Çiller'in Arazisi İçin İBB ve Bakanlık Arasında Hukuki Mücadele

Çiller'in Arazisi İçin İBB ve Bakanlık Arasında Hukuki Mücadele

Kilyos'taki doğal sit alanında bulunan ve Tansu Çiller ile ilişkilendirilen arazinin imar planı, İBB'nin açtığı davalar sonucunda ikinci kez iptal edildi. Detaylar, mahkeme kararları ve İstanbul'un çevre politikalarıyla ilgili son gelişmeleri keşfedin.

İstanbul'un nefes alan yeşil alanlarından biri olan Kilyos, son zamanlarda imar değişikliğiyle gündeme geldi. Eski Başbakanlardan Tansu Çiller ile ilişkilendirilen ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından özel imar planı yapılan bir arazinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) hukuki müdahalesi sonucu plan değişikliği ikinci kez iptal edildi. Bu durum, hem İstanbul'un şehircilik politikaları hem de siyasi çevrelerde önemli bir tartışma konusu oluşturuyor.

Olayın kökenine inildiğinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın 21 Mayıs 2020 tarihinde, Marsan Marmara Holding A.Ş. adına kayıtlı, Sarıyer Kilyos'ta bulunan yaklaşık 30 bin metrekarelik arazi için yeni bir imar planı yayınladığı görülüyor. Plan değişikliği, arazinin otel yapımına uygun hale getirilmesini ve inşaat alanının beş kat artırılarak 24 bin metrekareye çıkarılmasını öngörüyordu. Arazinin tamamının 3. derece doğal sit alanı sınırları içerisinde kalması, plana karşı tepkilerin yoğunlaşmasına neden oldu.

İBB, yapılan bu değişikliğe karşı dava açtı ve İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Bakanlığın planlarını 2 Kasım 2021'de oybirliğiyle iptal etti. Ancak, Bakanlık bu karara karşın 10 Mayıs 2023'te yeni bir plan hazırlayarak askıya çıkardı. İBB'nin yeniden dava açması sonucu, İstanbul 14. İdare Mahkemesi 29 Şubat 2024 tarihinde yeni planı da oybirliğiyle iptal etti.

Mahkeme kararlarında, iptal edilen ve yeni hazırlanan planlar arasında fonksiyon açısından bir fark olmadığı, ancak yapı yoğunluğunun ve kaks değerlerinin değiştiği belirtildi. Ayrıca, mahkeme yeni planda da hukuka aykırılıkların giderilmediğini vurguladı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çiller’in bu araziye ilişkin Murat Kurum'a verdiği desteği eleştirdi. İmamoğlu, Çiller’in destek sebebini, Şehircilik Bakanı'nın araziye özel imar planı çıkarması olarak gördüğünü ifade etti. Bu durum, şehircilik ve rant ilişkileri açısından önemli bir tartışma konusu oluşturuyor.

Arazinin, şirketin kredi borçları karşılığında Türkiye Halk Bankası'na ipotek edildiği ve üzerinde önemli miktarda ipotek bulunduğu bilgisi de konunun ekonomik boyutunu gözler önüne seriyor.

Bu olay, İstanbul'un kıyı kesimlerindeki imar politikaları, doğal sit alanlarının korunması, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına uygun planlamaların önemi hakkında önemli soruları beraberinde getiriyor. Aynı zamanda, yerel yönetimlerin ve merkezi hükümetin şehircilik politikaları arasındaki ilişkilerin, hukukun üstünlüğü çerçevesinde nasıl şekillendiğini de gözler önüne seriyor. Bu süreç, İstanbul'un doğal ve kültürel mirasının korunması adına önemli bir örnek teşkil ederken, şeffaf ve adil şehircilik anlayışının önemini bir kez daha vurguluyor.