Davutoğlu: "Bir yılı aşkın süredir devam eden salgın döneminde, yaşanan en büyük kriz güven krizidir"

Davutoğlu: "Bir yılı aşkın süredir devam eden salgın döneminde, yaşanan en büyük kriz güven krizidir"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, salgın döneminde yaşanan en büyük krizin güven krizi olduğunu savunarak, "Her gün yapılan çelişkili açıklamalar, bu dönemin en karakteristik özelliği oldu" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, salgın döneminde yaşanan en büyük krizin güven krizi olduğunu savunarak, "Her gün yapılan çelişkili açıklamalar, bu dönemin en karakteristik özelliği oldu." ifadesini kullandı.

Gelecek Partisinden yapılan açıklamaya göre, Davutoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında, Pençe-Yıldırım operasyonunda şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diledi.

Emniyet Genel Müdürlüğünce polislerin görevleri esnasında ses ve video kaydı yapılmasına ilişkin yayımlanan genelgeye değinen Davutoğlu, toplumsal olaylara müdahalede polisin faaliyet alanının özel hayat niteliği taşımadığını, ses ve fotoğraf kaydının da özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmadığını belirtti.

Davutoğlu, kriz yönetimlerinde "güven" unsurunun önemine işaret ederek, "Güvenin sarsıldığı yönetişimde, krizler daha da derinleşir. Bir yılı aşkın süredir devam eden salgın döneminde, yaşanan en büyük kriz güven krizidir. Her gün yapılan çelişkili açıklamalar, bu dönemin en karakteristik özelliği oldu." iddiasında bulundu.

Aşılama programına ilişkin eleştirilerini dile getiren Davutoğlu, "hükümetin sadece aşıyı değil, bütün salgın ve kapanma siyasetini, eline yüzüne bulaştırdığını" öne sürdü.

Nisan ayı enflasyon rakamlarına ve 6 Mayıs'ta yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısına dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ne yapacaklarını göreceğiz. Faizi düşürürlerse TL üzerindeki kur baskısı artacak, düşürmezlerse niye ülkeye 525 milyar liraya mal olan bir MB Başkanı değişikliği yaptıklarını yine izah edemeyecekler. Açık bir gerçek var ki bu cahillerin elinde Türkiye dünyanın en yüksek faizlerinden birini öderken, aynı zamanda dünyanın en yüksek enflasyonlarından birine sahip olduğundan, dünyanın en düşük reel faizlerinden birini verir hale geldi. Yani milletin cebinden ödediği bu kadar yüksek faize rağmen kötü yönetim nedeniyle faizleri daha da yükseltmek zorunda kalacak bir ülke haline düşürüldük. Bu da enflasyonun bütün yükünün dar gelirli vatandaşların ve vergi mükelleflerinin üstünde olduğunu gösteriyor."

Kaynak:Haber Kaynağı