Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 14 Ağustos'ta Maymun çiçeğini "uluslararası öneme sahip halk sağlığı acil durumu" ilan etti. Bu ilan sonrası, birçok ülkede tedirginlik artarken, özellikle Tayvan'daki yeni vakalar endişeye yol açtı.

Tayvan Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) tarafından yapılan açıklamaya göre, Ada'da 13-19 Ağustos tarihleri arasında 4 yeni M çiçeği vakası tespit edildi. Bu yeni vakalarla birlikte, Tayvan'daki toplam vaka sayısı 403'e ulaştı. Vakaların büyük çoğunluğunun yerel kaynaklı olduğu, yalnızca 22 vakanın yurt dışı kaynaklı olduğu belirtildi. Artan vaka sayıları, ülkede panik havası yaratırken, yetkililer bu durumla başa çıkmak için aşı çalışmalarını hızlandırma kararı aldı.

Afrika’da Aşılamalar Başlıyor

Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC), özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti başta olmak üzere, Maymun çiçeği vakalarının en yaygın olduğu Afrika ülkelerinde aşı çalışmalarına başlayacaklarını duyurdu. Avrupa Birliği (AB), ABD ve Japonya gibi ülkelerin biyoteknoloji şirketleriyle iş birliği yaparak aşı tedarikine yönelik taahhütte bulunduğu açıklandı. Aşıların güvenli bir şekilde saklanması ve uygulanması konusunda titizlikle çalışılacağı vurgulandı.

M Çiçeği Virüsünün Belirtileri ve Tedavisi

M çiçeği virüsü, fareler ve sincaplar gibi kemirgen hayvanlardan ya da enfekte olmuş bireylerden bulaşıyor. Virüs, vücutta döküntülere, yüksek ateşe, baş ağrısına ve lenf bezlerinde şişliğe neden oluyor. Belirtiler genellikle virüsle temas ettikten 5 ila 21 gün sonra ortaya çıkıyor. Hastalık için spesifik bir tedavi bulunmamakla birlikte, antiviral ilaçlar hastalığın seyrini hafifletebiliyor. Çoğu vaka, birkaç hafta içinde iyileşiyor.

Uluslararası Acil Durum: Aşılamanın Önemi

DSÖ’nün acil durum ilanı, uluslararası alanda büyük bir yankı uyandırdı. Özellikle Afrika’daki vaka artışlarına yönelik aşı çalışmaları hız kazanırken, diğer bölgelerde de önlemler artırılıyor. Aşının dağıtımı ve lojistik süreçler, hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek adına büyük önem taşıyor.

M çiçeği, günümüzde küresel bir sağlık tehdidi olarak kabul ediliyor ve bu nedenle hem yerel hem de uluslararası düzeyde sıkı tedbirler alınması gerekiyor. Aşılama kampanyalarının hızla başlatılması ve virüsün yayılmasını önlemek için toplumların bilgilendirilmesi büyük önem taşıyor.