Muammer Kaddafi.

Libya Ordusunda sıradan bir Yüzbaşı idi.

Libya Kralı 1’nci İdris, eklem rahatsızlıkları sebebi ile Türkiye’de kaplıca tedavisi gördüğü bir sırada, bir grup arkadaşı ile iktidarı ele geçirdi.

Önce rütbesini Albay yaptı.

Sonra Libya Krallığı adını Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi olarak değiştirdi.

Kendi sıfatını da "Kardeşlerin Abisi" olarak tanımladı.

İlk yaptığı ülkedeki bütün İtalyanları kapı dışarı etmek oldu.

Ardından Libya petrolünü devletleştirdi.

Tüm Yahudi’leri sınır dışı etti.

Libya halkına bedava ev, bedava düğün, çeyiz eşyasından tutun da her ihtiyaçta devletin gücünü kullandı. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere bir çok sektörde vergiyi sıfırladı. Ücretsiz hale getirdi...

Lockerbie de yaşanan uçak kazasında batı Libyalı bazı kişileri sorumlu tuttu. Kaddafi’den o kişileri teslim etmesini istedi. Reddetti. Varsa suçları verin delilleri cezasını ben keserim dedi.

Batı katı ve kesintisiz ambargo uyguladı yıllarca.

Çadırına bile saldırdılar. Ailesinden birçok insan öldü. Buna rağmen boyun eğmedi.

Körfez Savaşı ve sonrasında hep Irak’ın yanında yer aldı. Bunun bir Siyonizm oyunu olduğunu her yerde söyledi. Suudi Arabistan’ı batının en büyük uşağı olarak ilan etti.

Aynı Kaddafi, 1974 Kıbrıs Barış Harekatında katıksız bir şekilde Türkiye tarafında yer aldı. Parası ödenmiş olan uçak tekerleklerine bile ambargo uygulayan ABD’ye inat, "uçaklarım, gemilerim, ordum ve ben emrinizdeyim" diyerek safını belli etti.

Filistin davasında tüm imkanlarını seferber etti. Kudüs’ün kurtulması için İSLAM ORDUSU kurulmalı diyen Kaddafi’dir.

Bir gün..

Batı renkli devrim; özgürlük falan filan… adıyla devirdi.

Kaçmak zorunda kaldı.

Onun tek dayanağı halkı idi.

Çünkü o halkına hiç zulmetmedi. Devletin tüm imkanlarını halkı için harcadı. Halkım bana sahip çıkar umudunu hiç yitirmedi.

Ve bir gün.

O çok sevdiği halkının içinden çıkan bazı satılmış köleler, buldukları yerde acımasızca katlettiler.

Şarkılar eşliğinde cesedinin üstünde dans ettiler.

Libya kurtulmuştu Kaddafi’den.

Peki Libya kurtuldu mu acaba?

Batıya yem olmaktan yıllarca ülkesini savunan bir Lider.

Ülkenin tüm kaynaklarını milletine harcamış bir lider.

Dünyada yıllarca TEK KURUŞ BORCU OLMAYAN TEK ÜLKE yapan bir lider.

Siyonizm’e kafa tutan bir lider.

Sömürülen Afrika’yı sömürenlerden temizlemek için AFRİKA BİRLİĞİ’ni kuran bir lider.

Nerede bir mazlum varsa orada olmaya çalışan bir lider.

İslam Coğrafyasında RABITA EL ALEM EL İSLAMIYYE Teşkilatı ile mazlumlara, ilim, bilim ve birliğin tesisi için gece gündüz koşturan bir lider.

Günahıyla, sevabıyla..

Eğrisi ile doğrusu ile…

İşte kısaca Muammer El Kaddafi.

Sonu malum.

Son sözünü tekrar hatırlatalım;

"Bana neden vuruyorsunuz, ben size ne yaptım…"

Libya’yı bugün batının kanlı dişleri arasından kurtaran lider de Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Kaddafi’den sonra leş kargaları topyekün toplandılar Libya’nın başına.

Lime lime etmek için.

“Bir dakika...”

Diyen Liderdir Recep Tayyip Erdoğan.

Bugün huzura doğru emin adımlarla giden bir Libya var.

Batının doymak bilmez midesine yem olmaktan kurtulan bir Libya.

Kardeşi kardeşe kırdırmaktan son anda kurtulmuş bir Libya.

Elbette daha katedeceği çok yolu var Libya’nın. 5 yılda yerle bir edilen bir ülkeden bahsediyoruz. Önce sükunet ve huzur.

Sonrası kolay.

Libya bugün HAMİ DEVLET TÜRKİYE sayesinde emin adımlarla yoluna devam ediyor. HAMİ DEVLET TÜRKİYE sayesinde yeniden Modern Libya’ya doğru yol alıyor. Kardeş Kardeşi artık katletmiyor. Mısır ve BAE’nin maşalığı bitti çok şükür. TÜRK ORDUSU Libya’da çünkü.

Libya denizden gelecek tehlikeleri de bertaraf etmiş vaziyette. TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ ile yapmış olduğu MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE Anlaşması sayesinde güçler ve sınırlar denizden de birleşmiş vaziyette. Artık Libya’ya karşı yapılacak en ufak bir saldırı, TÜRKİYE’ye yapılmış sayılacaktır. Bu kadar açık ve net.

“SONU KADDAFİ gibi...”

Aşağılık kelimesi karakter özelliği yüksek bir kelimedir.

Hak eden kişiye yüksek bir aşağılıklık payesi verir.

Barbaros Şansal adındaki kişi..

Recep Tayyip Erdoğan için bu cümleyi sarf etmiştir.

Nerede?

Türkiye Cumhuriyetinde.

Kime?

%53 oy ile demokratik bir şekilde 5 yıl için milleti adına yönetme görevini alan bir Cumhurbaşkanına.

Kıyası kiminle?

Darbe ile başa gelen biri ile.

Hem de diktatör dedikleri kişiye.

Kaddafi elbette darbe ile gelmiştir.

Demokratik bir şekilde gelmedi. Yerine geldiği 1’nci İdris de seçimle gelmemişti. O dönemler öyle idi.

Peki.

Recep Tayyip Erdoğan?

Milletini tüm dünyaya ezdirmeyen,

Devletinin itibarını her sahada koruyan,

Ülkesini baştan başa yeniden imar eden,

Mavi Vatan diyen,

Uçak, silah, sanayi, güç diyen,

En mühimi;

Dünya Beşten Büyüktür diyen bir Lidere kalkacaksın, lağım çukurunda ölebilirsin deme cür'etini göstereceksin.

Bu darbe çığırtkanlığı değil mi?

Bu demokratik bir şekilde seçilen bir Lidere karşı ayaklanma çağrısı değil mi?

Bu %53’e karşı bir tahammülsüzlük değil mi?

Bu söyleme en başta CHP’lilerin, İP’lilerin karşı çıkması gerekmez mi?

“Bir dakika! Sen nasıl böyle dersin? Biz demokratik olmayan hiçbir hareketi asla kabul etmiyoruz…” Demeleri gerekmez mi?

Gerekir.

Demokrasi istemiş olsalardı gerekirdi ve derlerdi.

Bugün Recep Tayyip Erdoğan için söylenenlere sessiz kalanlar, aynı cümlelerin yarın kendileri için söyleneceğini idrakten bu kadar yoksunlar mı?

Ben; %53’ün içinde bir neferim.

Eğri de vardır, doğru da.

Benim tartım terazinin hangi kefesinin ağır olduğuna bakar. Doğrular kahir ekseri olduğu müddetçe bu millet Liderinin arkasında durmaya devam edecektir.

Bir hak davada bir kaç hata var diye dava asla terk edilmez. Bu kadar açık ve nettir.

Barbaros Şansal ve onun gibilerin bir şeyi çok iyi bilmesi gerekir.

Bu ülkenin kalkınması için 5 yaşındaki çocukların oynadığı çelik-çomak oyununu artık bırakın. Sizin gibilerinin ne dediği hiç mühim değil. Zerre de kaale almıyoruz. Çünkü sözümüz net; DENEYİN DE GÖRELİM !

Hatta şöyle düzeltelim cümleyi;

BARBAROS ŞANSAL; ERKEKSEN DENE DE GÖRELİM! desek daha doğru olur.

Recep Tayyip Erdoğan sandıkla bu milletin başına geçti. Gücü olan sandıkta indirebilir.

Ha..

Yok.

Biz başka i.b.n.e.likler peşinde koşacağız diyen olursa, emin olun ki, Türkiye’yi bırak, Libyalılar, Suriyeliler, Bosnalılar, Azerbaycanlılar, Iraklılar... Hatta Mora, Keşmir, Sudan, Somalililer koşa koşa gelir ve o bahsettiğiniz lağım çukurunda sizi...

Son söz:

#ErdoğanıDurduramazsınız

Vesselam.!