ZİHNİ ÇAKIR
Memur Sen Genel Başkanı gizli ajandasını mı açık etti: 'eli kanlı Türkçü bir yapı'
7 Şubat günü yayınlanan KHK ile binlerce ismin kamudan ihracına karar verilmişti. Bu ihraçlar yayınlandıktan sonra, bugüne kadar tutuklu FETÖ şüphelileri için ortalığı ayağa kaldıran, il il bu tutuklamalar ya da açığa almalardan geri adım atılması için seferber olan Memur Sen ve Eğitim Bir Sen, Genel Başkan Ali Yalçın nezdinde bu kez de PKK’dan ihraç olan mensupları için ortalığı ayağa kaldırdı.
Kimdi bu kişi peki?
Eğitim Bir Sen Hakkari Şube Başkanı Nihat Gür.
Peki neden ihraç edilmiş, PKK ile nasıl bir bağ bulunmuş?
Sadece açık kaynak bilgilerini aktarayım.
Nihat Gür, bir tweet paylaşımında, bugünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek, “Başbakan biz çocuklarımızı öldürene ağlamayız diyor peki 100 yıldır sizler bizim Kürd halkının çocuklarını öldürüyorsunuz” ifadelerini kullanıyor.
Bir başka paylaşımında, “İçişleri bir genelge ile Roboskiye girişleri yasaklamış. Tamamen diktatörlüğe giden bir zihniyet. Ya rabbi bu zulmü sana şikayet ediyoruz” diyor.
Niha Gür’ün hezeyanları bunlarla da sınırlı değil. Mesela PKK’lı mezarında pozlarını paylaşıyor “cesurca”. “Kürdistan halkının kazanımları…” diye cümleler kuruyor yine.
Bütün bunlar ve başkaca istihbari bilgiler sonucu bu zat 7 Şubat günü yayınlanan KHK ile kamudan ihraç ediliyor. Sen misin bu kararı alan. Hani o devletin yanında diye bildiğimiz, AK Parti’nin getirdiği rüzgarla kamudaki yetkili sendika statüsü elde eden Memur Sen ve bağlı sendika Eğitim Bir Sen’in Genel Başkanı Ali Yalçın, bu ifadeler için “bireysel fikirleri bölge içinde değerlendirilsin” açıklamasında bulunuyor. Aymazlığa bakar mısınız, PKK yandaşlarını toptan aklayacak, PKK ile ilişkili herkes için meşru bir savunma kapısı aralayacak, ellerinde molotofla devletin polis ve askeri ile çatışanların bölgenin içinde değerlendirilmesi gerektiği gibi bir gaflete sürükleyecek bir ifade değil de nedir bu?
Terörle mücadelede yeni bir konsept açmışçasına, bölge insanına örgütle aralarına mesafe koymaları yönündeki telkinleri boşa çıkarma kurnazlığı da içeren ifadenin tehlike boyutuna bakar mısınız…
Bunlarla da yetinmiyor Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, içindeki asıl gizli niyeti kin ve öfkeyi kusuyor ve aynen şu ifadeleri kullanıyor: “Bir Türk milliyetçisini, Türkçü diye atmayıp, farzımuhal eli kanlı Türkçü bir yapıyla ilişkilendirip atmak neyse Nihat Gür'ün durumu odur.”
Bu ne kan donduran ifadedir böyle. Hadsizliğin nirvanası adeta.
Bu ülkede kaç tane “eli kanlı Türkçü bir yapı” var?
Tarihin hangi döneminde bu tanımlamayla anılacak bir örgütlenmeye rastladı Ali Yalçın? Ve dahi; PKK’yı hangi aymazlık, hangi gaflet ve delalet içinde “eli kanlı Kürtçü bir yapı” kategorisine yerleştirdi?
Ali Yalçın’ın, akli melekelerini kaybetmiş olması, bu ifadeleri sağlıklı bir akılla yazdığın ihtimalinden emin olun çok daha iyi. Aksi halde arkasında yüzbinler olan bir Sendika Konfederasyonunu temsilen kullanılan bu ifadeler, içindeki gizli ajandanın dışa vurumu olarak tarihin utanç sayfalarına işlenecektir.
“Eli kanlı Türkçü yapı” ifadesiyle kastettiği Ülkücülerin lideri Devlet Bahçeli’nin, şer cephesini tek tek sıralayıp bunlar arasında bir tercih hakkı olursa tercihlerinin Recep Tayyip Erdoğan olacağını söylediği bir ortamda onun, o şer cephedeki bir terör örgütüyle aynı çizgide olduğu için ihraç edilen birini savunmak için tercihini üstelik Bahçeli’nin temsil ettiği tabanı “eli kanlı yapı” diye betimleyerek şer cephenin figüranlarından yana belirlemesi, aynı zamanda başta FETÖ olmak üzere tüm şer cephenin “EVET” cephesine ekmek istediği nifak tohumlarından daha tesirli bir provokasyon ve fitnedir.
Bu noktadan sonra Ali Yalçın’ın yapacağı tek şey, temsil ettiği makamın ağırlığı altında ezildiğini, bastırdığı gizli ajandasının dışa vurumunu engelleyemediğini görüp o görevi bırakmaktır. Hep söyleriz ki istifa da bir erdemdir istifa da bir şereftir.