Yargıtay’dan grev kararı ve yetki belgesi hakkında emsal karar

Yargıtay’dan grev kararı ve yetki belgesi hakkında emsal karar

Yargıtay’ın grev kararı ve sendika yetki belgesi hakkında verdiği emsal nitelikteki kararı okuyun. İş hukuku alanında önemli bir değişiklik yaratan bu karar ne anlama geliyor?

İş adamının grev kararı sebebiyle sendikayı mahkemeye şikayet ettiği davada Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, grev kararının alınması ancak uygulanmaması durumunda sendikanın yetki belgesinin de geçersiz olacağına hükmetti.

Fabrikasında grev kararı alınan iş adamı, grev kararının durdurulması ve sendikanın yetki belgesinin geçersizliğine karar verilmesi için mahkemeye başvurdu. Davalı sendika ise, işverenin toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini düşürmek için bu aşamayı planladığını, dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini ve bunun yaptırıma bağlanması gerektiğini savundu.

Mahkeme, sendika üyelerinin dörtte üçünü kaybetmiş olması sebebiyle grev kararının uygulanmadığından durdurulma talebinin konusuz kaldığına ve sendikanın yetki belgesinin geçersizliğine karar verdi. Davalı sendika kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazları reddetti. Sendika yönetimi bu kez kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

Yüksek Mahkeme emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şu ifadelere yer verildi:

“Grev işçilere özgü ekonomik bir baskı aracıdır. Mevcut çalışma şartlarını beğenmeyen ve bunları düzeltmeyi hedefleyen işçiler işverenin bu talepleri ret etmesi durumunda toplu hâlde işi bırakarak işvereni isteklerini kabule zorlarlar. Kanuni grev ise işçilerin, Kanun’da belirlenen hedef içinde ve yine Kanun’da öngörülen usul, yasak ve sürelere uyarak topluca çalışmamak suretiyle bir işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla, toplu iş sözleşmesi ehliyet ve yetkisine sahip bir işçi sendikasının topluca çalışmaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalıdır.

Kanuni süre içinde grev kararının alınması, ancak bildirilen tarihte grevin başlamaması durumunda 6356 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin dördüncü fıkrası uygulama alanı bulacaktır. Söz konusu hükmün ilk cümlesinde belirtildiği üzere ‘Bildirilen tarihte başlamayan grev hakkı veya lokavt düşer’ hükmün ilk cümlesinde sendikanın yetkisinin devam edip etmeyeceği belirtilmemiştir.

Ancak; aynı fıkranın devamında ‘Süresi içinde grev kararı uygulamaya konulmamış ve alınmış bir lokavt kararı da yoksa veya lokavt da süresi içinde uygulamaya konulmamışsa’ yetki belgesinin hükmü kalmayacağı belirtildiğinden, aynı fıkra da düzenlenmesi itibarıyla, bildirilen tarihte grevin başlamaması durumunda da yetki belgesinin hükmünün kalmayacağının kabulü gerekmektedir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına hükmedilmiştir.”

Bu kararla, grev kararı alan ancak uygulamayan sendikaların yetki belgelerinin de geçersiz olacağı ve işverenlerin bu durumu mahkemeye taşıyabileceği belirlenmiş oldu. Kararın, iş hukuku alanında önemli bir emsal teşkil etmesi bekleniyor.