NECDET PEKMEZCİ
İkinci kalkışma!
15 Temmuz'u tedip edenler, izaha getirenler anladığım kadarıyla fena halde pişman. Pişmanlık hali; aslında
kadındır, çocuktur ve de fena halde anarşisttir ! Pişmanlığın kadın, çocuk ve anarşist hali herkesçe malum;
"Merhamet etmek; Tanrı'ya yakışır, kullarına değil...Tanrı'nın merhametsizliğinin tahammülü vardır; ancak
kulun merhametsizliği tahammülfersadır ki; Tanrı'nınki yanında dünkü çocuk kalır.."
Meksikalı ünlü yazar Carlos Fuentes'in, netameli günler için verdiği öğüt fena halde yol göstericidir:
"Kurtlar uluduğunda sen de ulu ki, kedi sanmasınlar..."
Hanidir, Türkiye'de yaşanan hal budur...
Değnekler; kılıçlaştı. Kılıç taklidi yapan değneklerin her alanda sayısı arttı. Oysa; değnek değnektir, kılıç da
kılıç. Değnek; kılıç taklidi yapmakla kılıç olmaz. Değnek, kılıç sesi çıkarsa da kesmez...
Anlayacağınız, bazıları değnek olduğu halde hala kılıç taklidi yapıyor.
Hele ithal değneklerin hali hal değil...
İçler acısı...
Çünkü; gizli kalması gereken konuların altında imzaları var. Onlar sanıyorlar ki; gizli kalması gereken
konunun altına imza koydukları için gizli kalması gereken konuyu bilmeleri gerekiyor.
Oysa onlar gizli kalması gereken konuları imzalaması gereken değnekler...
Haliyle geldik, Almanya'ya, Avusturya'ya ve de tartışılan Hollanda'ya...
Cürmü meşhuttur yaşananlar..
Türkçesi, suç üstü...
İkinci kalkışmanın vaktidir; anladığım...
Hüküm vermem de kesinlik tanıdık kalemlerden kaynaklanıyor!
O kalemler ki; fena halde kan kokusu aldı bu günlerde.
Hele yabancı "basın" mensuplarının Türkiye tasavvuru ve de "Neden 15 Temmuz başarılı olmadı
"sorusuna verilen yanıtlara karşı duyulan tatminsizlik, coğrafyanın kaderini bilmemekten kaynaklanan koyu
cehalet olarak karşımıza çıkıyor....
Meşhur "dış mihraklar" tasfiridir aslında Atilla İlhan'ın "An gelir şimşek yalar masmavi dehşetiyle siyaset
meydanını..." diye yazdıkları...
Ki; siyaset meydanı çetrefilli, hiç olmadığı kadar dehşet verici bu vaktlerde ve de coğrafyanın kadim
kuralıdır; "Tedip eden değişmez, tedip edilen değişir" veya "İt ürür, kervan yürür..." ya da "Yürüyen
kervan, ürüyen itleri duymaz..."