ŞAMPİYONLUK YARIŞI KIZIŞIYOR

Ligin zirvesini mevcut puan durumuna göre değerlendirecek olursak liderden Beşiktaş’tan başlamamız lazım.  Süper ligin son 7 haftasına girilirken puan sıralamasında lider olarak avantajlı gibi görünse de son haftalarda sahada işler pek yolunda gitmiyor gibi…

Aslında sorun sahadan çok kulübede denilebilir. Kadro derinliği diğer iki rakibine göre daha az olan Beşiktaş’ın giderek yorulan ilk on biri son haftalarda sakatlıklarla eksilince hücum hattı kayboldu. Hücum hattının eksikliğini tamamlamayı savunmağa tercih eden orta sahası yüzünden sürekli dengesiz yakalanan savunmasına fazlasıyla iş düşüyor. Zaten peşindeki takımlardan hem daha fazla gol atıp hem de aynı şekilde daha fazla gol yemesi de bunun göstergesi. Ghezzal’ın göz dolduran performansı ile yaşının hala çok ötesinde oynayan Atiba’ya diğer arkadaşlarının da aynı ölçüde katılmasının zamanı geldi. Yine de en büyük görev Sergen Hocaya düşüyor. Son periyotta dikkatini hakemler yerine oyuncuların vermesinde fayda var gibi görünüyor. Sezonun genelinde hakemler üzerinden savunma ve öfke patlamaları diğer takımlar gibi Beşiktaş’ı da idare edeceği yere kadar taşıdı ama artık buradan sonra kaçan şampiyonluğu sadece hakemlerle açıklamak kolay olmaz. Ayrıca 75. Dakikadan önce futbolcu değiştirmek ne suç ne de ayıp! Haftada 2 maç yapan futbolcular sahada gezmeye başlayınca erken davranıp kulübeye çekmek kötü giden maçın seyrine çok fazla etki etmez ama bir sonraki maça daha diri çıkacak oyuncuların sayısını arttırır. Erol Bulut’un Gustavo’yu gereksiz tüketip takım savunmasını nasıl çökerttiğini herkes gördü!

Fenerbahçe;

Sezon boyu yaşadıkları düşünülünce ikinci sıradan sürpriz giriş yaptı diyebiliriz. Görevi boyunca ilk 3 içinde kalsa da kırılgan futboluyla taraftarların yüreğini sürekli ağzına getiren Erol Bulut’a daha fazla tahammül edemeyen yönetim genç hocanın işine son verirken daha riskli bir kararla takımı deneyimsiz Emre Belözoğlu’na teslim etti. Açıkçası sezon boyu fazlasıyla eleştirdiğim Bulut’tan sonrası için tedirgin edici bir tercih olsa da Belözoğlu’nun geçtiğimiz 2 hafta içinde denediği şablon, 4 haftada 3 galibiyet 1 beraberlik almasından daha etkileyici diyebilirim. Erol Bulut’un topu rakibe verip kaptığım topla gole giderim (Kolpp – Mainz dönemi veya Mourinho karakterli savunma futbolu) gibi günümüz gerçekliğinden uzak futbol anlayışı yerine güncelde M.City’nin oynadığı bir nevi golcüsüz, bol orta saha organizasyonlu yeni denemesi belki de sezonu –Beşiktaş’ın performansına bağlı olarak– çok radikal bir yerde bitirmelerine sebep olabilir.

Ancak Başakşehir maçında yedikleri golün öncesinde köşe vuruşu kullanan bir takımın neredeyse tamamının rakip ceza sahası çevresinde yakalanması sadece aşırı özgüvenle açıklanacak bir hata değildi. Takımın taktiksel açıdan bu derse yeterince çalışmadığı görüldü. Ozan, İrfan Can ve Sosa’nın aynı anda sahada olduğu bir takım bu kadar kötü bir durumda yakalanamaz. Tıpkı Sergen Yalçın örneğinde olduğu gibi Emre Belözoğlu’nun da oyuncu değişikliklerinde elini çabuk tutmasında fayda var. Özellikle Valencia – Thiam değişikliği için maçın bitmesini beklemesine gerek yok. Caner’in yetersiz futboluna eklemlenen ve atak yönünü değiştirmek için sürekli denediği ve neredeyse tamamını rakibe kaptırdığı uzun paslar ile havanda su dövdüğü ortalara çare olarak Novak ile maça başlamak daha iyi bir seçenek gibi görünüyor. Caner gibi aynı şekilde Ferdi’den de ne gibi bir muradı var hala anlayamadım gitti. Teknik kapasitesinden bağımsız olarak değerlendirmek gerekirse Türkiye ligi ve dahi Fenerbahçe için çok zayıf.

Galatasaray;

Sezon boyu yönetim kurulu ve yarattığı kargaşalara ek olarak sezona hala odaklanamayan bir hocanın takımı pozisyonundaki Galatasaray’ın sıralamada bulunduğu yer hiçte yabana atılır türden değil. Erken şımartıldığı için sahada kaleyi değil de kendini aradığı belli olan Mostafa Mohammed’in yerine şans bulan Kerem’le biraz da Göztepe’nin ligi boş vermişliği sayesinde önemli işler başarmış gibi görünse de son düzlükte daha fazlasına ihtiyaçları olduğu belli. Kalan haftalarda Beşiktaş ve Trabzonspor’dan çok düşme hattından uzaklaşmağa çalışan Gençlerbirliği, Malatya ve Konya maçlarında problem yaşayacak gibi görünüyorlar. Asıl ilginç olansa Başkan Mustafa Cengiz’in hem Terim hem de futbolcularla gemileri yaktığını gösteren açıklamaları ile ortaya çıkan kaos doğru yönetilirse takım üzerinde ateşleyici etki gösterebilir.

Trabzonspor;

“Her ne kadar şampiyonluk iddiası matematiksel olarak devam etse de gerçekçi olmak gerekirse üç İstanbullunun bu kadar yaklaştığı şampiyonluğu kolay kolay ilk üçün dışına çıkarmayacaklarıdır. Asıl problem kaçan şampiyonluktan daha çok yönetimin takımdan uzaklaşması ve takımın maçın bazı bölümlerinde akan oyundan uzaklaşması.

Abdullah Avcı’nın takımı devralmasıyla müthiş bir çıkış yakalayan takımı yönetmek yerine, sezonun ortasında hem de tam Fenerbahçe maçı öncesinde algıyı yönetmeğe kalkan Ahmet Ağaoğlu’nun AHİM’e başvurusu (15.01.2021) ile gündemin yönü şampiyonluktan geçmişle hesaplaşmağa döndü. Sezon sonunda başvurmasının önünde bir engel yokken ve geriden gelerek şampiyonluk yarışına ortak olmuşken takıntı haline getirdikleri travmayı futbolun önüne koymalarının sonuçlarını rakamlarla ifade edecek olursak ödenen bedel daha iyi anlaşılacaktır. 10 Kasım 2020’de Abdullah Avcı takımın başına geçtikten sonra başvuru tarihine kadar ki (15 ocak 2021) dönemde oynanan 18 maçta 14 galibiyet, 3 beraberlik alıp sadece Galatasaray’a kaybetmişlerdi.

Bu müthiş istatistik başvuru döneminden itibaren bir anda toz duman olurken, Fenerbahçe mağlubiyeti ile başlayan puan kayıpları bölümünde ise 9 maçta ise 2 galibiyet, 2 mağlubiyet ve 5 beraberlik aldılar. İstatistiksel açıdan %78 galibiyet ortalamasından %22’ye düşen bir grafikten bahsediyoruz.

Bu rakamları her hangi bir uzmanın önüne koyun ilk olarak söz konusu kurumun yönetimini işten çıkaracaktır. Başarı oranı üçte biri eriyen bir takımın Başkanından Hocasına ve dahi oyuncusuna kadar herkesin şapkasını önüne koymasının zamanı gelmiş gibi görünüyor.

Toparlayacak olursak önümüzde 7 maç var ve ilk 3 içindeki takımların ulaşmak istediği 21 puandan bahsediyoruz. Tepedeki puan farkı da 2. ve 3. için heves kırıcı görünmüyor.

Twitter ve instagram: @inancyilan

Önceki ve Sonraki Yazılar