Tabirin manasını az çok herkes bilir. Babadan, atadan kalanları, çalışmadan, üretmeden harhur, çarçur edip gününü gün edenler için kullanılır. Hazır gelmiştir. Terlemeden gelmiştir.

Hiç düşünmez, o miras nasıl birikti diye. Hiç aklına getirmez bile nasıl tasarruflar edildi de kendisine ulaştı diye.

Hiç umurunda olmaz o miras için dökülen terleri. Yazda sıcağı, kışta soğuğu. Çölde vahayı nerden bilsin ki. Ona ne? Nerden, nasıl geldiyse gelmiştir. Sonuçta artık o miras onundur.

Çok doğru.

Kim ne karışabilir ki. Dilediği gibi harcar. Adı mirasyedi olmuşsa olmuş....

Siyaset uzun soluklu bir yoldur. Bazen on yıllar boyu verilen bir mücadele gerektirir. O mücadelenin sonunda belki iktidar olunur, belki de % 1 bile büyük zafer sayılır.

O yüzden mirasın siyaset kısmı çok mühimdir.

Hiç kimse Alparslan Türkeş'i bir günde MHP Genel Başkanı yaptı sanmasın. O koltuğa oturana dek verilen mücadelenin meyvesidir aslında MHP.

Çekilen cefanın vücut bulmuş hali. Tabi o vücuda durmadan saplanan oklar, yitirilen canlar da keffareti.

Hepsi şu ulvi söz için değil miydi yoksa; Bir Hilal uğruna Ya Rab....

Hiç kimse Necmettin Erbakan’ı da bir anda MNP Genel Başkanı yapmadı.

O koltuğa gelene dek verilen mücadele. Hak edilmiş koltuklardan, kolluk kuvvetleri zoruyla derdest edilmelerin, gittiği ülkelerden onların gözünden gördükleri Vatanının, Milletinin, Ümmetinin aşkının neticesi mükafatıdır aslında o koltuk. Yıllarca hem alay edilerek kaale alınmamaya, hem de kendileri için en büyük tehlike olarak gösterilmenin arasına sıkıştırılmaya, bütün bunlara kulak tıkayıp, elinin tersi ile iterek Hak bildiği yolda dimdik yürümeye gitmesi de keffareti.

Turgut Özal öyle gökten zenbille inerek oturmadı o koltuğa.

Darbe döneminde kolay değildir öyle seçilebilmek. Bir Başbakan, makam odasının tuvalet koridorunda " gizliden" Namaz kılıyor. Bedel bunun adı bedel.

Recep Tayyip Erdoğan.

Sanmayın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı birden oluverdi diye. Belediye başkanı olana dek verdiği mücadeleyi iyi incelemek mecburiyetindeyiz.

O isim kolay kolay yazılmadı duvarlara, kitaplara, kalplere....

Mücadele.

Bin yıllık bir mirasın üstünde elden ele gelen bir davanın mücadelesi. Sultan Fatihin mücadelesi. Ulubatlı Hasanın şehadetinin meyvesi. Pembe İncili Kaftanın eseri. Hiçbir maddi kaygının yer edinemediği bir inanç vesikası. Kisranın yolladığı altın dolu sandıkların çakıl taşı misali Cami temeline atılacak kadar da gurur abidesi.

Yıkıldı, bitti dedikleri anda tam 33 yıl Devleti Aliyeyi dimdik ayakta tutan Sultan Abdulhamidin mirası.

Ne yapsalar boş çıktı her zaman. Zira Göklerden gelen bir Karar vardı.

Bu yüzden tekerlek hiç tümsekte kalmadı. Çile, ıstırap, mağduriyet, mahkumiyet hepsini gördü bu dava. Bazen adı Hasan oldu, bazen Zeynep. Varsa ödenecek bir diyet ben varım diyenlerin lime lime ördüğü temeller üzerinde yükseldi.

Taş atana gül atarız diyenlerle,

Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ı var diyenlerle büyüdü. Asla ye'se düşmeye fırsat bile verilmedi. Hep en üstte, hep en üste , hep en olmak için yürüdü yürüdü yürüdü.

Bu miras inanç ekseninde, inananların omuzlarında dimdik ayakta kaldı hep. Hala da öyle.

Hamd olsun.

Miras budur. Dava bizlere bir mirastır.

Hiç kimsenin bu davayı geçim kapısı olarak görmesine müsaade edilmemeli.

Hiç kimsenin anasına, babasına sulalesine bakarak torpilli olmasına göz yumulmamalı.

Nasırlı ellerin sokaklarda diktiği bayraklar, manikürlü ellere feda edilmemeli.

Dava uğruna saçını bile taramadan günlerce dağ, bayır koşanların mücadelesi, jöleli metroseksuel tiplere kurban edilmemeli.

Günde üç öğün arabanın bagajında kuru ekmek,üç-beş zeytin ile şükredenlerin mücadelesi, günde yedi öğün yiyip bir türlü doyamayan gebeşlerce feda edilmemeli.

Haftanın yedi günü küçük bakkal dükkanında kazandığı rızkını, yarısı eve yarısı davaya diyen mücahitlerin vefası, iki yakası bir araya gelmeyen, ensesi kalın müteahhitlere değişilmemeli.

Hayatı boyunca bir Murat 124 ü bile olmayıp, oradan oraya dava diye, yaya, otobüsle, bisikletle koşturanların çilesi, bir günde land rover sahibi olanlara değişilmemeli.

İnanın kaybederiz.

İnanın kayboluruz.

İnanın vebalden kurtulmayız.

İnanın.

Tarih 19 yıllık iktidarı elbette yazar.

İnanın.

Fakat tarih 19 yıllık iktidarı nasıl da bitirdik diye de yazabilir.

Yazsın mı?

Duyar gibiyim "Allah Korusun" diyenleri.

Mirasyedi olmayalım demek istedim sadece.

Selam ve Dua ile.