47 yıllık sır! Prenses ajan mıydı?
12 Mart 1971 Muhtırasının üzerinden 47 yıl geçmesine rağmen THKP-C’li Prenses kod adlı Yüzbaşı İlyas Aydın’ın Filistin’de , öldürülmesi hala aydınlatılamadı.
Merhum gazeteci yazar Uğur Mumcu, 12 Mart ile ilgili yazılarında sürekli olarak Yüzbaşı İlyas Aydın adını gündemde tuttu. THKP-C liderleri Mahir Çayan’ın , dönemin İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom’un kaçırılarak öldürülmesine adı karışan Yüzbaşı İlyas Aydın’ın Mit mensubu olduğu iddiaları ve arkasından da Filistin’de sorgulanarak öldürülüşüne ilişkin bir değerlendirme de eski Yüzbaşı Orhan Savaşçı’dan geldi Mahir Çayan’ın kayın biraderi ve THKP-C’nin TSK içindeki örgütlenmesinin önemli isimlerinden olan Orhan Savaşçı, “Cepheden Anılar- Orhan Savaçı’nın TCKP-C Anıları “ adlı kitapta İlyas Aydın ile ilgili konuştu.
ELROM’U O ÖLDÜRMEDİ
Elrom’n öldürülmesinin ardından Prenses kod adlı İlyas Aydın’ın Ankara’da Keçiören’de bir dükkanın mahzenin arkadaşları tarafından korunduğunu anlatan Orhan Savaşçı, Mahir Çayan’ın mahkemede yaptığı “Elrom’ İlyas Aydın öldürdü” sözlerinin doğru olmadığını söyledi. Mahir Çayan’ın daha sonra yapılan bir görüşmede “İlyas Aydın’ı yurt dışına gönderildi”ğini düşünerek böyle konuştuğunu aktaran Orhan Savaşçı, kitabın 82. Sayfasında konu ile ilgili şu bilgiyi verdi:
“O sırada 4. LevenT’te Alankuşların evindeydik. (Mahir) Hemen eline kağıt kalem aldı. İlyas’a kısa bir mektup yazdı.’Seni zor durumda bıraktık. Kusura bakma’ mealinde bir mektup.”
TESLİM TÖRE SORGULADI
Orhan Savaşçı, Ankara’da saklanan İlyas Aydın’ın bir süre sonra arkadaşlarına bilgi vermeden Malatya’ya geçtiğini ardından da Filistin’e kaçtığını söyledi İlyas Aydın’ın burada Filistin Kurtuluş Örgütü militanlarına sığındığını anlatan Orhan Savaşçı, konu ile ilgili şu bilgiyi veriyor:
“İlyas Aydın sığındığı Filistinlilerin yanından alınıyor. Sorguya çekiliyor. Teslim Töre’nin başında olduğu bir grup sorguluyor. İlyas Aydın sorguda ‘ben ajanım’ diyor. Başkaları ne düşünür bilemem ancak ben anlatılan hikayeye şüphe ile bakıyorum ve inandırıcılıktan uzak olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bir insandan işkence altında alınan ifadeler gerçeği ne kadar yansıtır. Üstelik bu işkenceli sorguyu yapanlar devrimci olduklarını iddia ediyorlar. Bu yapılanlar devrimci moral ve etik adına utanç verici bir davranış değil mi?”