NECDET PEKMEZCİ
Şerefsizler, Atatürk'e De Sıktı Abi
"Parola vatan, işareti namus!"
Ne kadar Mustafa Kemal kokuyor, ne kadar Mustafa Kemal'e benziyor bu Vatan!
Belki Eylül'de İzmir'e girdiğinde şöyle demişliği vardır, Mustafa Kemal'in, "Hoş geldin vatan!"
Kim bilebilir...
Temmuz, Ağustos ve Eylül...
Öncesinde vatan işgal altında; İzmir, İsanbul, Antep, Urfa , Maraş....
Ve direnen Ankara...
Ve direnen Meclis...
Ve haliyle Dersimli Diyap Ağa...
Netameli günler; düşman yurdun her yanında. Ankara kapısında...
Kayseri'ye taşınması konuşuluyor Meclis'in...
Semt, Ulus!
Yer; eski Meclis
Aylardan Ağustos
Yıl 1921!
Kürsüde Diyap Ağa, erkek, sert ve bir okdar sert ondan da fazla memleketsever!
Diyor ki;
'Biz buraya kaçmaya mı geldik, yoksa kavga edip ölmeye mi?'Eğer meclisi taşımak istiyorsanız buyurun gidin. Ama ben gidemem. Tek başıma bile olsam, bayrağım, dinim ve vatanım için son kurşunuma kadar savaşırım. Son kurşunu da kafama sıkarım. Bu böyle biline...'
Ve 95 yıl sonra...
Yıl; 2016...
Semt, bu kez Çankaya!
Yer, yeni Meclis!
Aylardan Temmuz!
Üstelik de ayın 15'i...
Ve Ankara'da yüzyıllık ihanetin hayaleti..
Yine hedef Ankara!
İzmir, İstanbul, Antep ve Urfa düşmüş...
Bıraksalar Ankara'da düşecek...
Meclis'in üzerinde jetler uçuyor, selamlamak değil bombalamak için!
Kürsü malum, hararetli, konuşmalar, direniş nutukları...
Ama haliyle cephede olanlar da var!
Hani "Meclis'i terk etmem, terk edersem son kurşusunu kafama sıkarım" diyen Dersimli Diyap Ağa'da sanki kürsüde değil de mevzide...
Bu kez, kürsüde değil ama Meclis'in her yerinde elinde kah mitrayloz kah Rovolver Sungurlulu Özel Harekat mensubu Tayfun Tayfun Karakuş var...
Bir mevziden diğerine ateş düşürüyor; korkanı, ürkeni görmezden geliyor Tayfun Karakuş, yok sayıyor onları...
FETÖ elemanlarının apoletlerini söktüğü, sürüm sürüm süründürdüğü üç-beş arkadaşını katıyor yanına 15 Temuz gecesi.....
Vatan için, millet için, ve elbette ki devlet için...
"Devletin ilk kez bana işi düştü" diye çöküyor tetiğe, üstelik veresiye aldığı benzinle ulaştığı Meclis'e tam vaktinde düşüyor Tayfun Karakuş...
Türk'ün, milletin ve de Türkiye'nin en uzun gecesi...
Anlayacağınız, Cengiz Aytmatov'un "Gün uzar yüzyıl olur"u..
Yer yine Meclis...
Tarih 2016
Aylardan Temmuz, ancak bu kez ayın 16'sı...
Bir ertesi gün gazetelerde ve TV'lerde FETÖcü teröristlerle kora kur vuruşan bir sliüet görünüyor!
İşte "o kim derseniz"
Yanıtı, o polisin, adı Tayfun
Soyadı Karakuş.
Üstelik, Sungurlulu.
Çünkü Sungurlulularda önce ilçe gelir sonra il..
Geçtik...
O meşum gecede yaşadıklarını olağan görevindenmiş gibi anlatmıştı bir vakitler Tayfun Karakuş!
Böbürlenmeden!
Olanca mütevazılığıyla...
15 Temmuz'un yıldönümünde, sanırım kimse anımsamadı Tayfun Karakuş'u...
Vakitsiz bir vakitte, yazayım istedim, o meşum gecede Tayfun Karakuş'u ve Mustafa Kemal'i...
Rivayet sanılmasın gerçektir yazdıklarım..
Genelkurmay Karargahı işgal altında! Meclis'e en etkili ateş de oradan geliyor..
Tayfun Karakuş, sıkmak istemiyor Mehmetçiğe...
Havaya, şuraya buraya salvo atışlarla geçtiriyor, ürkütüyor, etki altına alıyor karşı mevziyi.
Ancak en büyük sıkıntı helikopterde!
Meclis'in protokol kapısının önüne çıkıyor Tayfun Karakuş elinde otomotik tüfeğiyle.
İşte orada hedefi oluyor; helikopteri kullananan FETÖcü teröristin...
Mustafa Kemal'e koşmak geliyor geliyor Tayfun'un aklına değil ama yüreğine..
Koşuyor, Meclis'in önündeki Mustafa Kemal heykeline..
Sütre yapıyor...
"Bunlar asker, Mustafa Kemal'e sıkmazlar" diye düşünüyor Tayfun ama yanılıyor...
FETÖ elemanı ne gazi Meclis'e aldırıyor ne de Mustafa Kemal'e ve haliyle de ne de Tayfun'a..
Yüzyıllık kinini, ceratını kusuyor Mustafa Kemal'e ve Tayfun'a...
Sonrasında anlatıyor Tayfun yaşadıklarını!
İçerlediği kendisine sıkılması değil!
"Şerefsiz, Atatürk'e de sıktı abi!" diyor iri iri..
Tam da o vakitte sahi bir Salah duyuluyor Meclis'te....
Kendine çeki düzen veriyor Tayfun; aynı sahilikte, "La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah" diyor...
Anlayacağınız, "Hoş geldin vatan!"
Ha, olursa Avazturk'e konuşacak Tayfun....
O meşum gecenin yıldönümünde yani, 15 Temmuz'da...