Türkiye'nin sağlık sektörü, Bursa Milletvekili Dr. Kayıhan Pala'nın gözünden anlatıldığında, adeta bir labirenti andırıyor; çıkışı bulmak her geçen gün zorlaşıyor. Sağlık Bakanlığı ve ilgili yetkililerle yapılan toplantılarda dile getirilen sorunlar, yankı buluyor mu? Pala, bu soruların cevaplarını arıyor ve bulduğu cevaplar pek de iç açıcı değil.

Pala'ya göre, Türkiye sağlık alanında birçok temel sorunla karşı karşıya. En başında, koruyucu ve sağlığı geliştirici hizmetlerin yetersizliği geliyor. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gerektiğini savunan Pala, mevcut sistemin ağırlıklı olarak ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerine dayandığını belirtiyor. Bu durum, hem maliyetleri artırıyor hem de hastaların gereksiz yere zaman kaybetmesine neden oluyor.

Aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık personelinin maaşlarından, çalışma koşullarına kadar birçok sorun var. Pala, bir lisans mezunu hemşirenin yarım gün için bile kabul edilemez derecede düşük bir ücretle çalıştırıldığını vurgulayarak, bu durumun bir "utanç" olduğunu dile getiriyor. Ayrıca, aile sağlığı merkezi binalarının yüksek kiraları ve işletme giderleri, özellikle büyük şehirlerde ciddi sorunlara yol açıyor.

Tedavi edici hizmetlerdeki aksamalar, randevu sistemlerindeki uzun bekleme süreleri, her beş dakikada bir hastaya randevu verme pratiği gibi sorunlar, sağlık sistemimizin nasıl bir baskı altında olduğunun göstergesi. Pala, "Hekimlik beş dakikada muayene edilebilecek bir alan değil," diyerek, hasta muayenesinin evrensel ilkelerine uyulmadığını eleştiriyor.

Pala, Tip 1 diyabetli çocukların sensörleri ve HPV aşısının ülke genelinde sağlanamaması gibi özel sorunlara da değiniyor. Bu tür düzenlemelerin hayata geçirilmemesinin altında yatan sebepleri sorguluyor. Ayrıca, tıp eğitiminin kalitesi ve hekim yetiştirilmesinde yaşanan sorunlara dikkat çekiyor.

Dr. Kayıhan Pala'nın bu açıklamaları, Türkiye'nin sağlık sektöründe derinlemesine reformlara ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Pala'nın vurguladığı gibi, bu sorunların çözümü hem toplumun hem de sağlık çalışanlarının yararına olacak.

Sağlık sektöründeki bu sorunların çözümü için atılacak adımlar konusunda düşünmeleri için bir çağrı yapılıyor. Bu, sadece politikacıların ve sağlık yöneticilerinin değil, tüm toplumun üzerine düşen bir sorumluluk. Sağlık sisteminin iyileştirilmesi, herkesin ortak çabasıyla mümkün olacaktır.