NECDET PEKMEZCİ

NECDET PEKMEZCİ

Kara haberi görmek

Daim serttir nasırı fakirin ve fukaranın. Hayalleri bile nasır tutmuştur fakirin fukaranın. Hatta hüznü dahi nasırlaşmıştır. O sert erkek ve kadınlar için yok hükmündedir acı, hüzün, hayal, özlem! Çünkü “kaderdir”, “yazgıdır”, “böyle gelmiş böyle giderdir devran!”

Yaşananlar, yaşanacaklar yok hükmündedir aslında. Asıl olan varlık değil, yokluktur fakir ve fukara için… Ama mesela Çanakkale’si Sarıkamış’ı ille de Yemen’i vardır fakir fukaranın.

Nasır tutmaz Çanakkale, nasır tutmaz Sarıkamış ve Yemen…

Dününde, bugününde illaki yarınında, hatta ve hatta türkülerinde bir yeri vardır Çanakkale’nin Sarıkamış’ın ve Yemen’in…

Türkü deyip geçmeyin; acının tarifidir Türkü, yoksulluğun, çaresizliğin, alın yazısının izahıdır.

Kara bir türküdür Çanakkale, Sarıkamış üstelik de Yemen…

Kadim kaidedir, “Türkü söylenmez, yakılır!”

Yakar, Çanakkale, yakar Sarıkamış yakar Yemen…

Kallavi nasır hükümsüzdür yananlar için, ancak hükmü geçer nasırın geride kalanlara. Geride kalanların içindir acı, gözyaşı, hüzün, feryat…

Gidenler içinse beklenen sadece sahici bir Fatiha’dır…

“Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
Hamd o âlemlerin Rabbi,
O Rahmân ve Rahim,
O, din gününün maliki Allah'ın.

Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
Hidayet eyle bizi doğru yola,
O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların
ve o sapmışların yoluna değil.”

Koyu bir Fatiha’nın hükmündedir; dün, bugün, ayrıca da yarın…

Fatiha hükmünü süre dursun; yakılan Türkü değil aslında, yürek…

Kara bir türkü; artık türkü olmaktan çıkıyor, silme kapkara bir yürek oluyor.

Makûs bir talih, o yürek; hatırsız ancak çokça hatıralı…

Şu türkünün yakılması hiç de nedensiz değil;

“Yemen yolu çukurdandır
karavanam bakırdandır
zenginimiz bedel verir
askerimiz fakirdendir”

Dedik ya; durduk yere, nedensiz yakılmamış bu türkü…

Haliyle makul bir nedeni var…

Keşke hiç yakılmasaydı demek de mümkün bu türkü için. Fakat hala Çanakkale, hala Sarıkamış hala Yemen’in hükmü geçiyor coğrafyada…

Kara haber tez ulaşır!

Bu da bir hüküm…

Sadece hüküm değil gerçektik; hatta doğa yasası…

Kesin…

Aynı koşullarda, aynı sonucu veriyor.

Yani elle tutuluyor, gözle görülüyor…

Kara haber sadece gece gelen telgraf ya da telefon yani ses değil fakir fukara için.

Yürüyor, gülüyor, konuşuyor, görüyor, anlatıyor, düşünüyor…

Kara haberin sahibini gördü Kırşehirli Sultan Kavun.

2 Kasım 2017’ydi!

Vali Yardımcısı Adnan Kayık, Askerlik Şubesi Personel Yüzbaşı Harun Ağaç, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ramazan Baykara ve Şehit Aileleri Sosyal ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mutlu Kılıçaslan, ayaklı kara haberdi…

Gelenleri gördü Sultan Kavun…

Çanakkale, Sarıkamış ve Yemen geliyordu üstüne üstüne Sultan Kavun’un..

Kapattı hanesinin kapısını…

Kapattığı kapı şehit düşen kardeşi Piyade Sözleşmeli Er Tayfun Kavun'a can suyu olacaktı…

Açmadığı kapıdan içeri giremeyecekti kara haber!

Böyle düşünmüştü Servet Kavun, böyle olsun istemişti…

Her vakit olduğu gibi fakirin fukaranın hatırı yok hükmündeydi…

Gazete haberlerinde ol vaka şöyle yazıldı:

 

“Hakkari'nin Şemdinli İlçesi Ortaklar bölgesinde, PKK'lilerin saldırısında 6 asker ve 2 güvenlik korucusu şehit oldu.

Kırşehirli Piyade Sözleşmeli Er Tayfun Kavun'un şehit olduğu haberi, Kırşehir'de yaşayan ailesine acı haber Vali Yardımcısı Adnan Kayık, Askerlik Şubesi Personel Yüzbaşı Harun Ağaç, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ramazan Baykara ve Şehit Aileleri Sosyal ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mutlu Kılıçaslan tarafından verildi.

Kırşehir Belediyesi'nde temizlik görevlisi olarak çalışan anne Ayşe ve işçi baba Recep Kavun, acı haberi alınca sinir krizi geçirdi.

"BU HABER İÇİN KAPIYI AÇMAM"

Heyeti binanın önünde gören şehidin kız kardeşi Sultan Kavun, "Bu haber için kapıyı açmam" diyerek feryat etti.

Şehit Tayfun Kavun'un ilk görev yerinin Hakkari'nin Şemdinli ilçesi olduğu, göreve başladıktan sonra kredi çekerek araba aldığı öğrenildi.

Şehidin evine Türk bayrakları asılarak taziye çadırı kuruldu. Şehit Tayfun Kavun'un 3 yıldır Hakkari'de görev yaptığı, 4 ay önce ailesinin yanına gelerek iznini geçirdiği kaydedildi.”

Önceki ve Sonraki Yazılar