NECDET PEKMEZCİ
Devlet, Fetullah, Abdullah Ve Ben
Tevellüt; 1965.
Türkçesi, devletin resmi kayıtlarına geçtiğim tarih bu…
Anlayacağınız, aklımın yetmediğinde de kayıtlarına girdim sonrasında da…
Devlet, hep ergen yaşta kaldı; bir türlü akıl baliğ olmadı.
Ben de öyle…
Haliyle; devletten önce, sonra; benden önce ve benden sonra da akıllananlar vardı!
Yani; ne devlet akıllandı ne de ben!
Ne devlet akıllandı ne de ben!
Akıl yaşımız aynı devletle!
Bir türlü reşit olmuyoruz; olamıyoruz değil; tercih bizimki, cezai ehliyetimiz yok…
Arada haliyle fark yok; devlet bilmem kaç bin kusur yaşında ben yarım asır!
Ortak nokta; akıl baliğ değil!
Yoksa; devlet, bu minvalde vücutta bana çoktan basar geçer!
O ebet müddet, ben fani…
Ha neyi yazacaktım!
Devleti yazdım, kendimi de anlattım…
Sıramızı savdık işte…
Sırada Fetullah Gülen ve Abdullah Öcalan var!
Hadi Fetullah ile başlayayım ve Abdullah ile sürdüreyim yazmayı.
Daha 2006 yılında yazdım bunları; Fetullah ve Abdullah’a ilişkin…
“Mankurtlar!” adlı kitabımda…
Amacın reklam vs değil, mühim de değil!
15 Temmuz’dan sonra herkes konuştu, anlattı, yazdı, TBMM kalın kalın raporlar hazırladı; ondan önce devletin ilgili ilgisiz tüm kurumları düştü Fetullah ve Abdullah’ın peşine…
Sanırım, ikbal beklentili kişiler ve kurumlar düştü de; akıl baliğ olmadığı için ya da zaten biliyorduk” bir devlet düşmedi bir de ben; meşum iki ismin peşine…
Neyse; bugünlerde herkes Fetullah ve Abdullah’ın Türkiye Komünizmle Mücadele Dernekleri ilişkisini, konuşuyor, yen bir bilgi koymadan üstüne, kimi köşe yazıyor, kimi ekrana, kimi de devletin ilgisiz kurumlarına koşuyor…
“Ben yazmıştım” diyeyim; belki de ilk kez; okuduklarımı bir yana bırakarak..
“Mankurtlar” adlı kitabımın ilgili bölümünde başlık; “Adres TKMD”
Fetullah Gülen de aynı Abdullah Öcalan gibi siyasi uyanışını TKMD’de yaşadı. Derneğin Erzurum şubesini açmak için çalıştı, bunda da başarılı oldu.
Fetullah Gülen; 12 Eylül 1980’e kadar etkili bir lider değildi. 1980’den sonra yıldızı hızla parladı.
Türkiye; 1980’den sonra yeni bir döneme girdi.Bu tarihten başlayarak 2000’li yıllara damgasını iki olgu vurdu. Biri PKK terörü diğeri de Fetullah Gülen hareketi..
Fetullah Gülen’in TSK, polis, ve diğer kurumlardaki örgütlenmeleri hala tartışılıyor…”
Ayrıca “mankurtlar” adlı kitabımdaki önsözde de şöyle yazdım bir vakitler; “ Günümüzde Nur tarikatı lideri Fetullah Gülen de figüran olduğu yılları geride bırakıp iyi bir senarist olarak Türkiye’nin karşısına çıktı, hatta kaderini belirleyici roller oynamaya başladı..:”
Yazı uzadı; bir sonrakinde “devlet”, “Abdullah” ve “beni” yazayım…