Ülke Başkanlık Sistemini tartışırken, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı, en azından Başkanlık Sistemi teklifinin halkın onayına sunulmasına dair kilidi açabilecekleri sinyali verdi.

Bahçeli’nin teklifi millete götürmenin önünü açma sinyali, 2017 için bol sandıklı bir süreç anlamına geliyor.

Çok olağanüstü gelişmelerin olmaması durumunda Başkanlık referandumunun Mart-Nisan gibi bir dönemde yapılması ve halkın onayını alması neredeyse kesin.

Sistemsel değişim anlamına gelecek bu oylama sonrasında Milletvekili ve Yerel Yönetim seçimlerinin de yapılması yeni sistemin bir zorunluluğu olacak.

Yani her halükarda Türkiye 2017’yi bol sandıkla geçirecek. Çünkü bir yandan da FETÖ ile mücadele var. AK Parti örgütle iltisakı bulunan hemen her kademedeki isimlerden arınmaya dair net bir irade ortaya koymuş durumda.

Konumuz bunlar değil elbette. Asıl dikkat çekmek istediğim, AK Parti’nin bir yandan Referandum öte yandan milletvekili ve yerel yönetim seçim olasılıklarının masaya yatırıldığı bir dönemde milletvekillerinin ellerini rahatlatacak adımlar atması. Bilhassa oy oranı açısından bıçak sırtı bölgelerde. Bunların başında da Iğdır var.

Bildiğiniz gibi AK Parti, 2011'de aldığı yüzde 28'lik oyunu yanlış tercihle Haziran’da 10 seviyelerine kadar indirmişti. Kasım seçimlerinde, Haziran’ın getirdiği olumsuz atmosferi dağıtma iradesi de eklenince bu oran biraz daha yükseldi ve iki milletvekilinden birini AK Parti aldı. Burada aday kimliğini ön plana çıkarmakta hiçbir beis görmüyorum. AK Parti'nin Azeri kökenli bir isimden yana tercih kullanması HDPKK karşıtı kitleyi bu isim etrafında toparladı.

O noktadan sonra yapılması gereken, halihazırdaki tek milletvekilinin elini güçlendirmek önünü açmaktı. Oysa bugüne kadar bu yapılmadı. AK Parti Iğdır Milletvekili ve yılların deneyimli siyasetçisi Nurettin Aras, maalesef teşkilat yöneticileri tarafından by-pass edilmeye çalışıldı. AK Parti’nin 1 Kasım’da aldığı oyların analizi doğru yapılmamış olmalı ki, İl Başkanı’nın il ve ilçelerdeki bürokrat atamalarda gözettiği etnik tercihlere müdahale edilmedi. Partinin tek milletvekili bu konuda devre dışı bırakıldı.

Peki ülkenin sandıkla dolu bir yıl geçirmeye hazırlanıldığı bir dönemde, hangi siyasi kaygılarla kazanıldığı ortada olan tek milletvekili, oy aldığı seçmenin beklentilerini karşılayamayacak kadar by-pass edilmişse, yeniden önlerine konulacak bu sandıklar için o seçmen tabanından nasıl yeniden oy istenecek?

Unutulmamalı ki Iğdır'da siyaseti şekillendiren atmosfer, iki zıt kutup olan MHP ile HDP'nin çekişmesi. AK Parti'nin HDP'ye alternatif faktör olması, HDP ve MHP'ye yönelen seçmeni kazanmak için de önemli... Bu bilinerek, sadece HDP tabanını memnun edecek bir takım bürokratik atamalar AK Parti İl Başkanı ve yönetimince refere ediliyorsa, bu bağlamda partinin tek milletvekili by-pass ediliyorsa, oy veren seçmenin önüne sandık konulduğunda yeniden oy vermesi için en önemli gerekçeyi ortadan kaldırmış olursunuz.

Aynı şekilde, milletvekili devre dışı bırakılarak yapılan bürokratik hamleler Iğdır'ın temel dinamiği olan Azerileri de AK Parti'den uzaklaştırıyor.

Azerileri dışında muhafazakar demokrat tüm seçmen kitlelerini de kucaklayan AK Parti Iğdır Milletvekili Nurettin Aras’ın, o tabana karşı da elini güçlendirecek adımlar bir an evvel atılmalı.

Yukarıda da ifade ettiğim gibi; 1 Kasım seçim sonuçları iyi analiz edilmemiş olmalı ki, bu seçimlerde elde edilen tek milletvekilliği için kimlerin oyunun belirleyici olduğu gerçeği göz ardı ediliyor.

AK Parti’ye oy veren taban dinamikleri yok sayılırken, AK Parti’ye karşı kapı kapı dolaşan kimi zaman örgütün terör tehdidini seçim malzemesine dönüştüren kesimlerin memnuniyeti ve onların beklentileri karşılanıyor.

Partinin tek milletvekili ve onun tabanı göz ardı edilirken, tek milletvekili de İl yönetimince devre dışı bırakılıyor.

Bu hatadan bir an evvel dönülmeli. AK Parti’nin Iğdır’daki varlığında büyük emeği olan milletvekili Nurettin Aras’ın eli daha da güçlendirilmeli. İl ve ilçe bürokrasisi, HDP ve PKK çizgisinde isimlerden değil, Milletvekili Nurettin Aras’ın da yer aldığı ortak akılla, milliyetçi muhafazakar tabanla barışık çizgiden isimlerle şekillendirilmeli.

Bölgedeki tüm illerde hissedilen bu tıkanıklık aşılmaz, örgüt çizgisindeki isimler bölge milletvekilleri by-pass edilerek il ve ilçe bürokrasisinin tepelerine getirilmeye devam edilirse, PKK'ya gerek kalmadan AK Parti Artvin'den başlayıp Mersin'e kadar uzanan hatta kadar sandıkları HDP ya da PKK çizgisindeki adaylara kaptırır.

Bizden naçizane dost uyarısı; ister dikkate alınır ister "Zihni Çakır yine hadsizce işlerimize burnunu sokmuş" denir...