İlkin Avni Özgürel istedi Abdullah Öcalan’a ev hapsini…

Belki de o vakit anımsamıştı Özgürel, Yargıtay eski Başkanı İmren Ökten’in1969 yılının Mayıs ayında Ankara’da Maltepe Camii’nde  kılınan cenaze namazını Öcalan ile birlikte protesto ettiklerini…

Neyse makul istekti; Öcalan’a ev hapsi; kan duracak, PKK silah bırakacak hatta Kandil iflasını isteyecekti.

Sonra etkili ve yetkili ağız olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç dillendirdiği aynı olabilirliği…

Hatta İshak Alaton da konuştu aynı konuda…

Bir dönemin zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne de boş durmadı. Osmanlıyı referans aldı. Eşkıyaları düze indirip paşa yaptığını ve maaş bağladığını yazmıştı Türköne…

Ve Öcalan’ı “Bodrum paşası” ilan etmişti…

Yıllar yılları kovaladı; ne PKK silah bıraktı, ne akan kan durdu ne de Öcalan ev hapsine çıkarıldı…

Geldik yine meşhur rivayete bu kez kaynak Lübnan…

Bizdeki “ev hapisçilerine“ özendi, Lübnan'da yayın yapan Es-Sefir gazetesinde yazar Muhammed Ballut işi uluslar arası boyuta taşıdı. ABD’lilerdi bu kez  Öcalan’a ev hapsini isteyen…

Ballut’a göre iş olup bitmişti. İncirlik’te kotarılmıştı Öcalan’a ev hapsi…

Devletin de aklı ve kaydı var Es-Safir’e ilişkin.

Bu gazete Hizbullah ve İran çizgisinde yayın yapıyor…

Suriye Lideri Beşar Esad’a da yakın. …

Suriye’deki boğazlaşma başladı başlayalı Es Safir daha bir dikkat kesildi Türkiye üzerine…

1 Ocak 2012’de de Türkiye’yi yazmıştı Es-Safir…

Suriye sınırları içinde “42 Türk istihbaratçısının yakalandığını” duyurmuştu…

İran’ın Fars Haber Ajansı da bu iddiayı “42 Türk subayı tutuklandı” başlığıyla taşımıştı dünyaya…

Aslı yoktu yazılanların…

Sonrasında Cemil Bayık, Fehman Hüseyin ve PYD’nin ele başı Salih Müslim’e sayfalarını açmıştı bu gazete…

Şimdi de “İncirlik pazarlığı” diye yazdı aynı gazete…

Oysa, “Yalancı, topaldan önce düşer!” ki;

Bu sözü de en iyi yalan söylemeyi alışkanlık haline getirenler bilirdi…