Türkiye'nin İşsizlik Labirenti: Gerçek Rakamların Ardındaki Sarsıcı Gerçekler
Türkiye ekonomisinde uygulanan yeni politikalar işsizlik oranlarında dikkat çekici değişikliklere yol açtı. Dar tanımlı işsizlik düşerken, geniş tanımlı işsizlikte alarm veren artış! İşte detaylar...
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) son açıkladığı işgücü istatistikleri, Türkiye ekonomisinde yaşanan dönüşümün işgücü piyasasına etkilerini gözler önüne seriyor. Aralık ayında yüzde 8,8 olarak belirlenen dar tanımlı işsizlik oranı, ülkede 3 milyon 98 bin kişinin işsiz olduğunu gösteriyor. Ancak, işgücüne dahil edilmeyen ancak çalışmaya hazır bireylerin de hesaba katıldığı geniş tanımlı işsizlik oranı, endişe verici bir hızla 10 milyona yaklaşırken, bu iki oran arasındaki fark 15,9 puana ulaşıyor.
Aralık 2022'de 8,1 milyon olan geniş tanımlı işsiz sayısı, Aralık 2023'te 9,7 milyona yükselerek, ekonomik değişimlerin işgücü piyasasındaki karmaşık yansımalarını ortaya koyuyor. Bu artış, özellikle zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısının son bir yılda 1,6 milyondan 2,7 milyona çıkmasıyla daha da belirginleşiyor. Ekonomideki durum ve artan enflasyon nedeniyle geçim sıkıntısı çeken kişilerin daha fazla çalışma arzusu, bu rakamların artmasında önemli bir faktör olarak görülüyor.
Ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaların sonuçları, iş gücü piyasasında dalgalanmalara neden oluyor. Prof. Dr. Mehmet Şişman'ın belirttiği gibi, istihdam oranlarındaki dalgalanma ekonominin genel yavaşlamasıyla paralel olarak devam ediyor ve işsizlik oranlarının kısa vadede yüzde 10'lara doğru artması bekleniyor.
Prof. Dr. Aziz Çelik ise, dar tanımlı işsizlik oranlarının düşük seyretmesinin yanıltıcı olduğuna ve geniş tanımlı işsizliğin ciddi bir tırmanış içinde olduğuna dikkat çekiyor. Çelik, ekonomi politikalarının hem dar hem de geniş tanımlı işsizliği artırabileceğini öne sürüyor.
İşsizlik ve istihdam verilerinde cinsiyet eşitsizliği de dikkat çekici bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. TÜİK verilerine göre, işgücü piyasasındaki cinsiyet makası kadınlar aleyhine açılmaya devam ediyor. İstihdam edilenlerin büyük bir kısmını erkekler oluştururken, işsizlik oranları kadınlarda daha yüksek seviyelerde bulunuyor.
Bu veriler, Türkiye ekonomisinin ve işgücü piyasasının karşı karşıya olduğu zorlukları ve çelişkileri gözler önüne seriyor. Ekonomik politikaların işgücü piyasası üzerindeki etkileri, cinsiyet eşitsizliği ve geniş tanımlı işsizlik gibi sorunlar, ekonomi yönetiminin önümüzdeki dönemde çözüm üretmesi gereken başlıca konular arasında yer alıyor. Bu durum, ekonomi politikalarının sadece makroekonomik hedeflere değil, aynı zamanda sosyal ve toplumsal sonuçlara odaklanmasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.