İNANÇ YILAN
Devrim Meselesi...
“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme, çünkü işitme, görme duyusu ve kalp, hepsi ondan sorulur” İsra, 17/36
Güncel konuların dışına çıkmayı aslında çok istememe rağmen maalesef gündem bizi bir girdap gibi içine çekiyor. Güncel tartışam nedir, Rejim nasıl değişir?
Tarihte değişimin en sert haliyle rol model olduğu ülke Fransa’dır. 1789 devrimiyle geçilen Cumhuriyet’e tehlike arz etmemesi için Kraliyet ailesi toptan halledildi. Peşi sıra Avrupa’da ki monarşiler ya yıkıldı ya da güncellenerek etkisiz – yetkisiz halde bir sembol olarak kalmalarına izin verildi. Doğuya doğru gidildikçe bu iş daha kanlı oldu. Rusya’da Çar ve ailesi de acı sonla karşılaşırken, onlara hizmet eden kim varsa ayrıca katledildi. İran Şahı ise kaçarak kurtardı canını. Tıpkı Küba’nın cunta lideri Fulgencio Batista gibi...
Yönetim değişikliğinde saltanat ailesine dokunmayan tek lider Mustafa Kemal Atatürk’tü. Padişah ve ailesinin yurt dışına çıkarılması dışında her hangi bir eyleme girişmedi. Ancak bu güne kadar pek çok kez ağır eleştirilere maruz kaldı. Elbette o dönem içinde İngilizler ve işbirlikçilerinin yürüttükleri propagandalarında günümüze etkisi çok oldu. Lakin pek bilinmeyen 19_ yüz-yıl itibariyle Osmanlı İmparatorluğu’nun bir sembolden çok öteye geçemediğidir. Kısacası biz tarihe şöyle bakarız; Atatürk’ü seviyorsanız Abdülhamit Han’dan nefret ederseniz, ya da tam tersi mevzu bahistir. Neyse bu bahsi uzatarak güncel kar topunun içinde yuvarlanmakta fayda yoktur.
Kısacası Devrim Tarihine dikkatle baktığımızda Bir Adam’a karşı girişilmiş bir eylemin başarısını görürüz, ancak sisteme geçildikten sonra artık onu değiştirmek imkansızdır. Yani kan ve göz yaşına girecek kadar acımasız değilseniz. Örneğin Şah’ı hayattayken deviren Humeyni’yi ölene kadar devirselerdi sorun yoktu ama artık onun kurduğu cumhuriyet kök saldı ve bir sisteme dönüşürken, mücadele etmek de imkansız hale geldi. Tıpkı Laik ve Demokratik Türkiye Cumhuriyetiyle mücadelenin imkansız olması gibi. Bakın bunu güncel de FETÖ terör örgütü denedi ve çöktü kaldı. Çünkü sistem ne kadar yıpratılsada bir şekilde kusup attı bu safrayı. (Şuanda yerini yeni tarikatlar doldursa da bunun imkansız ve çok kötü sonuçları olacağını yakında göreceğimizden endişeliyim)
“Messi Arjantin Milli Takımında dökülürken, Barcelona’da tarih yazar. Çünkü Milli Takımda ona kurtarıcı rolü biçilirken Barcelona’da sadece sistemin bir parçası olur”
Sonuç olarak sistemle savaşılmaz, alternatifi de ancak kan ve göz yaşıyla olur, devrim dediğiniz çiçekle böcekle olmaz. Altı üstü Anayasayı tartışıyoruz, cinnet getirmiş ya da histeri krizine girmiş gibi birbirimizi boğazlayacak hale gelmemizin alemi yok. Gelin abartmadan ve olayları sadece Erdoğan üzerinden okumadan tartışalım ve bir çözüm üzerinde uzlaşalım. Ben mesela fikrimi açıktan söyleyeyim “içeriği tartışılmakla” birlikte Başkanlık Modelinden yanayım. Bunu hiç bir zaman inkar etmediğim gibi TRT’yi ikna etmek içinde çok çabaladım, sistemi anlatacak bir program için. Nasip olmadı... Dilerim Referandumda olur. Ne olursa olsun ama lütfen biraz sakin olalım.
“Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olmayın” Uğur Mumcu