NECDET PEKMEZCİ
Zabitlerin zabiti Mustafa Kemal
Anlayacağınız paşalık da mareşallik de sonradan gelirdi Mustafa Kemal için…
O zabitlerin zabitleriydi…
Rütbesi, teğmendi, üsteğmendi yüzbaşıydı ve nihayetinde binbaşıydı…
Çanakkale’de rütbesi Miralay’dı Mustafa Kemal’in…
Mesela evveli yani Kurtuluş Savaşı’ndan çok evveli alışkındı rütbe sökmeye Mustafa Kemal!
Mustafa Kemal, Trablusgarp yolunda zaten rürbesini sökmüştü…
Yani 15 Ekim 1911’de Çanakkale Savaşı evveli, söküp atmıştı Mustafa Kemal çoktan yüzbaşı rütbesini.
Kafa kâğıdında gazeteci Mustafa Şerif yazıyordu o vakitler…
Trablusgarp yolundaki Mustafa Kemal’in…
Anlayacağınız Samsun’a çıkmadan evveli de alışkındı Mustafa Kemal rütbe sökmeye…
“Söz konu vatansa gerisi teferruattır” diyen de O’ydu; İstiklal Savaşı’nda…
Dolayısıyla, hükmünü çoktan yitirmişti rütbeler, apoletler Mustafa Kemal için….
Ta ki; İstiklal Harbi’ne kadar!
Zabit, Erzurum’da söküp attığı rütbesini Sakarya Meydan Muharebesi’nde yeniden omzuna taktı. Gazilik ve Müşirlik yani Mareşallik rütbesini Türk milletinin elinden aldı…
Durduk yere almadı bu rütbeyi Mustafa Kemal...
Yitik zabitlerinin, şehit subaylarının apoletleriydi Mustafa Kemal’in omuzlarına taktığı apoletler...
Çünkü tarih; kayda geçirmişti Sakarya Meydan Muharebesi’ni; zabitler yani subaylar muharebesi diye...
Ve Mustafa Kemal de zabitlerin zabitleriydi artık…
Türk Milletinin zabitlerinin mertebesiydi; “Gazilik”, “Mareşallik” de öyle...
Onun için ”Gazi” mertebesine yükseldi Mustafa Kemal, onun için taktı Mareşal apoletlerini omuzlarına…
Bir şey diyeyim mi sana;
Niye bu kadar kıvırtıyorsun?
Niye Mustafa Kemal’in yolunda gitmiyorsun sen!