İNANÇ YILAN
Ya Ya Ya, Şa Şa Şa
Futbol Federasyonu, A Milli takım futbolcularına sadece Avrupa şampiyonasına katıldıkları için 650 şer bin euro dağıttı. Peki o kupayı kazanan Portekiz milli takımı futbolcularına kaç para verildi? Sadece 275 bin euro... Yani kupayı kazanan saftirik Portekizli futbolcular ne bilsinler bizimkilerin katılmak için aldığı paranın yarısına tav olduklarını...
Para pul, kupa başarı hak getire. Zaten el edep, vel hâya kısmındayız... Sizin için sebebini kısa bir fotoroman haline getireceğim ki uzun yazmağa mahal kalmasın...
Bu resimde Milli Takım da atamadığı gollere karşılık yeterince prim almadığı için sinirlenen Burak Yılmaz, yol verme tartışması sebebiyle otobüsü basıyor. Maş’ALLAH böyle golcüsü olan takım kupa da kaldırır sopa da... (Sopayı görünce kaçıyor ama idare edin, kondisyonu eksiktir)
Fotoromanımızın ikinci resminde ise sağ tarafta sevişirken görülen gazeteci ile futbolcu arası Milli Takımın prim haberleri yüzünden çıkan haberler yüzünden açılır. Ayrılık acısına ve primlerin eksik kalmasına dayanamayan Arda Turan, boğazına sarıldığı gazeteciye; “Bilal Meşeeeeee, ben adamın Cengiz İnşaatı olurum ulan” diyerek son noktayı koyar.
Futbolcularına örnek olmak, tercihlerine yön vermek isteyen biricik hocaları Fatih Terim’de damadının komşusunun mekanını basarak son noktayı koymuştur.
Peki bu kadar başarısızlık, rezillik ve aymazlık karşılıksız kalır mı? Amerikan Spor kanalı ESPN bu günleri daha önceden görmüş olacak ki 2013 yılında Dünyanın En Kötü Spor Adamı ödülüne Yıldırım Demirören’i lâyık gördü.
Kısacası...
Önce kazanamadıkları kupaların primleri için kanımızı emdiler. Sonra topçusu, haber yapan gazeteciyi dövdü, sövdü. Şimdi de elebaşları lokanta basıp ortalığı dağıttı. Geriye tek bir şey kaldı...
Baba parasıyla koltuğa otura başkanın, pavyon basıp avrat kaldırması... Öyle federasyona böyle başkan yakışır... Şimdi yıldızlardan başlayıp profesyonelliğe uzanan süreçte top koşturan çocukları düşünün, rol modelleri hazır.
Son sözü atalarımız söylemiş; Arsıza kazık sokmuşlar, bu gürültü nereden geliyor demiş!
Bizim bir de spor basınımız var dimi... Şimdi bir mağduriyet edebiyatı türetirler. Halla hoop, tereyağlı ballı ekmek kıvamında bir Fatih Terim...
Bu sürecin başında olması beklenen Spor Bakanını ne benim dikkate alıp tek kelime söylemem işin ciddiyetine yakışır ne de onun böyle bir durum için benim eleştirilerime cevap vermesi. Alınganlık falan göstermeyip, hiç bir şey yokmuş gibi davranırsa rüzgâr diner, savrulan yapraklar yeniden yere düşer, ürkmüş sincaplar yine dallara çıkar ve konu kapanır o da makamında huzur içinde konuklarına çay ikram etmeğe kaldığı yerden devam eder...
Şimdi gelelim bütün bu olaylara karşın utanmaz(!) Fethiyespor kulübünün yaptıklarına. Yahu şu zamanda sırf ülkemizi kışkırtmak, zor durumda bırakmak ve böyle güzide spor dünyamıza doğru ve dürüst yani ADAM gibi ADAM olmak gibi absürt şeyler göstermek için çabalıyorlar.
Resimde ki rezilliğe bakar mısınız? Yüce Atatürk yazan tişört giymişler. Haydi bunların ki bir ayıp, ceza almaları için sevk edildikleri PFDK’nun yaptığına ne diyelim! Cezaya gerek görmemişler. Böyle bir suç, nasıl cezasız kalır aklım havsalam almıyor!!!
Not: Kulüp takımları beni bağlamaz ama adının önünde Milli kelimesi geçen her konuda bütün muhataplar bana/bize/size kısacası her yurttaşa hesap vermek zorundadır nokta