ZİHNİ ÇAKIR
'Birileri için emsal karar'lar alınırken bu mağduriyetler vicdanınızı da mı sızlatmıyor?
Buket Aslan… Bandırma Zübeyde Hanım İlkokulu’nda İngilizce Öğretmenliği yapıyordu. Mesleğine de aşıktı.
Her sabah güne birlikte başladığı öğrencilerinin hayalleri kadar saf hayalleri vardı. 14 Ekim 2017’de FETÖ gerekçesiyle açığa alındı. Akabinde aynı suçlama ile ihraç edildi çıkan bir KHK’da.
Oysa hayatı boyunca FETÖ ile yolları bile kesişmemiş Buket öğretmenin.
Ne irtibatı ne iltisakı var.
Ne sendika, ne banka, ne sohbet, ne dernek, ne yardım…
Hatta FETÖ ile ilişkili tek bir arkadaşı dahi yok.
Hani deriz ya “ne selam almışlığım ne selam vermişliğim var” diye; Buket öğretmen de öyle işte.
Siyasiler ve kallavi bürokratlara paçayı yırttıran 17/25 Aralık miladı yok mu, Buket öğretmenin böyle bir milada dahi ihtiyacı yok.
Doğumundan iz sürseniz yakınından geçmişliği yok; zira hayat felsefesi ve dünya görüşü FETÖ tarzı örgütlenmelere karşı mesafeli, sert bariyerlerle dolu.
Vatanına aşık Buket öğretmen.
İstiklal Marşımızın her bir mısrasını tüyleri diken diken okuyacak, al bayrağın gölgesinde ölmeyi son vazife sayacak kadar bağlı hem de.
Kim bilir belki böyle olduğu için kamuda kendini gizlemeyi başaran kimi karanlık eller onu açığa almakla kalmayıp akabinde çıkan bir KHK ile de ihraç ettirmiş.
Sonrasında gözaltı ve bebeği olduğu gerekçesiyle adli kontrol şartıyla serbest bırakılma…
Buket öğretmene gözaltında yöneltilen gerekçe ByLock listesinde adının olması. Oysa telefonundan bilgisayarlarına tüm elektronik cihazlarının teknik incelemesinde ByLock’un izine bile rastlanılmamış. Tek tek belgesi mevcut elimde.
Halen kendilerini devletin kılcallarında gizleyebilen ellerin Buket öğretmeni eklediği liste ve savcıların, “teknik incelemeler neticesinde telefonlar cihazlar temiz çıksa bile ben elimdeki listeye bakarım” tavrı nedeniyle kararmış hayatı…
İçini en çok acıtan ise; hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile yolu kesişmemesine rağmen bu zulüm reva görülürken, kendini ‘cemaatci’ olarak gören, bankalarına para yatıran, sendikasına üye olan, derneklerinde aktif görev alan, yardım bağış yapan memurlar/öğretmenler hatta idarecilerin gözünün içine baka baka çalışmaya devam etmesi…
Buket öğretmeni, binlerce benzeri için hikayesini tüm ayrıntılarıyla bildiğim için sadece bir örnek olarak aktardım…
Bu yönde yaptığım araştırmalar sonucu isyanında haklı olduğuna tanıklık ettiğim ve yaşadıklarını okuyunca bile kimyam bozulan yüzlerce tarafıma ulaşan vaka var.
FETÖ ile mücadeleye halel getirecek bir planlama yapılsa ancak bu yöntem izlenir, örgüte dair tavrı hiç esnememiş bunca insanı FETÖ şüphesiyle işinden aşından eder, lekeleyip toplum önüne atabilirdiniz.
Öyle mayınlı bir alan ki; bu tür insanlara sahip çıktığınızda FETÖ yaftası yemeniz kaçınılmaz son. Ancak FETÖ’nün aklına gelebilecek bir yöntemi ifşa etmek için verdiğiniz mücadelenin, güya FETÖ ile mücadele edenler tarafından “FETÖ ile mücadeleyi itibarsızlaştırma” şeklinde yaftalanmayacağının garantisi bile yok.
Buna rağmen nefesimiz yettiği kadar avaz avaz bağırmaya çalıştık. “Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır” desturunu şiar edinip, imkanlarımız yettiğince zulme başkaldırmaya çalıştık.
Bunca zulme uğramalarına karşın devletine küsmeyen, FETÖ ile mücadelede başarılı olunacaksa yanmayı bile göze alan Buket öğretmen başta olmak üzere tüm mağdurlar adına uyarılarımızı yaptık.
Devlet ve bu konu ile görevlendirilenler bir an evvel bu insanların mağduriyetlerini giderecek somut adımlar atmalı.
KHK ile dönüş yolu açılmış olmasına karşın, Buket öğretmen gibi; ByLock listelerine karanlık ellerce eklenen, FETÖ’nün “kontrollü itirafçılık” mekanizmasının kurbanı olan vatan sevdalılarının mağduriyeti ivedilikle son bulmalı.
KHK ile ihraç edildikten sonra hakkında yapılan tüm araştırmalara karşın isnat edilen suçlamaya dair hiçbir delil elde edilmemiş, neredeyse emniyetin tüm birimleri FETÖ ile ilişkisi olmadığına dair görüş belirtmiş hatta ismi FETÖ’nün kendine düşman saydığı listeler içerisinde çıkmış birini iade edilecek iki ayrı KHK listesinden çıkaran eller hala aktifken, bu mağduriyetleri sona erdirecek bir irade ortaya konabilir mi, doğrusu endişeliyim ama gerekirse o eller bir an evvel tespit edilip kırılmalı ama bu irade ortaya konulmalı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin FETÖ üyeliği ile ilgili geliştirdiği son tanım ve benzer bir tanım için Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gün saydığı bir dönemde, yeni bir içtihad kararına bile ihtiyaç duymayacak kadar tertemiz bir geçmişe sahip olanların mağduriyetinin devam etmesi, FETÖ ile mücadelenin önündeki en önemli bariyerdir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin FETÖ üyeliği ile ilgili geliştirdiği yeni tanımın siyasetçiler ve bürokratlara dayanan süreci kotarmak olduğuna dair toplumda ortak bir kanaat varken, ne eski ne de yeni örgüt üyeliği tanımıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan Buket Aslan öğretmen ve onun gibi karanlık ellerce listelere eklenen binlerce mağdurun mağduriyeti bir an evvel giderilmeli.
Bu gerçekleşmeden FETÖ ile mücadeleye olan inanç ve güven her geçen gün erimeye muhtaçtır. Ve inanın istediğiniz kadar yeni örgüt ve örgüt üyeliği tanımları geliştirin, elindeki yetki ve sorumluluğu bu mağduriyetleri ortadan kaldıracak bir iradeye dönüştürmeyen tüm yargı, emniyet ve sivil bürokratlarla siyasetçiler toplumun belleğindeki FETÖ tanımının tam da merkezine oturacaktır.