Türkiye’nin modernleşme sorunu, uzun yıllardır siyaset, ekonomi, kültür ve toplum alanlarında tartışılan bir konu. Türkiye’nin modernleşmesinin tek yolu Avrupa Birliği ve batıcı bir politika mıdır? Bu soru, hem Türkiye’nin içinde hem de dışında farklı görüşleri ve çatışmaları beraberinde getiriyor.

Batının Değerlerine Övgü

Bazı kesimler, Türkiye’nin modernleşmesi için batının değerlerine, yaşadığı demokrasiye, standartlara övgüde bulunuyor. Batının, insan hakları, hukukun üstünlüğü, çoğulculuk, katılımcılık gibi değerleri benimsediğini ve bunların Türkiye için de gerekli olduğunu savunuyor. Bu kesimler, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecini destekliyor ve bu sürecin Türkiye’ye reformlar getireceğini düşünüyor.

Bu görüşe göre, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde yaptığı reformlar, Türkiye’nin modernleşmesine katkı sağlamıştır. Örneğin, 2001-2005 yılları arasında yapılan reformlarla, Türkiye’de insan hakları, azınlık hakları, sivil-asker ilişkileri, yargı bağımsızlığı gibi alanlarda önemli adımlar atılmıştır. Bu reformlar, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Avrupa standartlarına yaklaşması için gerekliydi.

Batının Sömürgeci Geçmişi

Diğer yandan, bazı kesimler de Türkiye’nin modernleşmesi için batının değerlerine karşı çıkıyor. Batının sömürgeci geçmişi, İslam-batı çatışması, İslam-modernite çatışması gibi argümanlarla batının değerlerini reddediyor. Bu kesimler, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecini eleştiriyor ve bu sürecin Türkiye’ye dayatmalar getirdiğini iddia ediyor.

Bu görüşe göre, batı tek tipçi ve hegemonik bir yapıdır ve kendi değerlerini diğer ülkelere empoze etmek ister. Batı, Türkiye’yi kendi çıkarlarına göre şekillendirmek istiyor ve Türkiye’nin milli kimliğini, kültürünü, inancını zayıflatmak istiyor. Bu nedenle, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde yaptığı reformlar, Türkiye’nin modernleşmesine değil, gerilemesine yol açmıştır.

Batının Farklı Fraksiyonları

Bu iki kutuplu bakış açısı, Türkiye’nin modernleşme sorununu çözmekten uzaklaştırıyor. Batı, tek bir yekpare yapı değildir. Batı içinde farklı fraksiyonlar, farklı çıkarlar, farklı değerler vardır. Türkiye’nin modernleşmesi için batının değerlerini bütünüyle kabul etmesi veya reddetmesi gerekmez. Türkiye’nin kendi değerlerini, kendi çıkarlarını, kendi önceliklerini belirlemesi ve bunlara uygun bir modernleşme stratejisi geliştirmesi gerekir.

Türkiye’nin modernleşmesi için Avrupa Birliği ve batıcı bir politika şart değildir, ancak faydalıdır. Avrupa Birliği ve batıcı bir politika, Türkiye’ye reformlar, standartlar, işbirliği, diyalog gibi imkanlar sunar. Ancak bu imkanları kullanmak veya kullanmamak Türkiye’nin kendi tercihidir. Türkiye’nin modernleşmesi için Avrupa Birliği ve batıcı bir politika bir reçete değil, bir araçtır.