otomobil modelini benimsedik. Yaptığımız hesaplamalarda bin kilometrelik mesafeyi maksimum 20 litrelik benzinle alıyorsunuz. Yakıt tasarrufu iyi olan araçtan çok daha ekonomik. Bunu duyurduktan sonra bir kıyamet koptu. 'Efendim bunlar çakmaymış da Türkiye bu pazara  giremezmiş de bu iş ticarileşemezmiş de şuymuş, buymuş'. 1961'de söylenenlerin  aynısı tekrar söylendi. Hiç durmadık. Bakanlığı devrettiğimiz gün son dizaynları  görmüştüm, çok güzel dizaynlar çıkmıştı. Şimdi biliyorsunuz 5'li bir konsorsiyum  oluştu. Elektrikli araç olacağını açıkladılar. Benim önerim, menzili artırılmış elektrikli araç olması. Çünkü alt yapısının Anadolu'nun en ücra köşesine kadar yaygınlaşması ve Türkiye'nin hedef pazarında alt yapının hazır hale gelmesi epey  zaman alır. Menzili artırılmış elektrikli araç çok kolay ticarileşecek bir model  olur. 1961'de ne söyledilerse, ne engel çıkardılarsa aynısını bugün de karşımıza  çıkartıyorlar."

Pardus milli işletim sistemi devreye girince maliyet açısından büyük  bir avantaj oluştuğunun altını çizen Işık, "Bu milli işletim sistemi ile  milyonlarca dolar lisans ücreti vermekten kurtuluyorsunuz. Fatih projesine bir  işletim sistemi teklif veriyor ve her bir sistem için 60 dolar istiyor. Pardus  devreye girince bu rakam 5 dolara, sonra 1 dolara, sonra da bedava. Pardus'ta kendi işletim sistemimiz yerli ve milli olduğu için pek çok bilgisayar korsanının bilmediği bir alan oluyor. Kendinizi çok daha güvenli hale getiriyorsunuz. Siber  savunmaya harcayacağınız kaynak azalıyor. Milli Savunma Bakanlığı, Deniz  Kuvvetleri Komutanlığı kullanıyor. Kamu kurumlarında da yaygınlaştı." dedi.

YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM KONUSUNDA GÜÇLÜ İRADE

1974 Kıbrıs Barış Herakatı'ndan sonra Türkiye'ye uygulanan silah  ambargosunun Aselsan'ın kurulmasını sağladığını anlatan Işık, sözlerini şöyle  sürdürdü: "Onlarca küçük şirket kuruldu. Bunlar ambargonun sonucu. Kötü komşu  insanı mal sahibi yapar. Milli füze ve hava savunma sistemi programımızı  başlattık. Kritik teknolojileri ülkeler paylaşmak istemiyor. O zaman kendi  teknolojilerimizi geliştirmek durumundayız. İnsansız hava uçaklarındaki,  helikopterlerdeki kameraların alınmasında ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Aselsan'a  gittim. Çok yetenekli mühendislerimiz var. 'Bunu en kısa zamanda hazır hale  getireceksiniz' dedim. Arkadaşlar yoğun çalıştı ve hava araçlarına takılacak hale  geldi. Tam o anda bütün sınırlamalar kalktı ve kamera satmak istediklerini  söylediler. Niye çünkü pazara yeni bir rakip girmesini istemiyorlar. Hem Türkiye  pazarı elden gidecek hem de yeni bir rakip gelecek. Bizim projelerimizi takip  ettiğimizden birileri projelerimizi daha dikkatli takip ediyor. Teknolojimiz tam  ticarileşeceği noktada hemen sabote ediliyor. İşte milli duruş bu iş ticarileşip,  kendi ürünümüzü kullanıp dünyaya satana kadar devam etmeli. Arkadaşlara 'Maliyeti  ne olursa olsun kendi kameramızı kullanacağız' diye talimat verdim."

Yerli ve milli üretim konusunda güçlü bir siyasi irade bulunduğunu  belirten Işık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın koyduğu kararlı tutum sayesinde birçok  teknolojinin yerli üretilmesinin sağlandığını bildirdi. Işık, "Ortaya koyduğumuz  bütçe, savunma sanayisine harcanan kaynak tüm zamanların rekoru. Çok önemli  kazanımları elde ettik ancak bu mücadele bitmedi." diye konuştu.

Dijital çağın içerisinde olduklarını kaydeden Işık, 4'üncü sanayi  devriminin başladığını, mühendisler olarak bu değişimi kavramak gerektiğini  vurguladı. Işık, değişimi yönetenlerden olmak için herkesin işinde en iyisi  olması gerektiğini sözlerine ekledi.