Suriye’de protestolar neden yeniden başladı? Suriye’de yeni gelişmeler
Suriye’de son haftalarda yaşanan yeni gelişmelerin nedenleri ve sonuçları analiz ediliyor. Güneyde rejim karşıtı gösteriler, doğuda YPG/PKK kontrolündeki bölgelerde Arap aşiretlerinin ayaklanması ve kuzeyde Türkiye ile ABD arasında yeni bir işbirliği...
Suriye’de yaklaşık 3 yıldır devam eden askeri ve siyasi tıkanmışlığın ardından, son haftalarda ülkenin farklı bölgelerinde çeşitli gelişmeler yaşandı. Güneyde Süveyda’da rejim karşıtı gösteriler, doğuda YPG/PKK kontrolündeki bölgelerde Arap aşiretlerinin ayaklanması ve kuzeyde Türkiye ile ABD arasında yeni bir işbirliği ihtimali, Suriye krizinin seyrini değiştirebilir mi?
Suriye’de askeri ve siyasi durum
Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş, 10 yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Ülke, rejim, muhalifler, YPG/PKK, IŞİD ve diğer gruplar arasında bölünmüş durumda. Uluslararası aktörler de Suriye’deki çatışmalara müdahil oluyor. Türkiye, Rusya, İran, ABD, Fransa, İngiltere, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşmiş Milletler gibi ülkeler ve kuruluşlar, Suriye’deki farklı tarafları destekliyor veya baskı altına alıyor.
Suriye’de son 3 yıldır askeri sahada çok kritik bir gelişme yaşanmadı. Rejim güçleri, Rusya ve İran’ın desteğiyle muhaliflerin elindeki son büyük kent olan İdlib’i kuşatmaya çalışıyor. Ancak Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığı ve ateşkes anlaşmaları, rejimin ilerleyişini engelliyor. YPG/PKK ise ABD’nin desteğiyle Fırat’ın doğusunda geniş bir alanı kontrol ediyor. Ancak bu bölgede Arap nüfusun çoğunlukta olması ve YPG/PKK’nın baskıcı yönetimi, yerel halkın tepkisini çekiyor. IŞİD ise bazı bölgelerde hücre faaliyetleri yürütüyor ve saldırılar düzenliyor.
Siyasi süreçte de bir ilerleme sağlanamadı. BM öncülüğünde kurulan Anayasa Komitesi, rejim ve muhalifler arasında yeni bir anayasa hazırlamak için görüşmeler yürütüyor. Ancak taraflar arasındaki derin güven bunalımı ve uzlaşmazlık, sürecin tıkanmasına neden oluyor. Ayrıca Suriye’nin geleceğine ilişkin uluslararası müzakereler de sonuçsuz kalıyor. Astana süreci olarak bilinen Türkiye-Rusya-İran üçlüsü, Suriye’deki ateşkesi korumak için çaba harcıyor. Ancak bu ülkeler arasındaki çelişkiler ve rekabet, ortak bir vizyon geliştirmeyi zorlaştırıyor.
Suriye’de yeni gelişmeler
Suriye’de askeri ve siyasi tıkanmışlığın sürdüğü bir dönemde, son haftalarda ülkenin farklı bölgelerinde dikkat çekici gelişmeler yaşandı. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Güneyde Süveyda’da rejim karşıtı gösteriler: Süveyda, Suriye’nin güneyinde yer alan ve Dürzi nüfusun yoğun olduğu bir kenttir. Rejim güçleri bu kenti kontrol altına almış olsa da, buradaki Dürzi toplumu rejime karşı mesafeli duruyor. Süveyda’da son dönemde yaşanan ekonomik kriz, elektrik kesintileri, su sıkıntısı ve güvenlik sorunları, halkın rejime karşı tepkisini artırdı. 15 Ağustos’ta başlayan ve halen devam eden gösterilerde, rejimin istifası, siyasi tutukluların serbest bırakılması ve yolsuzlukla mücadele talep ediliyor. Rejim güçleri ise göstericilere şiddetle müdahale ediyor ve bazı aktivistleri tutukluyor. Süveyda’daki gösteriler, rejimin güneydeki hakimiyetini sarsabilir ve bölgedeki diğer muhalif grupları da harekete geçirebilir.
Doğuda YPG/PKK kontrolündeki bölgelerde Arap aşiretlerinin ayaklanması: YPG/PKK, Suriye’nin doğusunda Fırat’ın doğusundaki geniş bir alanı kontrol ediyor. Ancak bu bölgede Kürt nüfusun yanında Arap, Türkmen, Çerkes ve diğer etnik gruplar da yaşıyor. YPG/PKK, ABD’nin desteğiyle IŞİD’e karşı mücadele ettiği gerekçesiyle bu bölgeleri ele geçirdi. Ancak yerel halkın talep ve beklentilerini dikkate almadan, baskıcı bir yönetim kurdu. YPG/PKK, Arap aşiretlerini Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altında bir çatı örgütüne dahil ederek, meşruiyet kazanmaya çalıştı. Ancak Arap aşiretlerinin YPG/PKK’ya karşı memnuniyetsizliği giderek arttı. YPG/PKK’nın insan hakları ihlalleri, zorunlu askerlik uygulaması, vergi ve haraç toplaması, eğitim sisteminde Kürtçe dayatması, Arap aşiretlerinin liderlerini öldürmesi veya tutuklaması gibi uygulamalar, bölgede büyük bir tepki yarattı.
Ağustos ayının başında Deir ez-Zor kentinde yaşayan Egeydat aşireti, YPG/PKK’ya karşı silahlı bir ayaklanma başlattı. Egeydat aşireti, bölgedeki en büyük Arap aşiretlerinden biridir ve yaklaşık 1 milyon üyesi vardır. Egeydat aşireti, YPG/PKK’nın aşiretin lideri Mutlaq el-Cedeyr’i öldürmesine tepki olarak ayaklandı. Ayaklanma sırasında çıkan çatışmalarda çok sayıda kişi öldü veya yaralandı. Ayrıca Egeydat aşireti, SDG’den ayrılma kararı aldı ve Türkiye ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı. Egeydat aşiretinin ayaklanması, bölgedeki diğer Arap aşiretlerine de örnek olabilir ve YPG/PKK’nın kontrolündeki alanlarda geniş çaplı bir isyan başlatabilir.
Kuzeyde Türkiye ile ABD arasında yeni bir işbirliği ihtimali: Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, Suriye konusunda yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle uzun süredir gerilimli seyrediyor. Türkiye, ABD’nin YPG/PKK’ya verdiği desteği terör örgütüne yardım olarak görüyor ve bunu kabul edilemez buluyor. ABD ise YPG/PKK’yı IŞİD’e karşı müttefiki olarak görüyor ve Türkiye’nin bölgedeki operasyonlarını engellemeye çalışıyor. Türkiye ile ABD arasında 2019 yılında imzalanan güvenli bölge anlaşması da uygulanamadı.
Ancak son dönemde Türkiye ile ABD arasında Suriye konusunda yeni bir işbirliği ihtimali ortaya çıktı.
İsveç’in NATO’ya katılması sonrasında, Türkiye ile ABD arasında Suriye konusunda yeni bir işbirliği ihtimali ortaya çıktı. İsveç, 14 Ağustos’ta NATO’ya tam üye oldu ve bu karar, Türkiye’nin NATO içindeki konumunu güçlendirdi. Türkiye, İsveç ile yakın ilişkiler içinde olan ve Suriye’de YPG/PKK’ya destek veren Fransa ve Almanya gibi ülkelere karşı bir denge unsuru olarak görüyor. Ayrıca İsveç, Türkiye’nin Suriye’de güvenli bölge oluşturma planına da destek veriyor.
Türkiye ile ABD arasında ise 16 Ağustos’ta Ankara’da bir görüşme gerçekleşti. Görüşmede, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bir araya geldi. Görüşmenin ana gündem maddesi Suriye oldu. Blinken, Türkiye’nin Suriye’deki güvenlik kaygılarını anladıklarını ve YPG/PKK’ya verilen desteğin geçici olduğunu söyledi. Çavuşoğlu ise YPG/PKK’nın terör örgütü olduğunu ve ABD’nin bu grupla işbirliğine son vermesi gerektiğini vurguladı. Görüşmede, Türkiye ile ABD arasında 2019 yılında imzalanan güvenli bölge anlaşmasının yeniden canlandırılması konusunda mutabakat sağlandı. Buna göre, Türkiye ve ABD, Fırat’ın doğusunda 30 kilometre derinliğinde ve 480 kilometre uzunluğunda bir güvenli bölge oluşturacak. Bu bölgeden YPG/PKK unsurları çıkarılacak ve yerel halkın yönetimine bırakılacak. Türkiye ve ABD, bu bölgede ortak devriye faaliyetleri yürütecek.
Türkiye ile ABD arasındaki bu yeni işbirliği ihtimali, Suriye krizinin seyrini değiştirebilir. Zira YPG/PKK, ABD’nin desteğini kaybederse, bölgedeki varlığını sürdürmesi zorlaşabilir. Ayrıca Türkiye’nin güney sınırında oluşturulacak güvenli bölge, hem Suriyeli mültecilerin geri dönüşüne hem de Suriye’nin toprak bütünlüğüne katkı sağlayabilir. Ancak bu işbirliği ihtimalinin hayata geçmesi için, Türkiye ile ABD arasındaki diğer sorunların da çözülmesi gerekiyor. Örneğin, ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması, F-35 programından çıkarması, Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemine karşı çıkması gibi konular, ilişkilerdeki gerilimi artırıyor. Bu nedenle, Türkiye ile ABD arasındaki Suriye konusundaki yakınlaşmanın kalıcı olması için, bu sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi şart.