NECDET PEKMEZCİ

NECDET PEKMEZCİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Evi ve Bir FETÖ Operasyonu

En çok pişmanlıklar erteleniyor. Ertelenen pişmanlıklar, göz göre göre yalan söyleyenlerin, taşeronların işine yarıyor. Dahası taşeronlar her daim iş sahibi oluyor. Çünkü ertelenen pişmanlıkların taşeronlara fena halde ihtiyacı var. Taşeronlar olmadan pişmanlıkları ertelemek mümkün olmuyor.

Bireyin de devletin de yaşamında taşeronlara düşkünlüğü bundan.

Taşeron için kutsalla pis olan arasında bir fark yok. Her ikisine de dokunmaya cesaret edebilenler sadece taşeronlardır. Sıradan insanlar ve hukuk devleti kutsalla pis olana dokunmaya cesaret edemiyor. Çünkü kutsallık ideal için gerekli, bir kez pislenirsen pislik pisliğinden bir şey kaybetmez, ama pislenen çok şey kaybeder.

Taşeron, hizmetine ihtiyaç duyulan değil, ihtiyaç duyduran kişiliktir. Eksikliğini farketmezsiniz bile, o farkettirmesini bilir.

FETÖ’cülere ihtiyaç duyulması da bundandı bir vakitler. Şimdi sahibi değişti FETÖ'nün.  Taşeron bir kapıdan kovulsa çoktan diğer kapı açıldı ona. Çünkü taşeronların kadim yasasıdır; "Mutlaka 'hizmete' ihtiyaç duyan bir sahip vardır bir yerlerde!"

Hanidir; dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Üsküdar-Kısıklı'daki evinin krokileri ile FETÖ ve DHKP-C yan yana getiriliyor. FETÖ ile DHKP-C'nin adının yan yana gelmesi nedense hala şaşkınlıkla karşılanıyor.

Oysa, FETÖ de DHKP-C'de Türkiye için yasa dışı, silahlı örgüt. Türkiye için yasa dışı olan AB ve özellikle ABD için yasanın tam içinde. ABD'nin derin yasaları, koruyup kolluyor, destekliyor bunları. Adına ister gladyo ister Süper NATO deyin...

Dedik ya, taşeron hizmetine ihtiyaç duydurur. FETÖ'nün polisleri bir işe yaradıklarını, hizmetlerine ihtiyaç duyulduğunu göstermek için bir vakitler  düzmece operasyonlar yapıyorlardı. En geçerli yol, sahte belge düzenlemekti. Hatta işin sonu infaza kadar varıyordu.

O operasyonlardan birinde de  DHKP-C'li  Asuman Akça kullanıldı. 2008 yılının 15 Şubatı'nda gözaltına alındı Akça.  Akça'nın evinde elen geçenler arasında bir de USB belleği vardı.

Bu bellekte neler yoktu ki!

Dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kısıklı'daki evinin krokilerinin ele geçmesinin apayrı bir yeri vardı!

Nedense Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın evinin krokileri olan belleği polis eliyle koymuş gibi bulmuştu!

Haliyle bu başarı, Erdoğan'ın korumalarının değişmesine yol açtı. FETÖ başarılı ve kirli bir operasyonla Erdoğan'ın çevresine yerleşmeyi başardı.

Mahkeme kayıtlarında olay böyle anlatılıyor.

Peki, mahkeme tutanaklarında anlatılmayanlar da var mı?

Mümkün görünüyor; çünkü aynı günlerde FETÖ’cülerin Erdoğan'ın Kısıklı'daki evinde yine başarılı bir operasyona imza attıkları konuşuluyordu. İddialara göre, inşaat çalışmasına sızan DHKP-C'li biri, evin duvarlarını C-4 patlayıcı ile örmüştü. Polis, son anda düzenlediği sözde başarılı operasyonla suikast girişimini engellemişti!

Üstelik, söz konusu C-4'ler polis tarafından hem kayda alınmış hem de kare kare görüntülenmişti.

Neyse, FETÖ ile ilgili şeyleri artık herkes biliyor, biliyor bilmesine de tanımıyor bu örgütü...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar