ZİHNİ ÇAKIR
FETÖ’NÜN ‘KÖZ’DE VÜCUT BULAN İNTİKAM REFLEKSİ O EMNİYET MÜDÜRLERİNİ HEDEF ALDI
FETÖ’nün yarım yüzyılı bulan bir CIA projesi olduğu konusunda sanırım herkes mutabık. Bu bağlamda CIA’nın, kendi örgütlediği casusluk hareketlerinin deşifre olasılığına karşı bir yedeklemeye gittiği de bilindik bir yöntem.
Cevabını aramamız gereken soru tam da bu; FETÖ’nün yedeği yani CIA’nın “backup project”i nerede?
Beni okuyan ve takip edenler 17/25 Aralık sonrasından bu yana bu yönde fikir teatilerinde bulunduğumu bilir. Hatta fikri mülahazanın ötesinde bu YEDEK örgütlenmenin izlerine dair bulgularımı çok zaman paylaştığım, bu yönde KÖZ tanımlamasıyla yazılar yazdığım da malum.
İşte bu YEDEK yapıyla ilgili uzun zamandır süren bir kitap çalışması sırasında yapıya dair önemli bir ize Samsun’daki bir yargılama dosyasında rastladım.
BYLOCK MESAJ İÇERİĞİNDE İLGİNÇ “ÖZEL BİLGİ”YE DAYALI “TALİMAT”
Yargı camiasında FETÖ ile mücadele konusunda hassasiyet gösteren herkes Yıldırım Bayyurt’u bilir. Ankara’da Cumhuriyet Savcılığı’ndan sonra tayin olduğu Samsun Cumhuriyet Savcılığı görevini yürütürken meslekten ihraç edilmişti Bayyurt.
İhraçtan sonra “Silahlı terör örgütüne (FETÖ) üye olmak” suçundan Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Yıldırım Bayyurt hakkında Mahkeme Başkanı Nurettin Din’in muhalefetine rağmen Üyeler Erşan Bölükbaş ve Nermin Ulucan’ın oylarıyla berat kararına hükmedilmiş. Oy çokluğuyla alınan 2018/39 Esas ve 2018/244 Karar sayılı karar Savcılık tarafından İstinafa taşımış.
Savcılığın İstinaf başvurusunu görüşen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi de 2018/2141 Esas ve 2019/1170 Karar sayısı ile Yıldırım Bayyurt hakkında yerel mahkeme tarafından verilen berat kararını bozup “silahlı terör örgütüne (FETÖ) üye olmak” suçundan 6 YIL 3 AY HAPİS CEZASINA hükmetmiş.
FETÖ’nün Ankara Adliye imamlığı gibi isnatlarla anılan Bayyurt hakkındaki yargı sürecinin neden Samsun’a taşındığı, Samsun’daki berat kararı ile davanın Samsun’da görülmesi arasında bir illiyet var mı bilmem lakin burada dikkatimi çeken çok daha başka bir şey.
Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesi yargılama dosyasında ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin istinaf kararında, Bayyurt’a yönelik “örgüt üyeliği suçlamasının” yoğunluğunu, hem Bayyurt’un 60’a yakın BYLOCK kullanıcısıyla iletişimini gösteren HTS kayıtları ham de FETÖ’nün sivil imamlarından olduğu bilinen Yusuf Doğan isimli şahsın kullandığı Bylock mesaj içeriği oluşturuyor.
2016 yılı Ocak ayına ait BYLOCK mesaj içeriğinde yer alan, "…bilgi gizli, gerekli önlem ve savunma hazırlığı yapmak için ilgililerine haber verelim. Hassasiyete dikkat edilmesi gerektiğini bilginin duyulması durumunda bazı arkadaşlarımızın zarar göreceği hatırlatılmalı. Cemil Tuğtekin, Yıldırım Bayyurt ve Osman Şanal sizdeyse haber verseniz iyi olur dengeli hareket edemeyecek olan varsa haber vermeyelim. 01/01/2016 03:05. İntikam hareketleri devam ediyor Ömer Zeren konusu yeni bir olay değil. Bu çocuk eninde sonunda hizmetin başına bela olacaktı iyi bir imkan buldu birde bunun ağa babası Murat Çetiner vardı bahsedilen soruşturmada Murat Çetiner'in de geniş ifadesi vardı burada Kayseri Şeker Fabrikası yolsuzluklarını ortaya çıkaran Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin'e ulaşmak istiyorlar o soruşturmada Ankara eski Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'de tutuklanmıştı bu idari soruşturmayı adli soruşturmaya döndürmek isteyeceklerdir ardından o dönem CMK 250'de görev yapan başta Cemil Tuğtekin ve Yıldırım Bayyurt bey olmak üzere soruşturmada ve yargılamada görev yapan hakim ve cumhuriyet savcılarına yönelik gözaltı yakalama ve tutuklama yapmak için her türlü baskıyı yapacaklardır bu konuda hazırlık yapılmalı Cemil ve Yıldırım beyler olmak üzere ilgililere gerekli duyurular yapılmalıdır... Ve Ankara savcısı Yıldırım Bayyurt hakkında (Ömer Zeren'in şikayeti üzerine) soruşturma yürütülmekte Başmüfettiş EGM'den savcıların pdy ile bağlantısı olup olmadığını sormuş..."ifadeleri, İstinaf tarafından, Bayyurt’un, FETÖ içerisinde çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk teşkil eden örgütsel eylem ve faaliyetlerde bulunduğu ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu şeklinde değerlendirilmiş.
Bu arada FETÖ elebaşının, Bank Asya'nın içine düştüğü mali sıkıntıdan kurtarılması amacıyla örgüt mensuplarına “bu bankaya para yatırılması ve kurumsal bünyesinin güçlendirilmesi” yönünde talimat verdiği tarihten sonra 11 Eylül 2014 tarihinde, Yıldırım Bayyurt’un Vakıfbank'tan 50.000 TL kredi çektiği, aynı gün eşi Aynur Bayyurt adına BankAsya’dan 50.500 TL’lik katılım hesabı açıldığı da tespit edilmiş.
ÖRGÜT’ÜN KORKULU RÜYASI İKİ EMNİYETÇİ: ZEREN VE ÇETİNER
Yukarıda aktardığım dava dosyası içeriklerindeki somut verilere rağmen Yıldırım Bayyurt’un yerel mahkemede nasıl berat ettiği, bu berat kararına imza atan üyelerin hangi “vicdani gerekçeye” dayandıkları ya da bu tavrı bir mesleki dayanışma refleksiyle sergileyip sergilemedikleri devam eden araştırma konum.
Gelelim bu dava dosyasının satır aralarından çıkan BYLOCK mesaj içeriğinde HEDEF gösterilen ve o içerikten dolayı “MAĞDUR” sıfatıyla o davaya çağrılmaları gerekirken bu dava onlardan bir sır gibi saklanan iki emniyetçiye…
Biri FETÖ’nün emniyet içi operasyonlarının ilk ayağının mağdurlarından Ömer Zeren.
Ömer Zeren, eski Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in Özel Kalem Müdürü görevini yürütürken FETÖ’nün yargı ve emniyet yapılanmasının ortak kumpasıyla tutuklanmıştı. Uzun süren tutukluluğun ardından serbest bırakılan Zeren, 15 Temmuz’dan sonra bile Emniyet içerisindeki örgüt uzantılarının hedefindeydi.
FETÖ’nün Emniyette egemen olduğu dönemde örgütle birlikte çalışan ve örgütün düzmece soruşturmalarla kendinden olmayanları tırpanladığı süreçte hem Yüksek Değerlendirme Kurulu Üyeliği yapan hem de Genel Müdür Yardımcılığı görevi yürüten iki isim Ömer Zeren’i yemek için az uğraşmadı. Hatta birisinin avukatının Fetullah Gülen’in de avukatı olduğunu mahkeme zabıtlarıyla ispatladığım bu iki isim o güne kadar yüzünü bile görmediğim, telefon görüşmem bile olmayan Ömer Zeren ve benimle ilgili benim 2015’te Emniyet içindeki FETÖcü yapılanmaya dair kaleme aldığım yazılardan dolayı (bu yazıları Ömer Zeren ile irtibat halinde yazdığım gibi) ipe sapa gelmez hukuki temeli bile olmayan iddiayla soruşturma açtırmıştı da KOVUŞTURMAYA YER YOK kararı çıkmıştı.
Bir diğer isim de Emniyet Müdürü Murat Çetiner…
Murat Çetiner de örgütün hedefindeki 3-5 isimden biri oldu hep.
Örgüt, Çetiner’i Ergenekon şüphelisi olarak yasadışı dinleme listesine almıştı. Aynı listede ben de olduğum için ve bu yönde Gölbaşı Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma açıldığından net olarak biliyorum.
FETÖ, bu yasadışı teknik ve fiziki takip sonrası Murat Çetiner ile ilgili “Ergenekon terör örgütü kurucusu ve yöneticisi olmak, bu örgüt içinde faaliyetler göstermek” suçlamalarıyla 20 yıl hapis istemi ile Ağır Ceza mahkemelerinde dava da açmıştı. Bu davadan 2016’da berat etti ve halen devam eden dava ve soruşturmalarda da mağdur müşteki pozisyonunda.
Çetiner’in örgütle mücadelesi bununla da sınırlı değil. Çetiner, birilerinin telefonlarını kapatıp güvenli evlere sığındığı 15 Temmuz gecesi Bakırköy Emniyet Müdürü olarak ilçe sınırları içerisinde olan Atatürk Havalimanın güvenliği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güvenliğinin sağlanması noktasında olağanüstü gayret ve fedakarlık gösterip darbenin Havaalanı ayağının akamete uğratılmasında, içerisinde önemli isimlerin de yer aldığı FETÖ’cü darbecilerin yakalanmasında birinci derecede rol alan bir isim..
Ayrıca o gece Atatürk Havalimanını ele geçirmeye çalışan darbecilerin kontrolündeki tank ve zırhlı araçların tamamına müdahale ederek el koyan ve sonrasında bölge emniyetinin tam anlamı ile sağlanması için düzenlenen operasyonlarla, askeri havalimanında saklanan vahim nitelikteki askeri mühimmatın ele geçirerek darbenin kaderini değiştiren en önemli isimlerden biri Murat Çetiner…
FETÖ’NÜN İNTİKAMINI KÖZ MÜ ALIYOR?
FETÖ’ye yönelik mücadelelerinin sadece bir kısmını aktardığım ve son olarak Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve istinafa taşınan bir dava dosyasının satır aralarındaki bir BYLOCK mesaj içeriğinde de örgüt açısından nasıl bir tehdit oluşturdukları adli kayıtlara geçen Ömer Zeren ve Murat Çetiner’in normal şartlarda FETÖ ile mücadele sürecinde en kritik birimlerin başında ya da örgütün egemen olduğu illerde İl Emniyet Müdürü olması gerekirken bu iki ismin de halen zulme tabi tutulması gerçekten insan aklının alacağı bir şey değil.
Ömer Zeren ile ilgili 15 Temmuz’dan sonra bile mobbingler ve terfi engellemeleri devam ederken Murat Çetiner’in başına gelen ise tam facia.
Çetiner, FETÖ gerekçesiyle başlatılan bir disiplin soruşturması çerçevesinde açığa alındı. Emniyet içinden gelen duyumlara bakılırsa ihracı yönünde de örgütün uyuyan hücreleri harıl harıl çalışıyor.
Peki neden?
Şimdi size çok ama çok önemli bir detay aktaracağım!
Önce CIA’nın FETÖ gibi etki ajanlığı ve yeni nesil istihbarat için örgütlediği yapıların deşifre olması ihtimali karşısında bir yedeğini oluşturduğunu tekrar hatırlatayım. Benim bugüne kadar yaptığım çalışmalar, CIA’nın FETÖ’den yedeklediği “baçkup project”inin KÖZ yapılanması olduğu yönünde.
Hatta bu yönde çok sayıda yazı da kaleme almıştım. Bunlardan 27 Aralık 2017 tarihli olanın başlığı da “Dokunanı KÖZ gibi yakacak YEDEK PARALEL YAPI” idi.
Bu yapının, FETÖ’nün deşifre olmaya başladığı süreçten başlamak üzere Emniyet, Yargı ve MİT ile birlikte kimi güvenlik bürokrasisinde YEDEKLENDİĞİNİ söylemek mümkün.
İşte bugün FETÖ konulu bir idari soruşturma ile açığa alınan ve ihracı yönünde yoğun çaba harcandığına dair bilgiler aldığım Murat Çetiner de bu yapıya DOKUNANLARDAN biri belki de bulunduğu konum baz alındığında ilki.
Çetiner, mağdur sıfatı ile müdahil olduğu Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde FETÖ Çatı Davası olarak bilinen Ana Davada, Kemalettin Özdemir ve bağlantılı diğer şahıslar ve davadaki bazı sözde itirafçılar hakkında suç duyurusunda bulunmuş, Özdemir gibilerin davada tanık sıfatı ile değil sanık sıfatıyla bulunmaları gerektiğini belirtmişti.
Öyle zannediyorum bu ifadelerin üzerine giden, KÖZ’ün izini süren dönemin Ankara Başsavcısı Harun Kodalak’ı yiyen önemli sebeplerden biri de buydu. Zira Kodalak da Çetiner’in bu beyanının yanında İstanbul’da başlayıp Ankara’ya gönderilen ve KÖZ yapılanmasını hedef aldığı bilinen ancak onun gidişinden sonra üstü örtüldüğü söylenen bir SORUŞTURMA DOSYASIYLA yakından ilgileniyordu.
Dediğim gibi Murat Çetiner’in mağdur olarak katıldığı 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki bu çıkışı bulunduğu konum itibarıyla ilk olma özelliğini taşırken belki de dokunduğu yapının onu bir KÖZ gibi yapacağının farkında değildi.
Şimdiye kadar KÖZ’ün bir çok operasyonunu izledik. Yargıda emniyette tayin ve terfilerdeki etkinliğine tanık olduk. Ancak KÖZ’ün FETÖ’nün intikam refleksinin vücut bulduğu ilk örnek Murat Çetiner’e yaşatılanlar sanırım.
Bu durum ona ulaşır/ulaştırılır mı bilmem ama öyle anlaşılıyor ki; KÖZ’ün göstere göstere yaptığı bu operasyona dur diyebilecek tek irade Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.
Bir umut buradan sayın Erdoğan’a sesleniyorum;
FETÖ ile mücadelede elini değil gövdesini ortaya koyan bu yolda ağır bedeller ödeyen insanların, FETÖ’den yedeklenmiş KRİPTO bir yapı tarafından lince uğratılmasına, tasfiye edilmesine, üstelik FETÖ yaftasıyla itibarsızlaştırılmasına dur denilmezse bu yapı siz dahil devletin her kademesinde kendine tehdit gördüğü insanları bu cendere içinde ezmeye devam edecektir.