NECDET PEKMEZCİ

NECDET PEKMEZCİ

FETÖ'nün Namlusunun Ucundaki Adam Bahçeli!

FETÖ’nün namluları soğumadı, hala sıcak. Üstelik o namlular hiç olmadığı kadar bugün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye dönük. Çünkü, en başından beri  FETÖ’ye utancı, hezimeti, yenilgiyi yaşatan adam Bahçeli. Sırf bu yüzden biriktirilmiş, kini hıncı var Fethullah Gülen’in MHP’ye ve özellikle de Bahçeli’ye…

Fethulah Gülen, görünür olurken, görünmez olmayı da becerdi. Kurduğu terör örgütü her yerde var. Çünkü görünmez olmanın en kolay yolu görünür olmak. TSK’dan Emniyet’e, medyadan siyasete bulaştı FETÖ, bakkal, kasap, manav hatta hatırlı fahişeleri de bunlara eklemek mümkün. Dalkavuktan dürüstlük beklemek, hiç de  akılcı  değil. Fethullah Gülen’e körü körüne bağlılık aslında ikiyüzlülük değil de ne?  

Hele iyi yetiştirilmiş subaylara ne demeli; bunların iyi yetiştirilmiş olmalarından kimsenin şüphesi kalmadı artık.  Artık bunların katil olduklarından şüphesi olanların da şüpheleri kalmadı...                        

FETÖ’cüler tanımlanamıyor, tanım dışında kalıyor. Sanki ayrı bir ırk; hiçbir sınıfa dahil değil bunlar. Milletin içinden değildirler, sınıfları yok. Ne alt ne orta ne de üst. Bambaşka bir sınıftan bunlar. Serseri demek bile hafif kalıyor bunlara. İşleri suç işlemek; fidyeci, tahsilatçı bunlar. Vatana, devlete millete, bayrağa düşmanlıkları var.  Acımasız, aç gözlü, ahlaksız, öldürmekten, katletmekten korkmuyorlar.

Yağmacı sınıfı bunlar; kötü, sapık ve kana susamışların toplandıkları adresin adı FETÖ. İktidarı, yavaş yavaş kuşatıyorlar. Taşradan başlıyor yürüyüşleri; polisin ve siyasetçinin cahilini inandırıyorlar, etkiliyorlar.

 

Fırsatını bulduklarında, bir partinin il ilçe, belediye başkanı, hatta milletvekili oluyorlar. Ama nerede olurlarsa olsunlar değişmiyorlar. Tehdit, şantaj, yolsuzluk asıl işleri olurken, bol bol da hayır işliyorlar ki, günahları unutulsun…

 

15 Temmuz’dan önce de gördük, tanıdık bunları. Ergenekon, Balyoz vs kumpasları da bunların tertibiydi…

Tertibi ilk gören isimdi Bahçeli; kapısına dayandıklarında işgale gediklerini erken anladı. MHP’nin kapısından kovdu FATÖ’yü. Ama yılmadılar, sincice bacadan, pencereden, taşradan, varoştan işgale kalkıştılar MHP’yi.

Cüreti güçlerinden aldılar; istila edilebilir bir yer gördüler MHP’yi. Haliyle gücün kötü tarafını görmeyi reddettiler. Gücü bildikleri, tanıdıkları, yaşadıkları için dokunulmaz olduklarını zannettiler. Tedbiri, ketumluğu bir yana bıraktılar...

Alenen,  7 Haziran’da tanıştılar utançla. Bahçeli’nin hükümete ortak olmaması, iktidarı  elinin tersiyle itmesi daha da utandırdı bunları. Başbakanlık koltuğunu sundular Bahçeli’ye suçlarına ortak olması için…

Yine de olmadı, utanç acı verdi FETÖ’ye. Acı da utancın şiddetini artırdı…

Para sadece insanları satın almıyor. Çoğu zaman   kurumları, partileri, devleti de satın almaya yarıyor para…

Nedense MHP’de işe yaramadı para...

Ve geldik 15 Temmuz’a…

Dilek, temenni ve dualarının ardına sakladı Fethullah Gülen, üniformalı gangsterlerini. Ayaklanmayla, iç savaşla, bütün kanı bir kerede dökmek istediler…

Döktükleri masum insanların kanı oldu…

En çok korktukları da masum insanlardı zaten.

Kan dökmek değil, iktidarı ele geçirememek utançları  oldu. FETÖ için, utancın, acının adıydı artık Bahçeli…

Utançtan ve acıdan kurtulmanın en kolay yolu; utanç ve acı vereni ortadan kaldırmak. Çünkü bu ülkede hakikaten dürüst olmak tehlikeli…

Önceki ve Sonraki Yazılar