Operasyonel liyakat olmayınca 6 ayda 4 patlama!

Bu kez göstere göstere gelen bir saldırıyla kana bulandı Ankara.

6 ay içerisinde gerçekleşen üçüncü bombalı terör saldırısı üstelik. 10 Ekim’de Ankara Garı’nda, 17 Şubat’ta Genelkurmay’ın dibinde ve 13 Mart’ta Kızılay’ın göbeğinde…

Hepsi canlı bomba.

Biri bedende, ikisi araçta patlayan bombalar.

Sonuncusu seyir halindeki araçla.

Sanki durarak gerçekleştirmiş olması hafifletici sebepmiş gibi; üstüne basa basa vurgulanıyor aracın “seyir halinde” olduğu.

İhmal, kasıt, zaaf…

Her şey sıralanıyor. Tek sıralanmayan terör örgütünün taşeronluğu.

Uganda, Guatanama, Madonna, Bin Ladin, Çakal Karlos…

Akıllarına gelen herkes fail; ama bir tek PKK fail değil. Çünkü hala PKK ile masa kurup fingirdeşmek isteyen entel dantel gazeteci ve siyasetçi tayfası fır dönüyor iktidar partisi çevrelerinde.

Tabii ki varsa bir ihmal sorumlular hesabını vermeli. Hiçbir bürokrat bu ülke için vazgeçilmez değildir. Neredeyse bakkallara düşmüş istihbarat bilgisine rağmen bu saldırı gerçekleşiyorsa elbette bir yerlerde bir zaaf var. Kontrollü ya da kontrolsüz; ama görülen zaafın kamu otoritesi adına sorumluluğunu birileri üslenmeli.

Siyasi otorite ve Devletin, yanı başımızdaki küresel oyunu bozucu hamlelerini etkisizleştirmek ve oyunun dışına itmekten tutun, ülkenin bir bölgesinde yuvalanan küresel taşeron terör unsurlarının kökünün kazınmasını amaçlayan kararlı ve etkili mücadele sürecini kesintiye uğratmaya, bir çok sebebi içinde barındıran bu saldırılara karşı gösterilen zaaf görmezden gelinecek bir zaaf değil.

Hele terörü diplomatik teamül haline getiren ve bu yöntemle hedef ülkeleri esir almayı amaçlayan Rusya ile gerilimin bu denli tırmandığı, Cumhurbaşkanı’nın, bu ülkenin Suriye’deki hamleleri ve PKK ile ilişkilerinden Kırım’ı ilhakına uluslararası hukuka ters düşen bir çok eylemini şiddetli bir şekilde eleştirdiği bir süreçte bu saldırıları öngörememek, öngörüp önleyememek muhakkak bir takım bedelleri de beraberinde getirir, getirmeli.

Velev ki sözünü ettiğimiz patlamalarda güvenlik bürokrasisi içerisinde yuvalanan paralel örgütlenmelerin kontrollü zafiyeti var, bu örgütlenmeleri tespit etmesi gereken ben miyim?

Velev ki istihbarat bürokrasisi içerisinde, alınan istihbaratlara karşı geliştirilmesi gereken karşı istihbarat ağında benzer örgütlenmelerin unsurları var, bakkal Mehmet ağanın işi mi bunları tespit etmek?

O ARAÇ(LAR) NEDEN BULUNAMADI?

Patlamada kullanılan aracın 10 Ocak’ta çalındığı iddia ediliyor. 15 gün önce araçla ilgili Ankara Kızılay’da arama tarama yapıldığı belirtiliyor. Üstelik aracın patlamaya hazır hale getirilme işlemlerinin de Suriye’de tamamlanıp ülkeye gönderildiği öne sürülüyor. Bu kadar zamandır bu aracın bulunamaması planın çözülememesinin hiç mi sorumlusu yok?

Kimse şu kadar zamanda şu kadar bomba yüklü aracı ve canlı bombayı yakaladık diye bu en kritik üç patlama ile İstanbul Sultanahmet’te meydana gelen patlamadaki kusuru örtmeye çalışmasın. Rutin işi, rutin yapması gereken işi yapamadı diye savunma aracına dönüştürmesin kimse.

6 ayda üçü Başkent’te biri de İstanbul’da gerçekleşen 4 patlamaya rağmen dünyanın hiçbir yerinde istihbaratçılar koltuğunda oturmaya devam edemez.

Hiçbir yerde siyasi otorite elde ettiği kazanımları güvenlik ve istihbarat bürokrasisinin beceriksizliklerine kurban etmez.

BU BİR DUYGUSAL TEPKİ DEĞİL!

Kimse bu yazdıklarımı bir duygusal boşalma olarak görmesin. Her patlamadan sonra benzer şeyler söyledim. Pratik istihbaratla teorik istihbarat çok farklı şeyler. Pratik istihbaratta başarılı olanlar, teoride elde edilen başarısızlıkların gereğini hiç tereddüt etmeden yerine getirmeli.

Türkiye, uzunca bir dönem bu ve daha büyük saldırıların hedefi olmaya devam edecek. Çünkü Türkiye şu anda tam anlamıyla bir Milli Mücadele veriyor. İçerdeki ve dışardaki hainlerin saldırıları karşısında en çok iş düşen istihbarat ve güvenlik bürokrasisi bu mücadelenin zaferle ya da yenilgiyle sonuçlanmasına sebep olacak bir yerde.

Ve tecrübeyle sabit olduğu gibi, mevcut güvenlik ve istihbarat kadroları konvansiyonel teröre karşı verdiğimiz bu mücadeleden başarıyla çıkmamızı sağlayabilecek operasyonel liyakata sahip değiller.

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir

facebook.com/cakirzihni

Önceki ve Sonraki Yazılar