Emniyetteki ByLock'çu perdeleyenlerle AK Parti'de ByLock'çu üretenlerin kirli ittifakı

Malum, Fetullahçı Terör Örgütü’nün örgüt içi iletişim ağının en önemlisi yine örgüt mensuplarınca geliştirilen ByLock yazılımı…

İlginçtir ki bu ağ, FETÖ’nün örgüt içi iletişim ağını en üst seviyede bir gizliliğe büründürmenin aparatı olmanın ötesinde, AK Parti’yi dizayn etme, belli mahfillerin beklentileri doğrultusunda bir siyaset şekillendirme aracına da dönüştürüldü.

Yok efendim kabineden 2 Bakan AK Parti’den 82 (sayı bile veriyorlar) milletvekili ByLock’cu çıkmış.

Kaynak yok.

Delil? O da yok.

Peki en azından bir dayanak; hak getire.

Öyle dediler…

İyi de kardeşim bu yazılımın şifrelerini çözen kim?

MİT.

MİT’in bu yönde bir açıklaması ya da iması mı var?

E o da yok…

Şimdi gelin asıl kıyamete…

MİT MEVCUT VEKİL YA DA BAKAN İSMİNE RASTLANMADIĞINI SÖYLÜYOR!

MİT’ten üst düzey kaynaklar, şu ana kadar program üzerinde yapılan çalışmalarda, ne mevcut AK Parti Milletvekilinin ne de kabine üyelerinden herhangi birinin ismine rastlanmadığını söylüyor.

Dahası çalışmalar sadece AK Parti mensupları üzerinde değil tüm siyasi partiler bağlamında yürütülürken, CHP ve MHP de bu yönde elde edilen veriler ışığında bilgilendiriliyor.

Peki bu ByLock’cu Vekil ve Bakan feveranının maksadı ne?

İşte kıyametin koptuğu nokta tam orası.

Bu her açıdan AK Parti ve siyaseti dizayn operasyonu.

Hiçbir veriye dayanmadan, hiçbir delil olmadan AK Parti milletvekilleri ve Kabine üyeleri için FETÖ’nün kozmik yazılımını kullanma suçlaması, bu dizayn operasyonunun, siyaseti şekillendirme çabasının bir parçası.

Bu aslında bir anlamda 15 Temmuz’un da uzantısı…

Yani sizin anlayacağınız; 15 Temmuz’un acıları üzerinden hamaset nutukları atanlar, köşelerinde 15 Temmuz şehitlerini fütursuzca istismar ederek FETÖ ile mücadelenin amiral gemisi AK Parti’yi FETÖ genellemesine mahkum edenler, Fetullahçı Cunta’nın akamete uğrayan darbe ve işgal girişiminin ikinci ayağına cephane taşıyor. Üstelik bunu da “ikinci dalga geliyor” algısıyla perdeleyip yapıyorlar.

Mesela; dün (17 Ekim 2016) AVAZTÜRK’te bir haber yayınlandı. Haberde, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir birimden İl Emniyet Müdürlüklerine gönderilen “bilgi notun”da 25-30’dan daha az ByLock girişi yapan emniyet mensupları ile ilgili soruşturma açılmaması “talimatının” yer aldığı aktarılıyordu. O “bilgi notu”nun failleri ile kendileri dışındaki herkesi FETÖCÜ ilan eden “darbesavarların” ilişkileri sizce normal mi?

Mesela; kendi kurumlarındaki ByLock’cular için yazılımı kullanma çıtasını 25-30 kez seviyesine çıkaran EGM yöneticileri ile MİT’in şu ana kadarki çalışmalarda herhangi bir bulguya rastlamamasına karşın AK Parti milletvekilleri ile Kabine üyelerini ByLock’culukla itham edenlerin son dönem sıklaşan buluşmalarını, yemekli toplantılarını görmezden mi gelelim?

Bakın ortada büyük bir tezgah var! Ve maalesef AK Parti, sosyal medya ve yazılı ve görsel medyada bu tezgahı bozabilecek bir yapılanmadan yoksun.

Daha büyük skandal ise; kendini AK Parti’nin bu mekanizması içerisinde göstererek rant ve şöhret devşirenler bile bu tezgahın değirmenine su taşıyor.

Uzun yıllardır takip edenler bilir, sıklıkla da vurgularım; benim tarzımda lafı eğip bükmek yok. Söyleyeceğim neyse doğrudan söylerim.

MİT’in bugüne kadarki çalışmalarında hiçbir bulguya rastlamamasına karşın, belli isimlerin gerek sosyal medya gerekse yazılı ve görsel medyada, AK Parti’ye yönelik FETÖ genellemesi, bu genelleme algısını güçlendirmek için de yok 80 küsur vekilin ve bazı kabine üyelerinin ByLock kullandığı söylemleri, 15 Temmuz cuntacılarının akamete uğrayan ihanet girişiminin devamıdır.

Emniyette ByLock kullanım çıtasını 25-30’a yükseltenlerle, yukarıda işaret ettiğim, ekranda ya da köşelerinde FETÖ genellemesi algısına hizmet edenlerin birlikte iş tutması, ivedilikle sorgulanmalı, özellikle 15 Temmuz’dan bugüne kadar EGM’yi ziyaret eden gazeteci ya da televizyoncuların EGM yönetimindeki bazı isimlerle ilişkileri didik didik edilmelidir.

Önüne geleni iki dünyasını satmakla itham edenlerin kripto polis şeflerinin sofralarındaki iki lokma için şerefini bile sattığı, hainden kahraman çıkardığı bir süreçten bahsediyoruz.

Bakın beyler bu tehlike 15 Temmuz kadar tehdit içeriyor.

Burada siyaseti FETÖ ile mücadeleden beri tutun falanda demiyorum.

O mücadele kimi aksaklıklarla birlikte kendi mecrasında yürüyor zaten ve yürümeli de, aksi halde millet o mücadele metodunu kendi belirler. Ama FETÖ’nün siyasetteki varlığını siyasetin amiral gemisi ve FETÖ ile mücadelenin ana omurgası bir partiyi, AK Parti’yi, FETÖ genellemesine tabi tutanları görmezden gelemeyiz, gelmemeliyiz.

Bakın, AK Parti için ByLock algısıyla desteklenmiş FETÖ genellemesi yapanların, sayın Bahçeli’nin Başkanlık Sistemi çıkışı sonrasında seslerini yükseltmeleri, oluşturmak istedikleri algıyı çökertenlere yönelik itibarsızlaştırma hamleleri bile kendi başına ihanetin göstergesi bence.

Gerekli tedbir hiç gecikmeden alınmalı ve hem yazılı hem görsel medya bunlardan arındırılmalı, sosyal medyaya çeki düzen verilmeli. EGM de uçkurundan, cüzdanından ya da karanlık mazisinden dolayı kuyruğunu örgüte kaptıranlarla onların kumandasını kontrol eden kriptolardan tez zamanda temizlenmeli.

Yoksa… Yoksasını söylemeye bile dilim varmıyor vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar