NECDET PEKMEZCİ

NECDET PEKMEZCİ

Kabre gerek yok, şehitlik yükümlülük Türk için

Bakın o “bölücü” denilenlere…

PKK adına yola çıkanlara; öldüklerinde, öldürüldüklerinde, anaları-babaları-kardeşleri, yavukluları başka topraklara bırakmadı naaşlarını. Aldı Türkiye sınırları içine; bu vatana getirdi…

Çünkü vatan; Edirne’ydi, Hakkari’ydi, Sinop’tu, Hataydı. Hiç birinin aklına gelmedi, çocuklarını başka ülkelerin sınırlarında toprağa gömmeğe…

Haliyle; Mehmetçik’in vatanıydı Türkiye.

Çanakkale’de de öyleydi; Sarıkamış’ta da öyle; Yemen ve Galiçya’da da öyle…

Mazlumlar coğrafyasında dün de bugün de şehidi olmayanı yok…

Ne adına olursa olsun!

Ama kabirleri bir; Türkiye…

Kabirleri olmayanlar da var bu coğrafyada.

Mesela Çanakkale, mesela Sarıkamış, mesela Galiçya, mesela Yemen…

Büyük Dedem Ahmet’in de bir kabri yok mesela…

Kendisi Çanakkale şehidi…

Sanırım Mustafa Kemal ile tüfek çatmışlığı, mavzere çökmüşlüğü var Conbayırı’nda, Kirtetepe’de …

Yoksa da mühim değil!

Yedi sülalem böyle bellemiş, ben de öyle belledim, nasılsa… 

Yalanım yok; üstelik kabri ve künyesi yoksa da kaydı var büyük dedem Ahmet’in Genelkurmay’da:

“Sıra No 5926

Baba Adı MEHMET

Adı AHMET

Lakabı

Doğum Yılı 1875

Sınıfı PİYADE

Rütbesi ER

Askerlik Şubesi

Doğum Yeri KIRKLARELİ

İlçe BABAESKİ

Bucak KARACAOĞLAN

Köy KUZUÇARDAĞI

Kolordu 4

Fırka

Alay 32

Tabur 1

Bölük 3

Harp BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)

Cephe ÇANAKKALE CEPHESİ

Ölüm Yeri 5.ORDU 2 NUMARALI HASTAHANESİ

Ölüm Tarihi 30/05/1331

Yani şehit olduğunda 37 yaşında Ahmet dedem…

Mehmet dedem ve  bir halam kaldı geriye…

1875 miladi doğumluymuş dedem; şehadet tarihi  de,1331 Rumi...

Dönüşüşü şöyle:

1 MUHARREM

1331

11 ARALIK

1912

CARSAMBA

11 Aralık 1912, Çarşamba günü şehit düşmüş Ahmet dedem…

Kaydı var Ahmet dedemin Genelkurmay’da …

Ama bir kabri yok Fatiha okunacak…

Büyük dedem Ahmet’in zaten milletin ve dahi çoluk ve dahi torunlarının yüreklerinde kabri var..

Beis yok…

Ama yine de tuttum, Genelkurmay Başkanlığı’na yazdım…

Dedim ki; “Böyleyken böyle, hiç olmazsa bir yazı verin!”

Oysa ki; o yazı olmayan kabri olacaktı Ahmet dedemin…

El yanıt geldi Genelkurmay Başkanlığı’ndan ; ona git, buna git…

Ona buna da gittim…

Nüfus; e-devlet’e geçmiş…

Vukuatlı- vukuatsız verecek bir şey yok.

İstemiştim ki; büyük dedem Ahmet’in bir kabri yoksa da Türkiye’nin şehitlerine sadakati vardı…

Büyük dedem adına, dünün ve bugünün adına istemiştim, o malum belgeyi…

Olmadı…

Vermedi Genelkurmay Başkanlığı o belgeyi…

Genelkurmay o belgeyi verseydi “bir kabri olacaktı büyük dedemin!

Vazgeçtim…

Neticesi…  

Parola; vatan-İşareti namus…

Şehitlik yükümlülük Türk için…

Ayrıcalık değil…

Sanırım Genelkurmay Başkanlığı da öyle düşündü.

Aslı; “Vatan sağ olsun!”

ABC’yi ister inanın ister inanmayın Mustafa Kemal Paşa’dan öğrendim…

İzmir Marşı’nı Babam İsmet Pekmezci’den…

Sırf bu yüzdendir, İstiklal Marşı’nı söylerken ve al bayrağı gönderde gördüğümde gözlerimin yaşarması…

Ha bir  şey daha oturdu içime...

Genelkurmay Başkanlığı, keşke şehitler için “ölüm” değil de “şehadet” tarihi yazsa…

Ölüm sıradan insanlar için çünkü şehitler ölmez, malum Kuran-ı Kerim öyle diyor…
Ki vatan için can verenler ölmez, şehadet şerbetini içerler…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar