VARAN 1: 15 Temmuz’un Erzincan 3. Ordu ayağı davasında ‘karartılan deliller ve çelişkiler’ kan dondurdu

VARAN 1: 15 Temmuz’un Erzincan 3. Ordu ayağı davasında ‘karartılan deliller ve çelişkiler’ kan dondurdu

Erzincan’da görülen ve geçtiğimiz günlerde Erzurum 2. İstinaf tarafından onanan 15 Temmuz FETÖ Darbe davası ile ilgili mahkemede görmezden gelinen çelişkili beyanlar ve kamera görüntülerinden oluşan detaylar kan dondurdu.

FETÖ’nün 15 Temmuz kanlı darbe ve işgal girişimi ile ilgili süren davalara dair tartışmalar ve FETÖ ile mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadeleriyle “vicdanlarda derin yaralar açan” gelişmeler yaşanırken, AVAZTÜRK Erzincan’da görülen davanın ayrıntılarına ulaştı. Yazı dizisi olarak yayınlayacağımız bu kan donduran ayrıntılar, FETÖ davalarında hukukun nasıl askıya alındığını, delil karatma ve delillerde tahrifat yöntemiyle suçsuz insanların hayatlarının nasıl karartıldığını, o geceki eylemleri nedeniyle üzerinde şüphe bulunanların delil karartma ve kurgulanmış tanık beyanlarıyla nasıl kurtarıldığını da ortaya koyuyor.

 

Erzincan 3. Ordu Komutanlığında yaşananlara dair görülen davada, gece saat 24’ten sonra Erzincan Valisi’nin yanında bulunmasına rağmen Erzincan İl Jandarma Komutanı Albay Orhan Tonğ ve bazı askerler müebbet ve çeşitli hapis cezalarına çarptırılırken, cuntanın sıkıyönetim listesinde bulunan 4 ordu komutanının içinde, 15 Temmuz sonrası yargılanıp ceza alan 2. Ordu Komutanı Adem Huduti ile birlikte ‘göreve devam’ yazan iki komutandan biri olan 3. Ordu komutanı İsmail Serdar Savaş, sıkıyönetim listesinde adları geçmesine rağmen Kurmay Başkanı Tümgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Adli Müşavir Ahmet Altınay, o gece 3. Ordu Harekât Kurmay YarBaşkanı ve sözde sıkıyönetim komutanı olan Tuğgeneral Ekrem Çağlar’la birlikte görülen 3. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Albay Orhan Aksoy ve yine koridorlarda gezindiği görünen 3. Ordu Merkez Grup Komutanı Albay Metin Kılıç hakkında hiçbir tahkikat yapılmamış bu isimlerin tamamı terfi ettirilmiş. Sadece Ordu Komutanı Savaş ile ilgili bir yargı süreci başlatılmış o da alel acele kapanmış.

Bu arada; FETÖ cuntasının sözde sıkıyönetim listesinde, hapisle cezalandırılan 2. Ordu Komutanı Adem Huduti ile birlikte “göreve devam” yazan iki Ordu Komutanından biri olan Erzincan 3. Ordu Komutanı İsmail Serdar Savaş halen göreve devam ederken, 14 Temmuz günü teamüller dışı bir görevlendirme ile Ankara’da bir toplantıda olduğu öğrenilen ve Erzincan’a 18 Temmuz’da dönen Kurmay Başkanı Tümgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun da Genelkurmay Personel Başkanı olarak görevlendirildiği, Darbe gecesi enterne edildiği söylenen ancak sabah 06:15'te elini kolunu sallayarak adeta törenle karargâhtan ayrılan FETÖ’nün sözde sıkıyönetim komutanı olan 3. Ordu Harekât Kurmay YarBaşkanı Tuğgeneral Ekrem Çağlar ile saat 03:30 civarında koridorda birlikte görülen 3. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Albay Orhan Aksoy’un ise 15 Temmuz sonrasında Tuğgeneralliğe terfi ettirilip Kara Kuvvetleri Tayin Şube Başkanlığına atandığı öğrenildi. Daha dikkat çekici olan ise, bu isimlerin 15 Temmuz’dan sonraki görev pozisyonlarının, FETÖ cuntasının sözde sıkıyönetim emirleri içinde yazılanlarla örtüşmesi.

ADLİ MÜŞAVİR VE ORDU KOMUTANI AĞIZ BİRLİĞİ Mİ ETTİ?

Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2017/57 Esas numarasıyla yargılaması tamamlanan ve 2017/106 sayılı kararla hükme bağlanan, geçtiğimiz günlerde de Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. İstinaf tarafından onaylanan ve halen temyiz için Yargıtay’a gönderilen davada, o gece komuta katının kamera kayıtlarındaki tarih ve saatlerin silinmesinin, 3. Ordu Komutanı İsmail Serdar Savaş ile Adli Müşavir Albay Ahmet Altınay’ın İl Jandarma Komutanı Albay Orhan Tonğ’un müebbet hapisle cezalandırılmasına sebep olan ifadeleri ile 3. Ordu’nun nizamiyesine bakan kamera görüntüleri arasındaki derin çelişkinin ve bu kayıtların bilirkişi incelemesine gönderilmesi talebinin dikkate alınmaması, Albay Orhan Tonğ’un bazı kişileri kurtarmak için ateşe atıldığı şüphesini de kuvvetlendiriyor.

ORDU KOMUTANI VE ADLİ MÜŞAVİR İFADELERİNİ KAMERA KAYITLARI ÇÜRÜTÜYOR

3. Ordu Komutanı İsmail Serdar Savaş, ifadelerinde, İl Jandarma Komutanı Albay Murat Orhan Tonğ’un darbe eyleminin içinde olduğunu “değerlendirdiğini” söylemiş ve Adli Müşavir Albay Ahmet Altınay ile aynı beyanlarda bulunarak, Adli Müşavir geldiği sırada Murat Orhan Tonğ’un hâlâ Ordu Komutanı’nın odasında olduğunu ve Adli Müşavir’in “bu işin anayasal suç olduğunu” söylemesi üzerine Murat Orhan Tonğ’un tavır değiştirdiğini belirtmiş.

3. Ordu Komutanı Savaş, Savcılık ifadesiyle birebir aynı olan 2 Ağustos 2017 tarihli mahkeme ifadesinde “Adli müşavirime gelen emri okuttuğumda, emrin hukuksuz olduğunu ifade etti ve bu ifadeden sonra benim kati tutumumdan sonra Ekrem Çağlar ve o esnada orda bulunan Orhan Tonğ'un demoralize olduğunu, yanımda bulunanlar da öyle söylüyor, farklı davrandıklarını ifade ettiler” beyanında bulunmuş.

Adli Müşavir Albay Ahmet Altınay da 25 Temmuz 2016 tarihli savcılık ifadesinde, “Ben komutanın odasında bulunduğum sırada bir ara daha önceden tanımadığım sonradan İl Jandarma Komutanı olduğunu öğrendiğim Murat Orhan Tonğ komutanın odasına girdi. Komutanla konuştular ancak ben o sırada televizyonu takip ettiğim için ne konuştuklarını tam duymadım, hatırlamıyorum ancak kısa bir süre kaldıktan sonra ayrıldığını hatta ayrıldığı sırada Vali Bey’in kendisini aradığını söylediğini hatırlıyorum” beyanlarını kullanmış.

Oysa 3. Ordu Nizamiye kapısını gören kamera kayıtlarında, Albay Tonğ’un gece 00:20’de karargâhtan çıkış yaptığı, Adli Müşavir Albay Ahmet Altınay’ın ise Albay Orhan Tonğ’dan yaklaşık 1,5 saat sonra 01:42’de aynı nizamiye kapısından giriş yaptığı, 01:43’te de personel giriş turnikelerinden geçtiği görünüyor.

 

albay_orhan_tong_nizamiye_cikisi.jpg

 

adli_musavir_altinay_nizamiyeden_giris_yapiyor.jpg

 

 

adli_musavir_altinay_personel_giris_turnikelerinde.jpg

 

Savcılık ifadesinde Albay Orhan Tonğ ile Ordu komutanının odasında karşılaştığını söyleyen Adli Müşavir Altınay, Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Temmuz 2016 tarihli duruşmada okunan YAZILI ifadesinde ise, “Ordu komutanının odasına gittiğimde içeride Ekrem Çağlar, Orhan Aksoy ve bir de Metin Kılıç isimli Albay vardı. Ordu komutanımız bana ‘Nedir bu durum’ diye sordu. Ben de yaşananların Anayasal suç olduğunu, cezasının da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olduğunu kendisine söyledim. Bunun üzerine ordu komutanımız bana ‘Bende sıkıyönetim emri var, senin de ismin geçiyor’ dedi” beyanlarını kullanmış. Adli Müşavir Albay Altınay’ın, savcılıktaki ifadesinin aksine mahkemeye yolladığı yazılı beyanda, Ordu Komutanının odasına gittiğinde orada bulunanlar içinde Albay Orhan Tonğ’un ismini belirtmemesine karşın mahkemede bu çelişki sorulmamış sorgulanmamış. Oysa Albay Orhan Tonğ ile ilgili verilen hükmün tek dayanağı, Erzincan 3. Ordu Komutanı İsmail Serdar Savaş’ın, “Adli Müşavir geldikten sonra Orhan Tonğ’un darbe eyleminin içinde olmasına karşın tavır değiştirdiği” yönündeki kamera görüntülerinin ortaya çıkmasıyla doğruluk payı ortadan kalkan beyanından oluşuyor.

Bu beyanlar ve kamera görüntüleri arasındaki zamansal farklar görmezden gelinip, ifadelerdeki çelişkiler sorgulanmadan Albay Orhan Tonğ’a verilen müebbet hapis cezası ile birilerinin korunup kollandığı, 15 Temmuz gecesi 3. Ordu Komutanlığında yaşanan bazı gelişmelerin perdelendiği iddia edilirken, AVAZTÜRK’ün ulaştığı detaylar bu iddialar ve kuşkuları güçlendirdi.

Bu arada, 7 Kasım 2017 tarihli duruşmada, kamera kayıtlarındaki tarih ve saatin silinmesiyle ilgili bilirkişi görevlendirilmesi yapılması talebiyle, Adli Müşavir Albay Ahmet Altınay ve Albay Orhan Aksoy'un sözlü ifadeye çağrılmaları taliplerinin mahkeme tarafından reddedildiği öğrenildi.

 

erzincan_3ordu_durusma_zapti.jpg

15 Temmuz’un 3. Ordu Komutanlığındaki eylemlerine yönelik yargılamada ‘karartılan deliller’ ve ‘çelişkili' ifadelerle, ceride defterlerindeki oynama iddiaları ve bir çok kan donduran detayı, delillerle aktarmaya devam edeceğiz.

 

AVAZTÜRK Özel Haber