Son günlerde medya da sıkça yer alan ve şu kadar yatırım yaptı bu kadar para kazandı başlığı altında verilen elektronik ortam (Sanal) servet sahipleri hakkında ki haberlere sıkça rastladığım için kamuoyunun yanlış yönlendirilmemesi adına yazıyorum. Dikkatle okumakta fayda var.  

Sanal/dijital/elektronik para olarak tarif edilse de aslında bir nevi hayali hisse senedi denilebilir. Hiçbir gerçekliği veya karşılığı olmayan bu ve benzerlerine yatırım yaptığı iddia edilenler aslında konuya yabancı kişileri avlamak için medyanın abartılarıyla yola koyulan PR uzmanlarıdır. Açıkçası yatırım yapan var mı yok mu o bile muallak çünkü her hangi bir denetleyici kuruluş olmadığı için gerçekten alınıp, satılıyor mu yoksa el değiştirilirken her hangi bir kazanım ya da kayıp var mı kimse bilmiyor. Sadece gülümseyen bir şahıs fotoğrafının altında 1 dolara aldı 200 dolara sattı içerikli PR haberler görürüz. (Lüks malikanelerde çekilmiş resimlerde kızlar ve paralarla caka satan ama ne iş yaptığını bilmediğimiz sosyal medya fenomenleri gibi)

Bütün dünya’da Ponzi* Piramadi olarak bilinen yeni nesil bankercilik olarak da okunabilecek bu haberlere dikkatle yaklaşmanızda fayda var. Çünkü şuan elinizde ki daha doğrusu cebinizde ki gerçek para banknotu (TL,Euro,Usd vb.) bağlı bulunduğu merkez bankasının (MB) güvencesinde ve diğer MB’larınca tanınmaktadır. Bu sebepten ötürü piyasada bir karşılığı vardır. Daha ayrıntılı örneklemek gerekirse 1 dolar örneğin 3,5TL civarıdır. Bunu belirleyen dengeler sadece Türkiye’nin ekonomik göstergeleri değildir daha pek çok uluslararası denge bu süreci motive ve/veya provake eder. Yani TL’nin arkasında Türkiye Cumhuriyeti varken dahi bir başka para birimi karşısında ki değerini belirlemekte/korumakta zorlanırken değerini piyasa dinamikleri yerine bilgisayar başında zaman geçiren kişilerce belirlendiği bitcoin ne kadar güvenli olabilir! (Örneğin bir bilgisayar korsanı bilgisayarınıza girip ve değeri 1 milyon dolar olan bitcoin hesabınızı devretti. Kime şikayet edeceksiniz? İşlemi geriye de alamıyorsunuz. Yani Banka müşteri hizmetleri yok ki arayp kartı iptal edesiniz)

Ayrıca aynı haberlerin içinde saklanan bir mesaj ise subliminal provakasyonu oluşturmak için çok ciddi bir ayrıntıdır. “Avrupa Merkez Bankasında incelemeğe alındı” denilerek sözde bir güvence gibi sunulan bu sistemin şuan ne olduğu da ne olacağıda belli değildir. Ve elbette adında para geçen her hangi bir kavramı bir merkez bankası incelemeğe –ki bu olumsuz bir sebep içinde geçerlidir– alabilir. Sistemin tehlikesini ya da stresi anlatmak için en örnek Borsadır. Sermaye Piyasası Kurulunca (SPK) sıkça denetlenen ve devletin her an gözü önünde olan Borsa’da bile yaşanan krizler ve dolandırıcılıklar düşünüldüğünde sahibi, kreditörü, güvenliği, garantörü ve dahi aslında hiçbir şeyi olmayan bitcoine’e yatırım yapmak ne kadar gerçekçi, siz karar verin.   

Adına dijital/sanal/elektronik dense de asıl sır Para Piyasasının geleneksel yapısı düşünüldüğünde arkasında çeşitli karanlık spekülatörlerin olduğu iddia edilen bitcoin ve benzerileri yeni bir ekonomik ve sosyal krizlerin kapısını açacak gibi görünüyor. Bırakın dijitalini gerçeğine yatırım yapanların hali ortada!

Olası hayal kırıklıkları ve yıkımlardan uzak durmak adına elektronik/sanal ortama karşı dikkatli olmakta fayda var.

* 1920’li yıllarda Amerika’da Ponzi Piramidi ya da düzeni adıyla bilinen ve yatırımcıların önce sisteme para yatırıp sonra da getirdikleri ya da kendi gelen her üye karşılığında para kazanacağı iddia edilen bir dolandırıcılık yöntemidir.

Not : Resimde ki dövzideler 2008 yılı içerisinde Türk Lirası karşısında ucuz durumda olan Japon Yeni ve İsviçre Frangıyla bankalara borçlanarak ev/araba alan ve güya dövizin düşük faiz politikasından faydalanmağa çalışanların kısa bir süre sonra Türk Lirası karşısında aniden değerlenen bu para birimlerine dayalı borçlarını ödeyemedikleri için sürdürdükleri eylemlerdir. Aldıkları evi/arabayı verdikleri gibi hala borç ödemekten kurtulamamışlardır.