İstanbul’da 7,4 ve 7,2 şiddetinde deprem uyarısı yaptı: İki ayrı fay hattında iki ayrı büyük deprem

İstanbul’da 7,4 ve 7,2 şiddetinde deprem uyarısı yaptı: İki ayrı fay hattında iki ayrı büyük deprem

İstanbul’da enerji biriktirmiş iki ayrı fay hattının olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Erdik, 7,4 ve 7,2 şiddetinde deprem beklediklerini belirtti. İki fay hattının birleşmesi ile depremin şiddetinin 7,6’ya çıkabileceğine dikkat çeken Erdik' uyarı.

İstanbul, Türkiye’nin en büyük ve en kalabalık şehri olmasının yanı sıra, ekonomik, kültürel ve siyasi açıdan da önemli bir merkezdir. Ancak İstanbul’un altından geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı, şehri büyük bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Tarih boyunca İstanbul, birçok yıkıcı depreme tanıklık etmiştir. Bunlardan en büyüğü 1509 yılında meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremdir. Bu depremde 4 bin ila 13 bin arasında kişi hayatını kaybetmiş, binlerce bina hasar görmüş ve şehirde büyük bir panik yaşanmıştır. Deprem, halk arasında “Küçük Kıyamet” olarak adlandırılmıştır.

İstanbul’un son büyük depremi ise 1999 yılında olmuştur. Merkez üssü Gölcük olan 7.4 büyüklüğündeki deprem, Marmara Bölgesi’nin genelinde hissedilmiş ve İstanbul’da da can ve mal kaybına neden olmuştur. Resmi rakamlara göre, depremde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetmiş, 48 bin 901 kişi yaralanmış ve 5 bin 840 kişi kaybolmuştur. Deprem, Türkiye’nin yakın tarihinin en büyük felaketi olarak gösterilmektedir.

Olası Senaryolar

Jeoloji uzmanları, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın batı bölümünde biriken gerilimin bir gün büyük bir depreme yol açacağını öngörmektedirler. Bu depremin ne zaman ve nerede olacağı ise tam olarak bilinmemektedir. Ancak bazı senaryolar, olası depremin büyüklüğünü, süresini ve etkilerini tahmin etmeye çalışmaktadır.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nden Prof. Dr. Mustafa Erdik, Marmara Denizi’nde iki farklı fay segmentinin kırılması durumunda oluşabilecek depremleri şöyle sıralamaktadır:

Çınarcık Fayı’nın kırılması

Bu fay segmenti Marmara Denizi’nin güneyinde yer almaktadır. Bu fayın kırılması durumunda oluşacak depremin büyüklüğü 7.2 olarak tahmin edilmektedir. Bu deprem İstanbul’un güneyindeki ilçeleri daha fazla etkileyecektir.

Tekirdağ Fayı’nın kırılması

Bu fay segmenti Marmara Denizi’nin kuzeyinde yer almaktadır. Bu fayın kırılması durumunda oluşacak depremin büyüklüğü 7.4 olarak tahmin edilmektedir. Bu deprem İstanbul’un kuzeyindeki ilçeleri daha fazla etkileyecektir.

Bu iki fay segmentinin aynı anda veya ard arda kırılması durumunda ise oluşacak depremin büyüklüğü 7.6 olarak tahmin edilmektedir. Bu deprem İstanbul’un tamamını etkileyecek ve çok daha yıkıcı olacaktır.

Riskler

İstanbul’da meydana gelebilecek büyük bir depremin yaratacağı riskler çok çeşitlidir. Bunlardan bazıları şunlardır:

Can kaybı:

Depremin şiddeti, süresi, zamanı ve meydana geldiği yer gibi faktörlere bağlı olarak, depremde binlerce hatta on binlerce kişi hayatını kaybedebilir. Özellikle depreme dayanıklı olmayan binaların yıkılması, en büyük can kaybı nedeni olacaktır.

Yaralanma:

Depremde hayatta kalanlar da çeşitli yaralanmalarla karşı karşıya kalabilir. Enkaz altında kalanlar, elektrik çarpması, yangın, cam kırıkları, gaz kaçağı gibi tehlikelerle mücadele etmek zorunda kalabilir. Ayrıca deprem sonrası oluşabilecek panik ve kaos da yaralanmalara yol açabilir.

Mal kaybı:

Depremde yıkılan veya hasar gören binalar, altyapılar, araçlar, eşyalar ve iş yerleri büyük bir mal kaybına neden olacaktır. Bu da ekonomik olarak İstanbul’u ve Türkiye’yi olumsuz etkileyecektir.

Altyapı sorunları:

Depremde elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet gibi altyapı hizmetleri kesilebilir veya zarar görebilir. Bu da hayatın normale dönmesini zorlaştıracak ve acil durumlara müdahaleyi engelleyecektir.

Ulaşım sorunları:

Depremde köprüler, tüneller, yollar, raylı sistemler, havaalanları gibi ulaşım araçları hasar görebilir veya kullanılamaz hale gelebilir. Bu da insanların deprem bölgesinden uzaklaşmasını veya yardım almasını güçleştirecektir.

Sosyal sorunlar:

Depremde evsiz kalan, yakınlarını kaybeden, işsiz kalan veya travma yaşayan insanlar psikolojik ve sosyal sorunlarla karşılaşabilir. Bu da toplumsal huzur ve güvenliği tehdit edebilir. Ayrıca deprem sonrası oluşabilecek spekülasyonlar, asayişsizlikler, yağmalar, protestolar gibi olaylar da sosyal sorunlara katkıda bulunabilir.

Önlemler

İstanbul’da beklenen büyük depreme karşı alınabilecek önlemler hem bireysel hem de kurumsal düzeydedir. Bunlardan bazıları şunlardır:

Bireysel önlemler: İstanbul’da yaşayan her bireyin depreme hazırlıklı olması gerekmektedir. Bunun için şu adımlar atılabilir:

Depreme dayanıklı bir evde oturmak veya oturulan evin depreme dayanıklılığını kontrol ettirmek.

Evde ve iş yerinde deprem çantası hazırlamak ve içine su, yiyecek, ilaç, el feneri, radyo, battaniye gibi malzemeler koymak.

Deprem sırasında ve sonrasında yapılması ve yapılmaması gerekenleri öğrenmek ve aile bireyleriyle paylaşmak.

Deprem sırasında kapalı bir alanda ise sağlam bir eşyanın yanına çömelip başını korumak, açık bir alanda ise düşebilecek eşyalardan uzak durmak.

Deprem sonrasında ise enkaz altında kalmamışsa binadan dikkatlice çıkmak, gaz vanasını kapatmak, elektrik şalterini indirmek, telefonu acil durumlar dışında kullanmamak.

Kurumsal önlemler: İstanbul’daki yerel yönetimlerin, devlet kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin ve özel sektörün de depreme hazırlıklı olması gerekmektedir. Bunun için şu adımlar atılabilir:

Depreme dayanıklı olmayan binaların tespit edilmesi ve güçlendirilmesi veya yıkılması.

Deprem risk haritalarının güncellenmesi ve deprem yönetmeliğinin uygulanması.

Deprem sigortasının yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesi.

Deprem eğitimlerinin verilmesi ve tatbikatların yapılması.

Deprem erken uyarı sistemlerinin kurulması ve işletilmesi.

Deprem sonrası müdahale planlarının hazırlanması ve koordinasyonun sağlanması.

Bu önlemlerin alınması, İstanbul’da beklenen büyük depremin yaratacağı zararları azaltmaya ve hayat kurtarmaya yardımcı olacaktır. Ancak önlemlerin alınması tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda deprem bilincinin artırılması ve depreme karşı duyarlı bir toplum oluşturulması da gerekmektedir.

Sonuç

İstanbul, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın üzerinde yer alan bir şehirdir. Bu nedenle büyük bir deprem tehlikesiyle karşı karşıyadır. Tarih boyunca birçok yıkıcı depreme maruz kalan İstanbul, yakın gelecekte de büyük bir deprem yaşayabilir. Bu deprem, can ve mal kaybına, altyapı ve ulaşım sorunlarına, sosyal sorunlara neden olabilir. Bu nedenle İstanbul’da yaşayan herkesin depreme hazırlıklı olması ve gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Ayrıca yerel yönetimlerin, devlet kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin ve özel sektörün de depreme karşı sorumluluk alması ve işbirliği yapması gerekmektedir. Böylece İstanbul’un büyük depreme karşı daha güvenli ve dayanıklı bir şehir olması sağlanabilir.