FETÖ'nün ByLock tuzağı, görevi bu tuzağı bozmak olanlarca 'tahkim ediliyor'!

FETÖ’nün, kendine yönelik mücadeleyi akamete uğratmak ve toplumda mücadeleye yönelik kuşku oluşturmak için bir plan dahilinde bir çok mayınlı arazi ürettiğini, bunlardan en öne çıkanın da ByLock olduğunu önceki yazımda dilim döndüğünce anlatmıştım.

Aslına bakılırsa ByLock’ta “kullanıcı tespitinde” ciddi hataların olduğu bizzat devlet tarafından da kabul edilmişti. Bu hataların giderilmesi için de 2017 yılında ortaya çıkan ve kamuoyunda MORBEYİN olarak bilinen olayla 11 bin 840 kişinin hiç ByLock sunucusuna bağlanmadığı halde yine örgüt tarafından geliştirildiği sonradan anlaşılan Kıble Pusulası ve Namaz Vakitleri TR gibi uygulamalarla ByLock sunucusuna iradeleri dışında bağlandıkları tespit edilmişti. Bu kişilerle ilgili ByLock suçlamaları geri çekilerek haklarındaki dava ve soruşturmalar sonlandırılıp kamu çalışanı olanlar da görevlerine iade edilmişti.

Ancak hangi akla hikmettir bilinmez; ilk MORBEYİN listesinin içerisine kimliği belirsiz ellerce savcılık ve mahkeme sorgularında programı indirdiğini itiraf edenler dahil bir çok isim eklenir ve göreve iade edilirken, uygulama yönlendirmesinden kaynaklı hatalar Aralık 2014 referans alınarak sadece 3 ayla sınırlı tutuldu, sonraki dönemde farklı program yönlendirmeleriyle ByLock bulaşan(tırılan)lar göz ardı edildi. Bunlara dair çözüm arandığı açıklanmasına, MİT’in Adli Bilişim Uzmanlarıyla yaptığı ortak çalışmalarda bu yönde isimler tespit edilmesine karşın, bugüne kadar hiçbir adım atılmadı.

Mesela; R.Işın…

R.Işın, Eskişehir Devlet Hastanesinde çalışırken 15 Şubat 2017 de açığa alınmış. 14 Temmuz 2017 tarih ve 692 sayılı KHK ile ihraç edilmiş. Yapılan teknik çalışmalarda, Kıble Pusulası ve Ezan Vakti programı ile, iradesi dışında yönlendirildiği tespit edilmiş. MİT ile ortak çalışma yürüten Adli Bilişim Uzmanı Tuncay Beşikçi, R.Işın’ın da içinde olduğu 30 kişi için hazırladığı 24 Nisan 2019 tarihli ilk Bilgi Notu’nda, R.Işın’ın “toplam 18 IP kaydının bulunduğu, ilk 15 kaydın bariz bir şekilde Kıble Pusulası yönlendirmesi olduğu, telefonunu değiştirdikten sonraya denk gelen 3 IP kaydının ise 21 Ocak ve 22 Nisan 2015 tarihli olduğu, CGNAT kayıtlarında bir gariplik bulunduğu” yazılmış. Buna rağmen Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesi Işın’ın FETÖ ile ilişkisine dair hatalı ByLock tespitinden başka hiçbir bağ ve kritere ulaşılamamasına rağmen ByLock suçlamasından 6 yıl 3 ay hapis cezası vermiş. Söz konusu Adli Bilişim Uzmanı Bilirkişi Mütalaasına rağmen İstinaf da yerel mahkemenin verdiği cezayı onamış. Suya sabuna dokunmadan hareket eden OHAL Komisyonu da ihraca yönelik itirazı “klişe” gerekçe ile reddetmiş. Şimdi süreç Yargıtay’da sürüyor.

Konu ile ilgili tarafımıza ulaşan R. Işın, “Kullanıcı adı, kullanıcı şifresi ve hiçbir içerik yok. Başka hiçbir kriter yok. FETÖ’yle ve bu yapıyla hiçbir ilgimiz, ilişkimiz olmamıştır, olamaz da. Yerel mahkeme 6 yıl 3 ay verdi, Suçsuz olduğumuzun delili olan, Tuncay beyin bilirkişi uzman mütalaasına rağmen İstinaf onayladı ve işimiz YARGITAYA kaldı. OHAL komisyonu Red verdi. Sayın Tuncay Beşikçi MİT’e ismimi vermiş ve MİT tarafından yapılan incelemede, YÖNLENDİRME tespit edilmesine rağmen, hiçbir gerekçeli yazı yazılmamıştır. Ailem ve özellikle Down Sendromlu oğlum ile çok ağır maddi ve manevi zorluklar yaşıyoruz” diyor.

Adli Bilişim Uzmanı Beşikçi’nin yaptığı çalışmalar sonucu farklı uygulama yönlendirmesiyle ByLock’tan mağdur edilen en dikkat çekici isimlerden biri de Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın koruma ekibinde görev yapmış polis memuru V.Elbistan…

V. Elbistan, 4 aylık süre içerisinde, 4 farklı günde toplam 15 kere ByLock IP’sine yönlendirme ile oluşmuş 15 CGNAT sinyali sebebiyle 677 sayılı KHK ile ihraç edilip, 1 yıla yakın tutuklu kaldıktan sonra 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmış. Hem soruşturma hem yargılama sürecinde, V. Elbistan’ın, NAMAZ VAKİTLERİ uygulaması nedeniyle kendi iradesi dışında ByLock’a yönlendirildiği yönündeki tüm raporlar görmezden gelinmiş.

İşin daha ilginç ve ibret verici olanı ise, V. Elbistan’ın NAMAZ VAKİTLERİ uygulamasını indirme sebebinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın koruma ekibinde yer alması ve VİP korumada ibadet vakitlerini takip ederek koruma görevini eksiksiz yerine getirme çabasına dayanması…

V. Elbistan, Adana Ağır Ceza’nın verdiği 6 yıl 3 aylık hapis cezasını İstinaf’a taşımış. İstinaf, “Bylock tespit ve değerlendirme tutanağı olmadığından” dosyayı yerel mahkemeye geri göndermiş. Yerel mahkemede yapılan yeniden yargılamada, dosyaya, “ByLock tespit ve değerlendirme tutana

 

baylock-sorgu-tutanagi-vedat-elbistan1.jpg

 

ğı sorgusunda herhangi bir kayıt bulunamadığı” yönünde rapor girmesine, MİT’in iradesi dışında yönlendirmeyi kabul etmesine karşın, mahkeme yazılı raporu “görmezden gelerek” yine 6 yıl 3 ay ceza vermiş. Karar yeniden İstinafa gönderilmiş ve İstinaf süreci devam ediyor.

Birilerinin yaptıkları hataları örtmek için çözümüne kayıtsız kaldığı mağduriyetlerden sadece biri olan V.Elbistan, tarafıma ulaşarak, başına gelen talihsizliği şöyle özetliyor: “2015 yılı Ocak ayında sayın Cumhurbaşkanımızın Somali Cumhuriyetine ziyaretleri sebebiyle koruma görevlisi olarak gönderildiğim. Somali’de kaldığımız otele yapılan bombalı saldırı esnasında başıma isabet eden şarapnel ile yaralandım ve patlamadı telefonumu kaybettim. Somali’de Türk hastanesinde yapılan ameliyatla başımdaki şarapnel çıkartıldı. Türkiye’ye döndükten sonra eski kullandığım yönlendirmeye maruz kalmış telefonu tekrar kullanmaya başladığım günün ertesi günü NAMAZ VAKİTLERİ isimli programın tekrar yönlendirmesi sonucunda ByLock suçlamasının muhatabı oldum.

Şu anda dava tekrar İstinaf aşamasında. Maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasından başka hiç bir derdi olmayan biz masumların tek gayesi haklarımızın geri verilmesidir. Sayın Tuncay Beşikçi, irademiz dışında yönlendirilmidiğimizi hazırladığı teknik raporlarla ortak çalışma yaptığı MİT elemanlarına onaylattığı halde süreç tıkanıp kaldı. Sizlerin de yardımıyla kısa sürece çok sevdiğimiz görevlerimize geri dönmek istiyoruz.”

Işın ve Elbistan gibi mağduriyetleri çok somut bir şekilde tespit edilmiş olmasına karşın hiçbir adım atılmayan FETÖ’nün ByLock tuzağı kurbanlarını isim isim yazmaya devam edeceğim. Zira görünüyor ki; FETÖ'nün bir plan ve strateji dahilinde oluşturduğu mayınlı arazilerden en öne çıkan ByLock tuzağını bozması gerekenler sergiledikleri tavırla bu tuzağı tahkim ederken, olan farklı yönlendirmelerle kendi iradesi dışında bu tuzağa düşürülen binlerce mağdura oluyor.

İnsanı çileden çıkaran da; onlar ve onlar gibi binlerce insan bunları yaşarken, 2018 yılında Kütahya Tavşanlı’da Emniyet tarafından yakalandığında, “Siz beni sorgulayamazsınız, Yakında hepiniz tutuklanacaksınız, bunların hepsinin hesabını vereceksiniz” diyen, FETÖ’cü Polis Şefi Ali Fuat Yılmazer’in de kardeşi olan TÜBİTAK eski yöneticisi ByLock’un yazılımcılarından Mesut Yılmazer’in 21 Mart 2019 günü tahliye edilmesi.

Sistemin yazılımında görev aldığı belirtilen biri tahliye edilirken, o sisteme, NAMAZ VAKİTLERİ, Kıbla Pusulası gibi programlara kurulan tuzaklarla iradesi dışında yönlendirilenlerin hayatının karartılmasını, yaşayan ölüye çevrilmesini, vicdanı olan kimse kabullenemez.

İnsanlık vasıflarına sahip hiç kimse böyle bir durum karşısında reflekssiz kalamaz, kalmamalı...

Önceki ve Sonraki Yazılar