MUHTEŞEM TIRAŞ
ANKARA'NIN ATOM KARINCASI
Vatandaşın biri Twitter üzerinden şikâyetini iletiyor Belediye Başkanı'na. Bir saat sonra Başkan hatırladığım kadarıyla şöyle cevap veriyor; "Uyarınız için teşekkür ederim. Söylediğiniz yere zabıtaları yönlendirdim, gereken müdahale yapıldı."
O güne kadar hakkında bilgi sahibi olmadığım bu kişi, Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk idi.
Bir Başkan'ın kendisine ulaşan bir şikâyete anında müdahale edip şikâyet sahibini bilgilendirmesi çok hoşuma gitmişti. Bu diyaloğa şahit olduktan sonra kendisini takibe aldım. Gözlemlerimden anladım ki, sabahın erken saatlerinde mesaiye başlıyor, gece geç vakitlere kadar evine dahi gitmiyordu. Cumartesi yok, pazar yok, mütemadiyen halkın içinde; uyku saatleri dışında bütün zamanını ilçesine ve halkına hizmet için harcıyor.
İnsanüstü bir tempoyla çalışan bu Başkan'ın ilçeye yaptığı hizmetleri araştırdım. Uzun yıllardır gitmediğim, bir yol üstü kasabası görünümündeki Kazan'ı adeta sihirli bir değnek değmişçesine dönüştürmüştü.
Yüz yüze tanışmasak da sıkı bir takipçisi olmam hasebiyle o da beni tanıyordu artık. Ramazan ayının son günleriydi. Bir hayırseverin organize ettiği halk iftarına beni de davet etti. Sıcak bir karşılamayla kendisiyle ilk defa yüze yüze geliyordum.
Meydandaki caminin geniş avlusundaki yemekten sonra yakınlardaki başka bir mekâna çay içmek için yürümeye başladık. Yanında koruma yok. O da ne! Önüne gelen çekinmeden yaklaşıyor. Kimi elini sıkıyor, kimi sarılıyor, kimi öpüyor, kimi resim çektiriyor, kimi sorununu anlatıyor. Çoluk çocuk, genç yaşlı... Herkese aynı sıcaklıkla, aynı samimiyetle karşılık veren Başkan, Kazan halkının âdeta sevgilisi olmuş.
O günlerde Haber Ajanda Dergisi'nde amatörce yazılar kaleme alıyordum. Dergi yönetimine Başkan Ertürk'le bir mülakat yapılmasını önerdim, kabul edildi. Kendisi de talebimize olumlu cevap verince; randevu alıp bir cuma sabahı Genel Yayın Yönetmeni'yle birlikte makamına gittik. Yaptığı hizmetleri ve ilçenin değişim sürecini tevazuyu da elden bırakmayarak bir spiker ustalığıyla döktürdü âdeta.
Söyleşi bittiğinde müsaade istedik. Makamdan ayrılmak üzereyken, "Bugün cuma programımda bir köyümüz var. Zamanınız varsa birlikte gidelim, hem köy havası teneffüs eder hem de namazdan sonra yemeği köylülerle birlikte yer, sohbete de devam ederiz." dedi. "olur" dedik. Beraber gittik Dutözü köyüne. Namazı müteakip Köy Odası'nda köylülerle birlikte yemek yenildi. Ardından çay eşliğinde sohbet başladı. Köy camisinin büyütülmesi gerekiyormuş. Köylüler gereken inşaat malzemesini tedarik etmişler ancak hafriyat için kepçeye ihtiyaç varmış. Başkan, bu talebi yerine getireceğinin sözünü verdi. Köy ahalisi teşekkür etti. Derken, iki eliyle bastonuna dayanmış hâlde sandalyede oturan 80-85 yaşlarındaki bir ihtiyara gözü ilişti Başkan'ın.
Diyalog şöyle gelişti:
- Nasılsın (...) Amca?
- Hamdolsun Başkan'ım iyiyim.
- (...) Teyzem nasıl, sağlığı ne durumda?
- Çok şükür ama rahatsızlığı arttı, bir süredir yürüyemiyor Başkan'ım.
- Ah amcam niye haber göndermedin daha önce? Belediye'ye döner dönmez hastaneden randevu ayarlayıp teyzemizi ambulansla aldıracağım.
- Allah razı olsun senden Başkan'ım.
Sonradan öğrendik ki, ilçedeki bütün yaşlılara çok ama çok ihtimam gösteriyor Kazan'ın Lokman Başkanı.
Çalışkanlığından dolayı "Atom Karınca" benzetmesi yapılan Lokman Ertürk; son derece sıcak insani ilişkiler tesis etmesinin yanında, disiplinli profesyonel bir çalışmayla gerçekleştirmiş ilçedeki büyük dönüşümü. Bu başarıda kendisi kadar, ihdas ettiği muhteşem kadronun da büyük katkısı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Belediye binası girişindeki güvenlik görevlilerinden tutun, müstahdemlere kadar. Danışmanlarından, sekreterlerinden tutun; şoförüne, Özel Kalemi'ne kadar... Bugüne kadar hiçbir belediye teşkilatında beşeri ilişki kabiliyeti bu kadar yüksek, bu kadar nitelikli ve kusursuz çalışan bir kadroya şahsen rastlamadım. Demem o ki, ekibini de her yönüyle kendisine benzeyen liyakatlı insanlardan itinayla seçmiş ve bir hoca gibi de yetiştirmiş. İşte bu mahir kadroyla birlikte ayda bir "Kazan Günleri" adıyla konferans ve sohbetler tertip ediyor; milletvekillerini, gazetecileri ve akademisyenleri Kazan halkıyla ve sosyal medya kullanıcılarıyla buluşturarak son derece faydalı etkinliklere de imza atıyordu.
Tarih, 15 Temmuz 2016
O melun örgütün darbe girişimiyle yüz yüze kaldık. O gece Kazan'ın kahraman halkıyla beraber nasıl bir direnişe kahramanca imza attığına bütün Türkiye şahit oldu ve onu çok daha yakından tanıdı. Hayvan pazarı ve lezzetli kavunundan başka bir özelliği bilinmeyen Kazan'ı, devâsa bir sanayi merkezi, nezih bir sayfiye beldesi ve yaşanılası bir kent hâline getiren bu güzel yürekli başarılı adam, artık bütün Türkiye tarafından tanınır, sevilir hâle geldi. Sonrası malum; Kazan ilçesi, devletimiz tarafından hak ettiği şanlı unvana layık görüldü ve ilçenin adı Kahramankazan olarak değiştirildi.
Aldığı eğitimin de hakkını vererek sayısız şehircilik başarısına imza atmış, dünya çapında birçok ödüle layık görülmüş bu kişi, her seferinde açık farkla seçilerek üçüncü dönemdir Kahramankazan Belediyesi'ni başarıyla yönetmekte.
Geçmişte Ankara Büyükşehir Belediye kadrolarının pos bıyıklı teröristlerle nasıl doldurulduğunu hatırlıyor ve o günlere tekrar dönülmesini istemiyorum.
Dolayısıyla doğma büyüme bir Ankaralı olarak, ülkemizin beka savaşı verdiği şu dönemde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na sayın Erdoğan kimi aday gösterirse göstersin tereddütsüz oy vereceğim.
Lakin gönlümde yatan Başkan adayı; sadece AK Parti seçmeninin değil, muhalif seçmenin de saygısını kazanmış; pratik zekâsı ve çalışkanlığıyla temayüz etmiş, donanımlı, tecrübeli ve beyefendi kişiliğiyle; namı diğer Atom Karınca Lokman Ertürk'tür. Dostlara ve sayın Devlet Başkanı'mıza arz ederim.