İNANÇ YILAN
Azınlık Rappru – 1
AB ve ABD yıllardır gizli servislerince beslenen NED-NGO üzerinden azınlık kavramını aşıladı bize. Bu tuzaktan habersiz politikacılarımız da kamuoyuna bir şey açıklarken söze şöyle girdi; “...Kürt, Türk, Alevi, Sünni, Çerkez fark etmez. Hepimizi biriz”... Kimse de bunlara sormadı “Madem hepimiz biriz niye tek tek saydınız?” Mesela hiç düşünmezler mi Amerikan Başkanları kamuoyuna seslenirken “Sevgili Amerikalılar” diye cümleye başlarken neden aslında Amerikalıları oluşturan kimlikleri saymazlar. Adamlar bu konuda o kadar çaresiz ki kendilerini coğrafi bir tanımla vurguluyorlar. Yani aynı ülke Antarktika’da kurulsa “Sevgili Antarktikalılar” diye sesleneceklerdi. Kısacası her ülke kurucu milleti üzerinden dillendirilirken bizde tam tersidir (Kırk çeşit azınlık sayılır Türk’ün yanında).
Peki nedir bu azınlık... Mesela “azgın bir azınlıktan” bahseder dururdu Yeni Akit... Şimdi sorular çoğaldı, azmış ya da azmamış azınlık nedir? Ne zaman azıyorlar, azmayınca ne yapıyorlar? Hatta soruyu içselleştireyim. Babam Kürt Annem Türk o zaman ben nasıl bir azınlığım. Azmış mı azmamış mı? Bu soruyu anneme sorduğumda baba tarafına çektiğimi yani azdığımı düşünürken rahmetli babacığım da anne tarafımı suçlardı. Lakin kafam yeterince karışık. Annem Hanefi babam Şafi. Kadınlarla tokalaşırken Hanefi oluyorum ama örneğin Kûçiklere (Kürtçe Köpek) dokunmam çünkü Şafi’ler haram sayıyor. Trafik karıştı dimi... Birde beni düşünün. Neyse kendi trajikomik durumumu sonraya saklıyor tam ortasından dalıyorum mevzuya...
Peki örneğin kendi özelimde espriyle karışık anlattığım olayın çıkışı nedir? Aidiyet duygusunun gelişimi... Alt değerleri bir üst değerde birleştirerek kavramların içinden çıkarsınız. Toplumsal yapı Tüme varımla hareket eder, tümden gelmez. Hepsi Amerikalı olan Hispanik, Siyahi, İtalyan, Alman, Fransız, İrlandalı, Çinli ve elbette İngiliz derken ırkları sayamazasınız bile... Hele bunların içinde farklı din ve mezhepler derken bu Amerikan devleti neden kafayı sıyırmamış diye sorarsınız kendinize... Çünkü azınlık toleransı yoktur ABD’nde. Mesela delinin biri (David Koresh) kendisini sözde Mesih ilan ettiğinde ona inanan diğer delilerle birlikte (Waco Tarikatı) bir çiftliğe kapanır. FBI bakar ki bir grup insan bir yerde ayin ya da ona benzer bir şey yapıyor. Şaka değil tankla basar içeriyi ikisi hamile kadın, 21 çocuk dahil 76 kişiyi öldürüp dini özgürlüklere verdiği değeri gösterir.
Sonra başka bir deli (Timothy McVeigh) “Ulan Federal Devlet bu yaptığını yanına komam” diyerek gider Oklahoma şehrinde Federal Binayı bombalar, 168 kişi ölür. (ABD her yıl dini özgürlükler raporu yayınlar. Hatta 2016’da Alevilere yeterince özgürlük tanınmıyor diye eleştirdiler. ‘Dinime söven müslüman olsa’ diye bir söz vardır, tam da bu duruma uygundur işte...)
Peki ABD ve AB’nin bize en çok dikte ettiği iki azınlık hangisi... Kürtler ve Aleviler. Öyle bir hale geldi ki her iki kesimde azınlık bilinci oluşturuldu. Asıl sorun azınlık kelimesinin tam olarak neyi karşıladığıdır. Bu sihirli kelime o kadar geniş bir paragrafın içine dağılır ki tahmin bile edemezsiniz. Kürtler azınlıktır, Kürt Alevileri ise Kürtler içinde ki azınlıktır. Burada bitiyor mu? Hayır. Hem Kürt hem Alevi hemde Kelhuri* lehçesiyle konuşuyorsanız daha bir azınlık olursunuz. Mesela PKK bu işin kolayını bulmuş. Kimi Alevi kimi Kürt kimi Türkmen kökenli sözde bir lider kadrosu oluşturmuş. Teröristlerin içinde ki zihinsel bölünmeyi engelliyor. Düşünün ki örgütsel düzeyde adamlar işin içinden çıkmış. Peki Kamu otoritesinde Alevi var mı? Bırakın Alevi’yi Doğu Karadeniz hakimiyeti söz konusu... Hatta daha trajikomik bir hal alıyor iş bu hususta... Geçmişte İmam Hatipliler azınlıkta kalıyor kamu otoritesine katılamıyor diye dövünen iktidar içinde şimdi en önemli kriter bu okullardan mezun olmak... İşin kötüsü bürokrasi hayalleri mecburen bitirdikleri düz lise yüzünden suya düşen yüzlerce bunalımda insan var. Yani bu azınlık işi çok acayip bir şeydir. İçine girdin mi çıkamazsınız. Mesela Başörtülüler eskiden azınlık kabul edilirken şimdi çoğunluktalar ama bu seferde peçeliler azınlığa düştü içlerinde. Başörtüsü takmayanları saymıyorum bile...
“Durdurun dünyayı inecek var” dedirtecek kadar karmaşık ve sihirli bir kelimedir. Ve her üniter yapıyı önce felç eden sonrasında ise idari bölümlenmekten ibaret devlet yapısını –ki buna üniter diyoruz– farklı başlıklar da (Fiziki, etnik vb) bölünmeğe götürür. İşte burada ikinci sihirli kelime üflenir; “Özerklik”...
Bir , koyalım sonra devam ederiz. Mevzu hem uzun hem derin malum azınlık dediğiniz öyle azınlıkta bırakılacak bir şey değildir.
* Kelkuri Kürtçenin diğer lehçelerine göre daha az konuşulan bir lehçesidir.