18 Ocak 2024 tarihinde, Ürdün Hava Kuvvetleri tarafından Suriye'nin güneyindeki bir bölgeye yapılan hava saldırısı, uluslararası toplumda endişe ve yas dalgası yarattı. Saldırının hedefindeki bölge, uyuşturucu kaçakçılarının aktif olarak kullandığı bir yer olarak biliniyor. Ancak, bu trajik olayda hayatını kaybedenler arasında kadınlar ve çocuklar da bulunuyor.

Ürdün hava kuvvetlerinin düzenlediği bu saldırıda, en az 10 kişi öldü. Bu acı verici kayıpların arasında iki çocuk ve beş kadın bulunuyor. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, bu saldırıyı bir "katliam" olarak nitelendiriyor ve Ürdün'ün yanlış istihbarat almış olabileceğini öne sürüyor. Saldırının yapıldığı bölge, muhalif aktivistlerin ve uyuşturucu kaçakçılarının aktif olduğu bir yer olarak biliniyor.

Bu olay, bölgedeki zaten hassas olan durumu daha da gerginleştirdi. Suveyda’dan aktivist Eslan İzzeddin, tüm tarafların, özellikle de uyuşturucu ticareti yapan milislerin ve grupların, bu trajedinin sorumluluğunu paylaştığını belirtti. Suriye-Ürdün sınırına yakın köyler, Ürdün’e uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen kişilerin evleri veya depoları olduğu gerekçesiyle sık sık hedef alınıyor.

Ürdün Silahlı Kuvvetleri, son zamanlarda Suriye’den gelen birçok uyuşturucu ve silah kaçakçılığı girişimini engellediğini açıklasa da, bu hava saldırılarına ilişkin resmi bir açıklama yapmadı. Saldırının, bölgedeki uyuşturucu kaçakçılığının önüne geçilmesi amacıyla gerçekleştirildiği düşünülüyor, ancak bu saldırının sivil kayıplara yol açması büyük bir trajedi.

Ürdün'ün bu yıl üçüncü kez Suriye topraklarına saldırı düzenlediği iddia ediliyor. Bu saldırılar, özellikle Suveyda bölgesinde yaşayan Dürziler üzerinde büyük bir etki yaratıyor. Suriye’deki Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri, Ürdün ile Suveyda’daki sınır köylerinin halklarından oluşan bir heyetle bir araya gelerek, bölgedeki uyuşturucu ticareti ve kaçakçılık operasyonlarının sona erdirilmesine yönelik çabalara desteğini duyurdu.

Bu saldırı, bölgesel güvenlik ve istikrar açısından büyük bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. Ürdün ve Suriye arasındaki ilişkilerin geleceği, bu tür olaylarla daha da karmaşık bir hal alıyor.