Sosyolog / BETÜL BAYKAL DİNÇ
CORONA BİZE NE ETTİ
Neler etmedi ki!
Yıllarca gelişmiş, medeni ülke diye tabir ettiğimiz, televizyonlardan izlerken iç geçirdiğimiz ya da bir yıl boyunca çalışıp para biriktirip gittiğimiz, medeniyetin, bilimin, ilmin beşiği koskoca ulus devletlerin, Avrupa ülkelerinin ne kadar aciz, perişan olduğunu,
Sosyal devlet anlayışının ne kadar önemli olduğunu, sosyal devlet diye yırtınan ülkelerin nasıl yerin dibine vurduğunu,
Aslında yalnızlığın da güzel olduğunu, şehirlerin ne kadar kalabalık ve gürültülü olduğunu insanoğlunun da doğa karşısında ne kadar güçsüz olduğunu,
Tüketim toplumuna dönüşen insanın “sana kek yaptım” dan “sana ekmek yaptım” moduna nasıl evirilebileceğini,
“Aile o kadar önemli değil.” diyenlerin yanında “aile baya önemliymiş, aileyle oturmak güzelmiş, ailemi seviyorum” diyebilen bir neslin de olduğunu,
Belki de yıllardır ailemizin, öğretmenlerimizin öğretemediği hijyen ve temizliğin önemini,
Pandemi, epidemi, sosyal mesafe vb. kavramlarını, sıraya girmeyi, sırada beklemeyi, bin dünya starının bir sağlık çalışanı etmediğini,
Paranın bile bazen para etmediğini, sağlığın ne kadar değerli olduğunu, yaşlıları anlamayı, komşuluk kavramını,
Yeni yetme bebelerin filmlerde izlediği, kitaplarda okuduğu sokağa çıkma yasağının ne olduğunu, cezaevinde yatanlara empati duyabilmeyi,
Yataksız hastaneyi, yardım kolisinin prototip de olabileceğini, sehven belediyecilik kavramını, portakal soyup yemenin de bir adabı olduğunu; kullanma kılavuzu olmadan yenemeyeceğini,
Milyonluk parfümler kullanan elitlerimizin kolonyanın derecesini öğrendiklerini ve evlerinden ve ellerinden eksik etmediklerini,
Türkiye’nin aslında ne kadar büyük bir ülke olduğunu, Recep Tayyip Erdoğan’ın ne kadar büyük bir lider olduğunu,
Bizden gibi görünüp bizden olmayanların vatan toprağına, bu millete olan nefretlerini,
Beş yüz bin ton asfaltın iki günde dökülebileceğini, samanın ne kadar önemli bir gıda olduğunu,
Serbest piyasada kuruş etmeyen her b*kologların allanıp pullanıp her gün TV ekranlarına uzman diye çıkartıldığını,
Türkiye şuanda hem Ortadoğu’da hem global ekonomik anlamda savaş verirken, tüm dünya bizden yardım isterken, biz tüm dünyaya örnek teşkil ederken bizim sığ muhalefetimizin bunu anlayacak zeka ve kapasiteye sahip olmadığını,
Bir sene öncesine kadar bir kilo soğan şu kadar oldu diye ağlayan bir kitaba 2500 TL. veren bir kitlenin bu ülkede hep var olacağını,
Siyasi rant uğruna hiç hissetmedikleri duyguları bize satmaya çalışan Ak Partinin içinde çöreklenmiş beyaz Türklerin olduğunu,
Hastalığınız olup da sakın hastanelere gitmemezlik yapmayın
Her türlü imkanımız var diyen koca yürekli bir sağlık bakanımız olduğunu,
Kaostan, kinden beslenen, felaket tellalı ve vatan haini bir sürü virüsün olduğunu,
Avrupa ülkelerinde yaşlıların huzurlu uyku (ötenazi) yöntemi ile gözden çıkarıldığını, İsrail’de engellilerin yoğun bakımdan en son yararlanacak hasta grubuna dahil edildiğini,
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturu ile Türkiye’nin tam bir sosyal devlet anlayışı ile insana, canlıya sahip çıktığını öğretti.
Şüphesiz ki düşünenler için ibret vardır.
Büyüksün Türkiye’m!