Kışın yavaşlayan metabolizma uyanıyor
Diyetisyeni Zerrin Delibaş, baharın gelmesiyle kışın etkilerinden kurtulan insan vücudunda yavaşlayan metabolizmanın uyandığın söyleyerek, vatandaşları güne mutlaka peynir, yumurta, süt, bir iki dilim ekmekten oluşan kahvaltı yaparak başlamalarını tavsiye
Bilecik İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Diyetisyeni Zerrin Delibaş, hızlı kilo vermek için yapılan bilinçsiz diyetler incelmeyi sağlayan yağ yerine, kas ve su kütlesinde kayıplara neden olacağını belirtti. Delibaş, “Bu diyetler uzun vadede baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi bir çok sağlık sorunlarına neden olmakta ve bireyin metabolizma hızının düşmesine, diyetin bırakılması sonrasında hızla verilen kiloların geri alınması nedeniyle de bireylerin sürekli zayıflama diyeti uygular hale gelmesine neden olmaktadır” dedi.
“Doğru beslenme şekli kişiye özeldir”
Metabolizma ve metabolizma hızı ne anlama geldiği açıklayan Delibaş, “Metabolizma, vücudun yaşamsal fonksiyonlarına destek olmak için, yediğimiz besinlerin hücreler tarafından yakılması, hücrelerin besinleri yakma hızına da metabolizma hızı deniyor. Genetik, cinsiyet, yaş, vücut ağırlığı, hormonlar, stres, vücut ısısı, gebelik dönemi, egzersiz, gün içerindeki beslenme şekli, sıcaklık ve diyetler metabolizmayı etkileyen faktörlerdir. Bu yüzden doğru beslenme şekli kişiye özeldir ve bireyin yaşı, vücut yapısı, boyu, cinsiyeti gibi birçok faktörün birleşmesiyle şekillenir. Metabolizma hızınız yavaşsa önemli bir sorununuz var demektir. Bazal metabolizma, kilo vermek isteyen bir kişinin diyetle ne kadar zayıflayacağını belirleyen en önemli faktördür. Bu yüzden metabolizma hızınızı ve metabolizma yaşınızı muhakkak size en yakın diyetisyene giderek ölçtürün” ifadelerine yer verdi.
“Güne mutlaka peynir, yumurta, süt, bir iki dilim ekmekten oluşan kahvaltı yaparak başlayın”
Forma girmek, açlığı önlemek ve metabolizmayı hızlandırmak için yapılması gerekenler hakkında bilgi veren Delibaş, “Güne mutlaka peynir, yumurta, süt, bir iki dilim ekmekten oluşan kahvaltı yaparak başlayın. Sadece simit, poğaça ve çaydan oluşan kahvaltı güne sağlıklı bir başlangıç için yeterli değildir. 3 ana öğün tüketiminin yanında 3 ara öğün tüketimine özen gösterin. Ara öğün tüketimi metabolizmanızın canlı kalmasına yardımcı olacaktır. Kesinlikle 3 saatten fazla aç kalmayın uzun süreli açlıklar metabolizmanızın yavaşlamasına, yavaşlayan metabolizma vücudunuz da yağ depolamasına neden olacaktır. Beslenmede 4 yapraklı yonca modeli uygulayın. Doğru besin gruplarından uygun miktarlarda ana öğünlerde tüketmek ve kilo verirken sağlıklı kalmak için takip edilmesi gereken bir kuraldır. Her yaprak 1 besin grubunu oluşturmaktadır. Bu gruplar; süt ve ürünleri grubu (süt, yoğurt, ayran, cacık), et grubu (tavuk, balık, hindi, kırmızı et kuru baklagiller grubu yumurta, peynir, ekmek-tahıl grubu (ekmek, makarna, pilav, çorba), meyve ve sebze grubudur. Yağsız et, yarım yağlı veya yağsız süt ürünleri gibi düşük yağlı besinleri tercih edin.
Beslenmenizde her türlü yağ miktarını azaltın, bitkisel yağlar sağlıklı beslenme açısından diğer yağlara oranla daha sağlıklı olsa da diğer yağ gruplarıyla aynı kaloriye sahiptir. Günlük almamız gereken enerjinin sadece yüzde 25-30 ‘unun yağlardan gelmesi gerektiği unutulmamalıdır. Özellikle beyaz ekmek yerine doyurucu olan tam buğday, çavdar, yulaf, kepek ekmeği tercih edin lakin ekmeği hayatınızdan çıkarmayın çünkü vücudumuzun günlük alması gereken enerjinin yüzde 60 ‘ı karbonhidratlardan sağlanır. Önemli olan doğru karbonhidratları seçmektir. Enerji yoğunluğu yüksek rafine besinler ve kan şekerini hızlı yükseltip hızlı düşüren; şekerli içecekler, bisküvi, kraker, çikolata, hamur işleri ve cips, mayonez, soslar gibi besinlerden kaçının. Tatlı seçimlerinizi kuru meyve kayısı, üzüm, incir, erik gibi seçeneklerinden karşılayabileceğiniz gibi kalorisi düşük ev yapımı sütlü tatlıları da tercih edebilirsiniz” dedi.
“Her gün ortalama 1,5, 2 litre su tüketin”
Diyetisyeni Zerrin Delibaş, enerji yoğunluğu düşük taze sebzeler ve meyvelerden günde en az 5 en çok 9 porsiyon tüketilmesi gerektiğini söyleyerek, “Yemek yaparken sağlıklı pişirme teknikleri uygulayın. Haşlama, ızgara, fırında gibi. Yemeklerinizde kullandığınız tuz miktarını azaltın. Posa alımı arttırın, kuru baklagilleri haftada iki gün tüketmeye özen gösterin bağırsaklara doğru mesajlar yollamak için, mevsim meyveleri ve sebzeleri kabuklu tüketerek kabızlığınızı önleyin. Su içmek için susamayı beklemeyin, her gün ortalama 1,5, 2 litre su tüketin. Vücudun yüzde 55-70 i sudur. Yüzde 5 su kaybı bile metabolizmanın bozulmasına ve toksinlerin birikmesine neden olur. Hava sıcaklıkları arttıkça serinlemek için asitli içecekler, hazır meyve suları yerine şekersiz maden suyu, ayran, tatlandırıcıyla hazırlanmış limonatalar seçilebilir. Günde 5 saatten az 8 saatten fazla uyumamaya dikkat ederek vücudun biyoritmi koruyun. Haftada 3 gün 40 dakika veya her gün 30-35 dakika yapabildiğiniz bir sporu yaşamınıza uyumak gibi yerleştirmelisiniz” dedi.