Yargıtay Üyesi’nden FETÖ ile mücadele için şok öneri: Kur’a çekilsin!
Yargıtay Hukuk Daire Üyesi Abdullah Yaman’dan FETÖ ile mücadele adı altında yaşanan haksız ihraçlara isyan etti. Yaman, ihraçlar için “kur’a” önerisinde bulundu.
FETÖ ile mücadele ihraç mekanizmasının en çok tartışıldığı emniyetteki uygulamalara Yargıtay Hukuk Daire Üyesi Abdullah Yaman bir kez daha isyan etti. Yargı çevrelerinde FETÖ’ye sadece 17/25 Aralık ya da 15 Temmuz sonrası değil meslek hayatı boyunca sergilediği tavırla bilinen Yargıtay Hukuk Daire Üyesi Abdullah Yaman, iki oğlunun FETÖ gerekçesiyle ihraç edilmesini, FETÖ’nün ailesine yönelik zulmü olarak nitelendirirken, 17/25 Aralık’tan sonra Cumhurbaşkanı Yaverlerinin detaylı istihbarat çalışmaları sonrası belirlendiğine atıf yapıp buna rağmen hemen tüm yaverlerin FETÖ’cü çıkmasını eleştirdi.
Emniyetteki ihraçlar dahil diğer ihraçlarda da benzer İstihbarat çalışmalarının olduğu yönündeki savunmaları eleştiren Abdullah Yaman, Cumhurbaşkanı Yaveri belirlenirken istihbarat çalışması yerine kur’a çekilse en fazla bir yaverin fetöcü çıkabileceğine hatta o kadar bile olmayabileceğine dikkat çekerek, FETÖ ile mücadelede de “kur’a çekilmesini” öneren ironik bir paylaşımda bulundu.
Halk arasında “Bekri Mustafa” hikayesi olarak bilinen hikayeyi de paylaşımına taşıyan Yargıtay Hukuk Daire Üyesi Abdullah Yaman, FETÖ gerekçesiyle maruz kaldığı saldırılara, bu saldırıların arkasındaki ellerin geçmişdeki FETÖ ile ilişkilerine ve örgüt liderine yaptıkları güzellemelere dikkat çekerek, “Ölmeye değil de cenazemin bekri mustafalar tarafından kaldırılmasınadır isyanım” vurgusunda bulundu.
İşte FETÖ ile mücadele adı altında ilgisiz insanların da FETÖ çuvalına boca edilerek FETÖnün amaçlarına hizmet edildiğini sert bir dille aktaran Yüksek Yargı mensubu Yargıtay Hukuk Daire Üyesi Abdullah Yaman’ın sosyal medya hesabından paylaştığı yazısının tamamı:
FETÖ’DEN İHRAÇLAR KURAYLA BELİRLENSİN
Sürekli sarhoş vaziyette gezinen Bekri Mustafa, yoksul bir mahallenin Camii önünden geçmektedir… O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam yoktur...
Cemaatin, beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı “hoca” zannederek namazı kıldırmasını söylerler...
“Yok, ben hoca değilim” dese de, dinlemezler ve zorla öne geçirirler...
Bekri Mustafa namaza benzer bir şey kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar.
Cemaat, daha önceki imamlarda görmediği bu hareketin manasını merak edip ölüye ne dediğini sorar.
Bekri Mustafa gülerek cevaplar:
“Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa imam olup cenazemi kıldırdı dersin. Onlar durumu anlar…” dedim.
Maalesef, bugün itibarıyla küçük oğlumun da devletle irtibatını kestiler…
Hem de aşağıda videosunu paylaştığım bir zatın yönetimindeki bakanlık icraatıyla… Videoyu baştan sona izlerseniz FETÖ çetesinin lideri ile onun kullanışlı tetikçisi Zekeriya’yı yere göğe sığdıramayan zihniyetin nasıl olur da halen iktidarda olduğunu anlamakta güçlük çekersiniz… Ama burası Türkiye… Kimin eli(kaseti) kimin cebinde bilemezsiniz…
Sözüm ona şimdilerde ailecek FETÖ’den infaz ediliyoruz… Ölmeye değil de cenazemin bekri mustafalar eliyle kaldırılmasınadır, isyanım…
Birileri sosyal medyadan bir bakana bindirmenin etik olmadığından söz edebilirler… Lakin daha önceden randevu için defalarca aramama rağmen dönüş yapmayan insan suretliler sosyal medyadan başka mecra bırakmadılar…
Bunların niyeti kesinlikle FETÖ ile mücadele değil… Zamanında FETÖ’ye karşı dik durabilmiş insanların şeref, haysiyet ve rızıklarıyla oynayarak “hocaefendinin” beddualarını realize etmekle meşguller…
Mücadele denilen şey dönüp dolaşıp sonunda daha fazla sayıda kişinin devlete düşmanlaştırması projesine dönüştü…
İyi de bu işin çaresi ne derseniz; acizane fikrimi beyan edeyim:
FETÖ’DEN İHRAÇLAR KURAYLA BELİRLENSİN…
Evet yanlış okumadınız, kurayla diyorum…
Malum 17-25 Aralık sürecinden sonra, sözüm ona FETÖ’yle mücadele için ciddi istihbarat çalışmaları yapıldı… Özellikle de yatak odasına kadar mikrofon yerleştirdikleri Cumhurbaşkanının yanında görev alacaklar için türlü tedbirler alındı…
Sonuç ne mi oldu? Neredeyse yaverlerin tamamı FETÖ’cü çıktı… Hakeza Genelkurmay Başkanı ve diğer etkili görevlerde bulunan makam sahipleri için de aynı durum söz konusu…
Peki o halde Cumhurbaşkanına yaver atanırken hiçbir istihbarat çalışması yapılmadan doğrudan mevcut albaylar arasında kurayla belirlenseydi sonuç değişir miydi? Bilmiyorum ama binlerce albay arasından seçilecek talihlilerden ya hiç, ya da en fazla bir kişi FETÖ elemanı çıkacaktı… Ama iş anlı şanlı istihbarat teşkilatlarına düşünce neredeyse tamamı FETÖ’cü çıktı…
Şimdi CV’sinde bunca başarı(!) hikayesi bulunan istihbarat teşkilatları oturup, yok bilmem mahrem imammış, flash bellekmiş; insanları teker teker fişleyip kapı önüne koyuyorlar… Örgütle alakası olmayan binlerce insanı devlete küstürüp düşmanlaştırıyorlar… FETÖ’nün militan devşirmek için dershane ve yurt açmasına gerek kalmadı… Artık onlardan rol çalıp binlerce devlet memuru ve ailesini düşman kampında toparlayan devlet(!) kurumlarına sahibiz…
Onun için bundan böyle memurlarını lütfen kurayla ihraç edin, diyorum… Hem bu şekilde ihraç edilecekler en fazla talihine sövüp, hiç olmazsa devletine düşman olmayacaklardır…
Şimdi ikinci oğlumu da kapının önüne koyduğunuza göre ikinci kez hodri meydan diyorum… Gerek şahsım gerekse çocuklarım ve eşimin FETÖ ile ilgilisi olduğuna dair en ufak bir delil ortaya koyun istifa dilekçemi çerçeveletip sunmazsam namerdim… Bakın, ben Allah’tan başka kimsesi bulunmayan sıradan bir vatandaşım… Sizin ise elinizde binlerce istihbarat elemanınız, nazınızın geçeceği mafyalarınız mevcut… İspatlayamıyorsanız sizden aşağılık, sizden zalim, sizden münafık, sizden şeytan kimse tanımıyorum…
Sizler, bu zulmünüzle beni üzmekten çok, bana karşı unutulmaz kuyruk acısı olan FETÖ’cüleri sevindirdiniz, aferin… Ama şuna emin olun; yaptığınız ve yapacağınız alçaklıkların hiç biri beni onların safına itmeyecektir… Şunu bilirim ki, Allah herkese verdiği akıl ve zeka oranında hesap soracaktır… Bu yüzden asla savrulduğunuz seviyeye inemeyeceğim için üzgünüm...
Sakın ha, zulmünüze müsaade edilmesini hayra yormayın… Kuvvetle muhtemeldir ki, bunca kul hakkıyla boylayacağınız cehennemin dibini bihakkın kazanmak için süreci tamamlamakla meşgulsünüz, o kadar…
FETÖ ile mücadele şovmenini, eli altındaki tetikçileri, ve en önemlisi bunları halen etkili yerlerde tutarak zulme ortak olanların cümlesini Rabbime havale ediyorum…
Şüphesiz O imhal eder ama asla ihmal etmez…
*
Yargıtay Hukuk Daire Üyesi Yaman’ın yukarıda tamamını aktardığımız isyan ve meydan okuma yazısının altına Süleyman Soylu’nun FETÖ lideri Gülen ve örgütüne yönelik övgü dolu sözleri içeren video eklemesi dikkat çekti.
AVAZTÜRK