Prof. Dr. Ahmet Öğke: ‘FETÖ ile hayatımın hiçbir anında ilişkim ve bağlantım olmamıştır’
Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Öğke, AVAZTÜRK’te yer alan “FETÖ Çemberindeki Üniversite: Akdeniz Üniversitesi” başlıklı haberimize dair yaptığı açıklamada, “FETÖ ile hayatımın hiçbir anında ilişkim ve bağlantım olmamıştır” dedi.
AVAZTÜRK’te “Varan-4! FETÖ Çemberindeki Üniversite: Akdeniz Üniversitesi” başlığıyla yayınlanan haberde ismi geçen Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Öğke, haberimize dair yaptığı açıklamada, FETÖ/PDY Terör örgütüyle hayatının hiçbir anında ilişkisi ve bağlantısının olmadığını, FETÖ’ye ait yurtlarda ve evlerde kalmadığını, toplantılarına ve programlarına katılmadığını belirtti. Prof. Dr. Öğke “Üstelik hayatım bu örgüte karşı mücadeleyle geçmiştir” dedi.
AVAZTÜRK’ü ve FETÖ/PDY terör örgütüyle mücadele konusundaki ve açılan soruşturmalarla haksız yere mağdur edilen kimselerle ilgili haberlerimizi dikkatle takip etiğini de belirten Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Öğke, isminin de geçtiği haberimize konu olan dava süreciyle ilgili aktardığı bilgilerde dikkat çekici ifadeler kullandı.
Emniyetin ilk önce yaklaşık 150 kişilik bir liste hazırladığı, ancak sonradan kimin tarafından hazırlanarak eklendiği bilinmeyen ek bir listeyle 67 kişi daha “torbaya atılarak” soruşturmadaki hedef kişi sayısının yaklaşık 217 kişiye çıkarıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Öğke, “Antalya kamuoyu ve bütün Akdeniz Üniversitesi, bu operasyonun Rektörlük atamasını etkilemek amacıyla manipülatif amaçlı yapıldığı kanaatindedir. Çünkü Rektörlük seçimi 15 Temmuz hain darbe girişiminden 3 gün önce gerçekleşmiştir. Savcılığın FETÖ/PDY operasyonu 29 Temmuz 2017 Cuma günü yapılmış, mevcut Rektör ise 3 Ağustos 2016’da atanmıştır. Yaklaşık 217 kişilik gözaltı listesine bakıldığında, FETÖ/PDY ile hiç alakası olmayan, kimliği ve aidiyeti herkesçe bilinen belli sembol insanların da ‘torbaya atıldığı’ açıkça görülmektedir. Benimle birlikte mesela CHP’li Deniz BAYKAL’ın kızı Prof. Dr. Aslı BAYKAL, ülkücü Prof. Dr. İsmail YAKIT, Tıp Fakültesi’nde Mason kimliğiyle bilinen birkaç kişi, aşırı sol uç mensubiyeti olan birkaç isim, yine ülkücülerin bazı önde gelen isimleri gibi FETÖ/PDY ile hiç alakası olmayan kimselerin bu torbaya atıldığı görülmüştür. Nitekim Antalya Valisi Sayın Münir Karaloğlu, bu operasyon başladıktan 2 gün sonra, Antalya Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen Demokrasi Nöbeti sırasında yaptığı bütün Türkiye kamuoyunda yankı bulan konuşmasında ‘bir yanlışlık yapıldığını, fark eder etmez bu yanlışlıktan döndüklerini’ dile getirmiştir” dedi.
İddianame mahkemeye sevk edildiğinde öncelikle davanın özensiz hazırlandığı vb. gerekçelerle reddedildiğini, savcılığın buna itiraz ettiğini, itiraz da reddedilince, 110 kişiyi 10’arlı gruplara ayırarak yine özensiz bir şekilde mahkemeye sevk ettiğini ve davanın bu haliyle 28 Nisan 2017 tarihinde kabul edildiğini söyleyen Prof. Dr. Öğke, “Kısaca anlatmaya çalıştığım süreçte 29 Temmuz 2016’da Antalya genelinde çok büyük yanlışlıklar içerdiği kabul edilen özensiz, kimilerince de FETÖ soruşturmalarını sulandırmaya yönelik bir operasyonla gözaltına alındım ve savcılık ifademden sonra mahkemeye bile sevkime lüzum görülmeksizin ertesi gün serbest bırakıldım. Hakkımda hiçbir adli ve idari tedbir uygulanmasına karar verilmemiştir. Bu husus da benim terör örgütüyle hiçbir ilgimin bulunmadığını açıkça göstermektedir. Söz konusu operasyonu yapan emniyet müdürleri ise görevden alınmıştır. Bu da operasyonun güvenirliği konusundaki şüpheleri arttıran ve sulandırma iddialarını kuvvetlendiren bir husustur. Nitekim bu dönemde FETÖ davalarında ‘at izinin it izine karıştığı’ yönünde pek çok haber basında yer almıştır” dedi.
AVAZTÜRK’ün iddianame ve mahkeme kayıtlarına dayanarak yer verdiği diğer iddialar konusunda da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Öğke, “Odamda FETÖ’nün kitaplarının bulunduğu iddia edilmiştir. Bulunan sadece bir kitaptır ve o da FETÖ’ye ait değildir. Söz konusu ‘el-Kulubü’d-Daria’ adlı kitap, FETÖ’nün bizatihi şahsına ait olmayıp 150-200 sene önce yaşamış olan Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi’ye aittir. Onun Mecmuatü’l-Ahzab adlı üç ciltlik dua külliyatından bazı tekrarlar çıkarılarak özet haline getirilmiş ve el-Kulubü’d-Daria adı verilmiş bir kitaptır. Üstelik tamamı da Arapça bir kitaptır” dedi.
Bank Asya’da hesabının olduğu yönündeki iddialar için de; 17/25 Aralık darbe girişiminden aylar önce çektiği kırk ay vadeli konut kredisi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öğke, “Krediyi, İlahiyatçı olmam hasebiyle dini inancım gereği faizsiz finans kurumları içerisinde o zaman en düşük şartlarda kredi veren Bank Asya’dan 17-25 Aralık darbe girişiminden aylar önce çektim. Açılan hesap bu kredinin hesabı olup sadece kredi taksitleri ödenmiştir. Taksitler haricinde hesapta hiçbir hareketlilik olmadığı mahkemenin yaptığı inceleme sonucunda da tesbit edilmiştir. Söz konusu evrak dava dosyasında bulunmaktadır” dedi.
Bu süreçte aleyhine hiç bir delil bulunamadığı için serbest kaldıktan aylar sonra iddianamenin sunulmasından kısa bir süre önce dosyaya gizli tanık beyanları eklendiğini de belirten Prof. Dr. Öğke, “Bu tanıkların haberinizde de yer alan beyanları okunduğunda hiçbir doğru bilgi ve somut delil içermediği, gizli tanıkların kişisel iftiralarından ibaret olduğu açıkça görülmektedir. Gizli tanık beyanlarında Dekanlık görevinde bulunmamın FETÖ’cü olmama kanıtmış gibi sunulması hususuna gelince: 2013 yılından bu yana Akdeniz Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı olarak görev yapmaktayım. Dekan atamaları YÖK tarafından, o fakültede kadrolu olarak bulunan üç Profesörden birinin atanması suretiyle gerçekleşmektedir. Dekanlığa atandığım tarihte fakültemizde benimle birlikte ikinci bir Profesör daha vardı. Mevzuat gereği ya o atanacaktı ya da ben, başka bir seçenek yoktu. Nitekim YÖK Genel Kurulu’ndaki seçimde her ikimize de oy çıkmış, ancak daha çok oyu ben aldığım için YÖK beni atamıştır. Atanmamın FETÖ/PDY terör örgütüyle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.
Mahkeme sürecinde dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgi ve iltisakının olmadığının da belirtildiğini söyleyen Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Öğke, “Neticede Rektörlük seçimleri etrafında yoğunlaşan hesaplaşmalar sebebiyle büyük bir iftiraya maruz kalmış bulunmaktayım. Mahkeme süreci sonunda da aklanacağıma olan inancım tamdır.
Bütün Antalya benim FETÖ’cü olmadığımı, aksine bu örgütle yıllarca mücadele ettiğimi çok iyi bildiği gibi, hakkımda iftirada bulunarak FETÖ’nün ekmeğine yağ süren gizli tanıklar da benim FETÖ’cü olmadığımı gayet iyi bilirler” dedi.
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla birlikte Ankara’da sokağa fırlayarak Genelkurmay Başkanlığı önünde hainlerin kullandığı bir helikopterden açılan ateş sonucu şehit düşen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Yasin Naci Ağaroğlu’nun dayısı olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Öğke açıklamalarını, “28 Temmuz akşamı ‘Yasin Naci Ağaroğlu ve 15 Temmuz şehitlerini anma ve adlarına okunan hatimlerin duasını yaptığımız program’ın sabahında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla karşılaşmak hayatımda en çok ağırıma giden şeydir. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında millete ve yeğenim Yasin Naci’ye kurşun sıkanlarla 29 Temmuz 2016’da beni FETÖ torbasına attıranlar arasında hiçbir fark yoktur” diye tamamladı.
AVAZTÜRK